Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Balıkesir Şube Başkanı Mualla Orman ve yönetim kurulu üyeleri dernek binasında düzenledikleri basın toplantısında eğitim-öğretimde yaşanan sıkıntılar hakkında bilgilendirmede bulundu. Dernek Başkanı Mualla Orman ülkedeki eğitimin laik ve bilimsel temellerden uzaklaştırılmaya çalışıldığını söyledi. Orman, okulların çağdaş eğitimin yuvası olması gerekirken gerici proje ve protokollerle öğrencilerin eğitim hakkının gasp edildiğini ileri sürdü.
“EĞİTİM ÖĞRETİMDE YENİ BAŞLANGIÇ UMUT VERİCİ DEĞİL”
YKKED Başkanı Mualla Orman düzenlediği basın toplantısında yaptığı konuşmada şunlara yer verdi:
“Yeni eğitim-öğretim yılı başladı. Ancak bu başlangıç, umut dolu bir sürecin değil, derinleşen sorunların habercisi olmaktadır. Bugün ülkemizde eğitim, öğretmenlerin geçim sıkıntısı, öğrencilerin açlığı, okulların donanımsızlığı ve liyakatsiz atamaların gölgesinde yeni döneme adım atmaktadır.
“ÖĞRETMENLER İTİBARSIZLAŞTIRILIYOR”
Öğretmenler, insanca yaşayamayacakları ücretlerle ayakta kalmaya çalışırken, itibarsızlaştırılmakta; tayin ve atamalarda liyakat değil, siyasi kayırmalar belirleyici olmaktadır. Bu koşullar altında öğretmenin motivasyonu zedelenirken öğrenciler sürekli değişen müfredat ve sınav sistemleriyle geleceğe güvensiz bakmaktadır.
“ÖĞRENCİLER OKULA AÇ GİDİYOR”
Öğrencilerimizin yaşadığı tablo ise çok daha acıdır. Yoksulluk nedeniyle binlerce çocuk okula aç gitmekte, beslenme çantalarını dolduramamakta, derse boş mideyle girmektedir. Açlık çeken bir çocuğa nasıl nitelikli eğitim verilebilir? Çocuklarımızın en temel hakkı olan eğitim, yoksullukla iç içe geçmiştir ve bu iktidarın bilinçli tercihlerinin sonucudur.
“HER OKULA EŞİT EĞİTİM YATIRIMI YAPILMALI”
Öte yandan okullarımızda laboratuvar, spor salonu, kütüphane ve teknolojik donanım eksiklikleri devam etmektedir. Eğitim yatırımlarının belirli okul türlerine yönlendirilmesi, diğer okulları geri plana itmekte; fırsat eşitliği yara almaktadır. Kadrolu öğretmen açığı, alan dışı ders uygulamalarıyla birleşince öğrenciler nitelikli eğitim hakkından mahrum bırakılmaktadır. Temizlik ve sağlık hizmetlerinde kadrolu personel eksikliği nedeniyle okulların hijyen koşulları ciddi bir tehdit altındadır.
“LAİK VE BİLİMSEL EĞİTİMDEN UZAKLAŞILIYOR”
Tüm bu sorunların yarı sıra eğitim alanı, laik ve bilimsel temellerden uzaklaştırılmaya çalışılmaktadır. ÇEDES başta olmak üzere birçok gerici proje ve protokol, öğrencilerimizin eğitim hakkını gasp etmekte; bilimin, aklın ve çağdaş pedagojinin yerine dogmatik anlayışları dayatmaktadır. Okullar, çağdaş eğitimin yuvası olması gerekirken siyasi ve ideolojik projelerin sahasına dönüştürülmektedir. Bu kabul edilemez. Eğitimin içeriği dini v e siyasi baskılardan arındırılmalı; çocuklarımızın özgür düşünebilen, sorgulayan, üretken bireyler olarak yetişmesi sağlanmalıdır.
“KALICI YAZ SAATİ UYGULAMASI VERİMİ DÜŞÜRÜYOR”
Buna ek olarak, kalıcı yaz saati uygulaması da eğitim hayatında ciddi sorunlara yol açmaktadır. Çocuklarımız henüz gün ağarmadan, karanlıkta yollara düşmekte; bu durum hem güvenlik hem de sağlık açısından büyük riskler yaratmaktadır. Uyku düzeni bozulan, biyolojik ritmi aksayan öğrenciler derse yorgun ve dikkat dağınıklığıyla girmekte; öğretmenler ise verim kaybı yaşamaktadır. Eğitimde başarıyı olumsuz etkileyen bu uygulama toplumun genel yaşam kalitesini de düşürmektedir.
“GERİCİ EĞİTİM ANLAYIŞI ÜLKEYİ KARANLIĞA SOKAR”
Öğretmenlerini yoksulluğa, öğrencilerini açlığa mahkum eden, okullarını sahipsiz bırakan; üzerine gerici dayatmalar ve yanlış uygulamalarla baskı altına alan bir eğitim anlayışı ülkeyi karanlığa sürükler. Bizler Köy Enstitülerinden miras aldığımız aydınlanmacı geleneğin sorumluluğuyla şunu vurguluyoruz: Çocuklarımızın sağlıklı, güvenli, bilimsel, eşitlikçi ve laik bir eğitim hakkı vardır. Bu hak günü birlik politikalarla zayıflatılamaz, ideolojik tercihlere feda edilemez.
Öğretmenin geçin sıkıntısını çözmeden, liyakate dayalı atama sistemi kurulmadan, tüm okullara eşit yatırımlar yapılmadan, öğrencilerin açlığı giderilmeden, eğitimde bilimsellikten sapılmadan ve kalıcı yaz saati uygulaması gibi yanlış kararlar sol bulmadan nitelikli eğitimden söz etmek mümkün değildir. Yeni eğitim yılına girerken bizler, geleceğin aydınlık Türkiye’si için eğitimde eşitliği, bilimselliği ve insan onuruna yakışan koşulları savunmaya devam edeceğiz.”