Terör örgütü PKK, 5-7 Mayıs tarihleri arasında düzenlediği 12. Kongresi'nde örgütsel yapının feshedilmesi ve silahlı mücadelenin sonlandırılması kararlarını aldı. Açıklamada, "PKK adıyla yürütülen çalışmalar sona erdirilmiştir" denildi.
Kongreye ilişkin yayınlanan sonuç bildirgesinde, 232 delegenin katılımıyla gerçekleştirilen toplantının, örgüt için "yeni bir dönemin başlangıcı" olduğu ifade edildi. Bildiride, Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı açıklamanın bu süreci başlattığı belirtilerek, alınan kararların onun yönetimi ve yönlendirmesi doğrultusunda hayata geçirileceği vurgulandı.
PKK Adı Resmen Bırakıldı
Açıklamada, PKK’nin kuruluş misyonunun tamamlandığı iddia edilerek şu ifadelere yer verildi:
“PKK’nin Olağanüstü 12. Kongresi, örgütün halk üzerindeki inkâr ve imha siyasetine karşı mücadele ederek tarihsel rolünü oynadığını ve demokratik siyaset zeminine geçişin önünü açtığını değerlendirmiştir. Bu nedenle PKK adıyla yürütülen çalışmalar sona erdirilmiş, silahlı mücadele yöntemi bırakılmıştır.”
PKK’nin kuruluşunda 1924 Anayasası ve Lozan Antlaşması'nın yarattığı “inkâr siyasetine” karşı mücadele yürütüldüğü savunularak, bugüne kadar sürdürülen silahlı stratejinin artık terk edildiği belirtildi.
“Yeni Dönem Demokratik Siyaset”
Bildirgede, PKK’nin feshedilmesinin ardından sürecin “demokratik siyaset” temelinde ilerleyeceği vurgulanarak, Kürt halkının kadınlar ve gençler öncülüğünde öz örgütlenmelere yönelmesi gerektiği ifade edildi.
“Toplumun her alanında demokratik örgütlenmelerin oluşması, Kürt kimliğinin ve kültürünün korunması, saldırılara karşı toplumsal savunma yapıları geliştirilmesi hayati önemdedir” denildi.
Kongre, bu sürecin yürütülmesi için başta Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) olmak üzere tüm siyasi partilere ve sivil toplum kuruluşlarına sorumluluk çağrısında bulundu.
TBMM’ye ve Siyasi Partilere Çağrı
Açıklamada, silahlı mücadelenin sonlandırılması kararının uygulanabilir olması için hukuki güvence gerektiği vurgulandı. Bu kapsamda TBMM’nin “tarihi rolünü” oynaması istendi. Ayrıca, tüm siyasi partiler, demokratik kitle örgütleri, akademisyenler, aydınlar ve sanatçılar sürece destek vermeye davet edildi.
“Barış ve Demokratik Toplum süreci yeni bir aşamaya geçmiştir. Bu süreci Önder APO yürütmeli ve yönlendirmelidir. Demokratik siyaset hakkının tanınması ve hukuki çerçevenin oluşturulması gereklidir” denildi.
“Fesih Kararı Kalıcı Barışa Zemin Hazırlıyor”
Sonuç bildirgesinde alınan kararların kalıcı barış için güçlü bir temel oluşturduğu savunuldu. Ayrıca uluslararası kamuoyuna da çağrı yapılarak, Kürt halkına yönelik uygulandığı iddia edilen “yüzyıllık politikaların” sona erdirilmesi gerektiği belirtildi.