Adramytteion Antik kentinin yaklaşık 10 kilometre güneyinde bulunan antik tarımsal bölge, kilise, şarap işliği ve Nekropol, Reşitköy Barajı suları altında kalacağından bölgedeki kurtarma kazılarına hız verildi. Adramytteion Kazı Başkanı Doç. Dr. Hüseyin Murat Özgen, Edremit Körfezi’nin depremselliği ile ilgili bilgi şölenine katıldıktan sonra ortaya çıkarılan antik yöreyi görmeye gelen akademisyenlere kazılarla ilgili bililer verdi. Reşitköy Barajı, önemli bir antik yerleşim bölgesi ile birlikte Burhaniye’nin tek alevi köyü olan Tahtacı Mahallesi’ni de tamamen sular altında bırakacak.
Burhaniye’nin Tahtacı Mahallesi Çingentarla konumunda planlanan Reşitköy Barajı inşasına yönelik yüzey araştırmaları 2015-2016 yıllarında başladı. 2017 yılında barajın temeli atıldı. Burhaniye, Gömeç, Şahinler, Kızıklı ve Börezli ovalarında 63 bin 360 dekar tarım arazisini sulaması düşünülen, temelden yüksekliği 45 metre, rezervuarında depolayacağı su miktarı 93 milyon 293 bin m³ olan Reşitköy Barajı’nda bu yıl su tutulmasına başlanacağı açıklandı. Bu nedenle 4 ve 7’inci yüzyıllar arasında iz bırakan geç Roma, erken Bizans dönemlerinden günümüze ulaşan antik tarımsal yerleşim yerinde kurtarma kazılarına ağırlık verildi.
28-29 Haziran günlerinde, Burhaniye Bilim ve Teknoloji Derneği tarafından düzenlenen Burhaniye, Edremit, Havran Gömeç, Ayvalık Bölgesinin Doğal Kaynakları, Depremselliği ve Yapı Zemin İlişki Yönetimi Sempozyumu’na katılan bilim insanları, sular altında kalacak olan Çingentarla olarak adlandırılan yerdeki antik yerleşim yerini ziyaret etti. Kazı alanında, bilim insanlarını Adramytteion Kazı Başkanı Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Hüseyin Murat Özgen karşıladı. Gün ışığına çıkarılan antik kalıntılar hakkında önemli bilgiler verdi. İki evreli kilise, vaftizhane, çevresindeki mezarlar, tarımsal üretime dönük depolama alanları, şarap işliği ve seramik fırını hakkında açıklamalarda bulundu.
Tarımsal yerleşkenin Adramytteion Antik Kenti sınırları içinde kaldığını hatırlatan Doç. Dr. Özgen, Reşitköy Barajı’nın 60 yıl öncesinin projesi olduğunu uzun yıllar rafa kaldırıldığını, son 10 yıl içinde tekrar ele alındığına dikkat çekti. Mozaik tabanlı kilise, çevresindeki mezarlar, şarap işliği, tarımsal depolardan çıkarılan kültür varlıklarının Balıkesir Müze Müdürlüğünde değerlendirileceğini kaydetti.
Özgen, kazı alanında erken Osmanlı dönemine ait bulgulara rastlandığını da ifade etti. Antik tarımsal yerleşkenin Reşitköy Baraj Göleti’nin tam ortasında kalacağı ve daha önce kaçak kazı yapıldığı için Çingentarla yöresindeki kazı çalışmalarının hızlandırıldığını belirten Doç. Dr. Hüseyin Murat Özgen şunları söyledi:
“Adramytteion Kazı çalışmalarını 2012 yılından bu yana gerçekleştiriyoruz. Adramytteion Antik Kentinin ayrı bir durumu var. Ören Mahallesinin altı bütünüyle bir antik kent. Bütün rezervini toprak altında koruyan bir değer. Antik kent peyzajını belli alanlar hariç göremeyebilirsiniz. Antik kent rezervi yeraltında korunuyor ve şu an üzerinde yaşayan bir doku var. Uzun zamandır, Burhaniye, Gömeç, Ayvalık sahasında, arkeoloji yöntembilimiyle ihmal edilmiş kültür varlıkları dökümünün oldukça az oranda potansiyelini gördük ve yüzey araştırmalarını da çalışmalarımıza ekledik. Sabit kazılarımız devam ederken, bir taraftan bulunduğumuz yer olmak üzere öncelikle Burhaniye, sonra Gömeç, Ayvalık, Edremit Körfezi'nin güney sahasında 200’ün üzerinde tespit gerçekleştirdik.
Çalışmalarımıza paralel DSİ'nin burada Reşitköy Barajı çalışmaları başlatıldı. Baraj rezerv alanı yani gölet etkisinde kalacak alan ve Gömeç sahasına uzanan çevre sulama alanlarındaki kültür varlıklarının bir kısmını biz zaten tescil ettirmiştik. Acil eylem planını bilim komisyonu olarak saptadık. 2015-2016 yıllarında bu planı masaya koyduk. Fakat barajın nihai inşaat süreci başladıktan sonra bizim acil eylem planındaki işleri yürürlüğe koymak için önümüzü açmaları zaman aldı. 2 yıl önce gerekli kamulaştırma işlemleriyle birlikte pek çok mahalde rezerv alanı içerisinde çalışmalar başlatıldı. Buradaki kazı çalışmalarına kadar satıhta görünür bir kültür varlığı yoktu. Kaçak kazı yapılmasıyla açığa çıkmış seramik parçaları, mozaik parçaları vardı. Bu nedenle satıhta bir jeofizik taraması yaptık ve bu tarama öncülüğünde kazılara başladık. Burada oldukça büyük ebatlarda Milattan Sonra 4 ila 5’inci yüzyıla tarihlenen 2 evreli, apsisli kilise yapısıyla karşı karşıya olduğumuzu anladık.
Bu kilise 7 veya 8’inci yüzyılda daraltılmış. Mezar alanı olarak tercih edilen çifte kilise civarında ruhban sınıfına ait 130 mezar var. Mezar buluntularının yanı sıra mezarlardaki bireylerin kemikleri üzerinde de Antropologlar tarafından tek tek incelemeler yapılıyor. Bulunan kemikler İstanbul Üniversitesi laboratuvarlarına gidiyor. MS 11’inci yüzyıla kadar olan bir süreç içerisinde geçirdikleri hastalıklar, travmalar gibi bunlarla ilgili detaylı çalışmalar gerçekleştiriliyor. Burası mütevazi kırsal bir yerleşim. Buradaki kilisenin anıtsal büyüklüğü Hristiyanlaşan Roma imparatorluğu ile bu iki tarihli örgütlenmenin bir yansısı. Buğday depolama amacıyla kullanıldığını belirlediğimiz mekanlar esasında Bizans ordularından bir ikmal noktasında olduğumuzu bize gösteriyor. Çünkü Adramytteion bir donanma üssü ve zaten kayıtlarda özellikle orta Bizans dönemine doğru ilerlediğinizde orduya ikmal lojistik anlamında kırsal açıdan verimli noktalardan biri olduğunu görüyoruz."
Doç. Dr. Özgen, Tarımsal depolama alanındaki ürünlerin, Karınca Deresi yoluyla, Ören’de 2 antik limanın varlığını bildikleri Adramytteion kentine taşındığına dair bulgular elde ettiklerini kaydetti.
Baraj inşaatının başladığı dönemlerde Tahtacı Mahallesi sakinleri, baraj yapılmaması için büyük mücadele vermişti. O yıllarda CHP Balıkesir Milletvekili Mehmet Tüm, Tahtalı Köyünün sular altında kalmaması için, 24 Kasım 2015, 10 Temmuz 2018 yılları arasında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yapan Berat Albayrak’a su seviyesinin makul bir düzeyde tutulduğunda köyün taşınmaktan kurtulup kurtulmayacağını sormuştu. Tüm’ün önergesine paralel bazı çevreler, rafa kaldırılan baraj projesinin 50 yıl sonra barajın tarımsal sulama için mi, yoksa bir takım sermaye gruplarına, yakın çevrede verilen maden arama ruhsatları için yapılıp yapılmadığını sordu. Soru önergesinin ardından uzun bir zaman geçtikten sonra baraj inşaatının 1’inci ve 2’inci derece doğal ve tarihi sit alanı olmasına, ÇED mevzuatının izin vermemesine rağmen nasıl devam ettirildiği sorusuna yanıt arandı.
Baraj çalışmalarına, dönemin Balıkesir valisinin ÇED raporu olmaksızın onayı, 12 Temmuz 2021’de mahkemece iptal edildi. Buna rağmen baraj inşaatı nasıl sürdürüldü? Araştırmacıların söylediğine göre bir dönem, Çingentarla konumundaki antik yerleşimde üretilen tarımsal ürünler, Karınca Deresi ile antik Adramytteion’a nakledilirken günümüzdeki küresel ısınma ve buna bağlı kuraklık nedeniyle debisi bir hayli azalan akarsuyun, Reşitköy Barajı’nı tarımsal sulamaya yetecek kadar nasıl dolduracağı da merak konusu oldu.