BALIKESİR Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, Başkent ziyaretlerinin nedenini, niçinini açık açık anlatsa da, vatandaş bilse, öğrense...
Yoksa durduk yerde iktidarın genel merkezini, iktidarın bakanlarını, bürokratlarını, milletvekillerini falan tek tek dolaşıp hediyeler dağıtmasını falan ‘yeşil ışık’ zannedebilir vatandaş.
Neye yeşil ışık?
İktidara elbet!
***
BİLLAHİ yalan değil.. Mikail’in çay ocağında oturun meselâ; şehir mevzularını takip edip kendince yorum yapmaya çalışan hemen herkes, “yakında AK Parti’ye geçer” diye konuşmaya başladı bile.
“Yahu arkadaş, hiç olur mu öyle şey.. Kenarda köşede kalmış, partisi görev vermemiş, siyaset yapmak isteyen, ama yapması için alan yaratamayan biri için geçerli olabilir bu.. CHP’de Genel Başkan Yardımcılığı’na kadar yükselmiş, üç dönem vekillik yapmış, partide üst düzey sorumluluk üstlenmiş ve bugün o partinin Büyükşehir Başkanlığını yapan birinin ‘CHP’den bi cacık olmaz, AK Parti’ye geçeyim’ demesi mümkün değil” diyorum ben de kendimce.
Gerçi her fırsatta, “benim partim yok, tüm partilere eşit mesafedeyim” diyen Ahmet Akın için, “Büyükşehir üzerindeki iktidar baskısı ve iş yapamama korkusuyla iktidarın gemisine yanaşabilir” yorumları yapmak da mümkün.
Beri yanda, kendi tabanı ve arkasındaki halk desteğine rağmen, zorunlu ve zorlama bir transfere göz kırpma şansı da yok.
Ayrıca iktidarın yaptırdığı memnuniyet anketlerinde ‘vatandaş memnuniyeti’ni koruyor ve arttırıyor olması, muhalefet belediyelerini ‘silkeleyen’ iktidar gücünü korkutuyordur muhtemelen.
Belki de o sebeple öteki belediyeleri apaçık silkelerken, bizimkine azıcık torpil geçiyor olabilirler!
Dikkat ediyorsanız çok silkelemiyorlar Balıkesir’i!
Ahmet Akın da, Genel Başkan Yardımcısıyken sürdürdüğü muhalefet dilini terk etti; iktidara çok fazla kelle kulak yapmıyor.. Sadece AK Parti’nin Büyükşehir Meclis Üyeleri Yasin Sağay’la Mehmet Birol Şahin’i örseliyor.
Onları da zaten yakın zamanda Grup Başkanvekilliğinden, parti sözcülüğünden emekliye ayıracakmış AK Parti İl Başkanı; sağda solda öyle konuşuluyor.
Neyse.
***
AHMET AKIN hakkında “geçer - geçmez” yorumları yapan vatandaş için, saatlerce konuşulup tartışılacak bir çay ocağı muhabbetidir bunlar.
O’nun derdiyse, yapmak isteyip de kaynaksızlıktan yapamadığı işler için para bulmak, kaynak yaratmak!
Borç dağı hızla yükseliyor malum. Şu ana kadar tamir montaj, bakım onarımla idare ettiler.
Yatırım lazım.. Yapılacak çok iş var.. Çözülecek çok sorun var.
Hani para?
Kaynak yaratmak için arsa, tarla ve bilumum taşınmazı satışa çıkarınca ilkin biz koparıyoruz küçük kıyametleri!
Vay efendim tüyü bitmedik yetim hakkıdır, bu memleketin geleceğine mirastır, satıp savmayın, yarınları düşünün falan.
Eh, haklı değil miyiz; haklıyız elbet.
İşte bakın, daha fırtınası dinmeyen EKMAS muhabbeti hâlâ konuşuluyorken.. Bizimki BALTOK’a ait yirmi altı adet arsayı satmaya hazırlanıyor.
O’ndan öncekiler de satıyordu ve Ahmet Akın’a nasıl kızıyorsak satıyor diye, onlara da kızıyorduk.
Bu arsalar atadan dededen miras değil; BALTOK’un ve Büyükşehir’in kendi kaynaklarıyla satın alınıp tapulandırılmış da değil. Hazine’den şartlı, şerhli verilen araziler çoğu.
Hazine malı, millet malıdır nitekim. Milletin malını ‘mirasyedi’ mantığıyla çarçur edemezsin yani.
***
KULLANDIĞI siyaset dili, iktidarınkinden farklı değil. CHP’nin dilini kullanmadığı kesin. CHP içinde rahatsızlık yaratsa bile, Ahmet Akın muhafazakar dili kullanmaya devam edecek. Bu dilin sokakta karşılığı var çünkü.
Öyle olunca, iktidarın bakanlarıyla, bürokratlarıyla, mebbuslarıyla falan çok rahat anlaşabiliyor.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Ensar Aytekin’i koyun meselâ Ahmet Akın’ın yerine.. Kendi jargonu ve partisinin anadili gereği kavgacı, hiddetli, militan bir üslup takınacaktır.
“Ahmet Akın, iktidara da yakın” manşetini boşuna atmadık yani.
Bittabi, bu yakınlığın tezahürü olarak, istediğini kopartabilme şansı var bizim Başkan’ın.
Umarım Başkent koridorlarındaki o bol gülücüklü, sarmaş dolaş ziyaret pozlarının Balıkesir’e kaynaksal, yatırımsal, hizmetsel karşılığı olur.
Selam ederim kendisine.