15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü etkinlikleri kapsamında Mili İrade Meydanında yapılan demokrasi nöbetinde hain darbe girişimini canlı olarak yaşayan ve teröristlerle mücadele eden İl Jandarma Komutanı Jandarma Tümgeneral Nurettin Alkan duygu dolu bir konuşma yaptı.
Konuşmasına “Mucize nedir bilir misiniz?” sorusunu sorarak ve mucizeyi Milli Mücadele döneminden günümüze kadar yaşanan olaylarla özdeştirerek açıklayan Tümgeneral Nurettin Alkan Türk Milleti’ni en büyük mucizeyi gerçekleştiren varlık olarak nitelendirdi. 15 Temmuz 2016 gecesinde yaşananları ve şehit olanların ismini dillendirirken duygusal anlar yaşayan Tümgeneral Nurettin Alkan o günün unutulmaması için yaşananların iyi analizi edilmesi gerektiğini söyledi.
9 yıl önce askerlik andına ve demokrasiye bağlı silah arkadaşlarıyla birlikte hainlerle mücadele ettiğini söyleyen Jandarma Tümgeneral Nurettin Alkan, hain terör örgütünün karşısına çıkan Türk Milleti’nin tüm dünyaya ne kadar büyük bir millet olduğunu gösterdiğini ifade etti. “Tarih ders almayanların ve unutanlar için tekerrür etmeye devam edecektir” diyen Tümgeneral Nurettin Alkan, “Bundan sonraki görevimiz bir yandan FETÖ ve FETÖ benzeri ihanet şebekeleriyle kararlılıkla mücadele ederken diğer taraftan da gelecek nesillerimizin bizim yaşadığımız acıları yaşamaması için FETÖ ve benzeri terör örgütlerinin gerçek yüzünü daha iyi anlatmak, unutmamak ve unutturmamaktır” diye konuştu.
“9 YIL ÖNCE TAM DA BU SAATLERDE HAİNLERLE MÜCADELEYE BAŞLADIK”
İl Jandarma Komutanı Jandarma Tümgeneral Nurettin Alkan 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü etkinlikleri kapsamında düzenlenen demokrasi nöbetinde yaptığı konuşmada şunlara yer verdi:
“Tevafuk bu ya; tam 9 yıl önce, tam bu saatlerde biz askerlik andına bağlı, demokrasiye bağlı silah arkadaşlarımızla bu hainlere ilk müdahaleye başlamıştık ve ilk çatışma bu saatlerde başlamıştı. Şükürler olsun sabaha çıktığımızda aydınlık bir güne çıkmak nasip oldu. Bu büyük milletin ne olduğunu onlar da, birçok dünya ülkesi görmüş oldu.
“MUCİZE NEDİR BİLİR MİSİNİZ”
Sözlerime Atatürk’ün şu sözleriyle başlamak istiyorum: “Arkadaşlar, gidin Toros dağlarına bakınız. Eğer orada bir tek Yörük çadırı görürseniz ve o çadırda bir duman tutuyorsa şunu biliniz ki bu dünyada hiçbir güç ve kuvvet asla bizi yenemez.” Mucize nedir bilir misiniz? Mucize, kendi halkının içinde haini çok olan bir devletin ayakta kalabilmesine denir. O hainler ki geçmişte de vardı her vakit var. Bu hainlere karşı vatanperver ki bin haine bedeldir. Mucize dalgalı Karadeniz’de hayatta kalan bir köhne gemi sanırsın.
Mucize bir avuç hurda olan geminin 100 yıl sonra hatır ve vicdanlarda bulduğu yerdir. Mucize savaş meydanında bir zafer değil, 15 Mayıs 1919 günü hiçbir çocuğun kuramadığı hayalin 29 Ekim 1923’de gerçek olmasıdır. Kağnının kamyonu yenmesi değil, kağnı başındaki Türk kadınının buna inanmasıdır mucize. Varlık, bolluk, bereket sanırsın Tekalifi Milliyedir mucize. Alacamescit’te toplanan cesur yürekli 41 Bayrak Adamdır, Ayvalık’ta ilk kurşunu atan Ali Çetinkaya’dır. “Mandayla, protestoyla düşman geri gitmez, düşmanı durduracak kuvvet namlunun ucundadır” diyen Balıkesirli Leblebici Raşit’tir mucize. Ve nihayetinde insanların yüreğindeki Kuvayi Milliye ruhudur mucize. Polatlı’dan gelen top seslerine rağmen Ankara’da direnen meclistir. Sakarya savaşı öncesi “biz buraya kaçmaya gelmedik, savaşarak ölmeye geldik” diyen Tuncelili Diyap Ağa’dır mucize. Misak-ı Milli zannedersin; önünde Misak-ı Milli, Ankara Anlaşmasını imzalayan Fransız delegedir. Zümrüdü Anka dinlersin mucize diye.
Okuduğun binlerce masal, dinlediğin yüzlerce efsane ve gördüğün rüyadan bağımsız hakikattir, fikirdir, idealdir. 15 Temmuz’da tankın önüne yatan, merminin üzerine koşan ruhtur mucize. Kefenim sırtımda diyerek kurşunlara gövdesini siper eden Kurmay Albay Sait Ertürk, Astsubay Ömer Halisdemir’dir, Komiser Yardımcısı Gülşah Güler’dir, nişanlısıyla birlikte şehit olan Komiser Yardımcısı Seher Yaşar’dır, Emniyet Müdürü Mustafa Tecimen’dir, öğrenci Abdullah Sait Olçok’tur, 16 yaşındaki Engin Külbaş’tır, ismini sayamadığın 253 şehittir mucize. Yollara, meydanlara akın eden, demokrasiyi savunan milyonlardır mucize. 15 Temmuz’da Kurtuluş Savaşı ruhuyla direnen Gazi Meclis’tir. Ufuk sanırsın ötesidir. Yıllardır mucize sana gerçekten büyük hayal diye öğretilmiştir; mucize hayalden ötedir.
Bilmek sanırsın; okumaktır, öğrenmektir, öğretmektir ve unutmamaktır mucize. Türk Milletinin büyük ülküsüdür, refahıdır, bilimde, sanatta, kültürde, muasır medeniyetin üstüne çıkmaktır, dünyada mazlum insanların yanında olmaktır, dünyanın bir yerinde hayatını kaybeden insanın acısını yüreğinde hissetmektir. Masum insanlar ölmesin diye onlara siper olmaktır. Aç insanlar ile öğününü, ekmeğini paylaşmaktır. Ve nihayetinde bu Kızıl Elma peşinde yaşayan, bir ölüp bin dirilen ve verdiği şehitler ile en büyük Türk Devletini cennette kuran, oğlunu, kızını, babasını, anasını feda etmekten bir an tereddüt göstermeyen Büyük Türk Milleti’dir mucize.
“15 TEMMUZ GECESİ DÜNYA BÜYÜK BİR MUCİZEYE TANIKLIK ETTİ”
Bundan tam 9 yıl evvel 15 Temmuz 2016 akşamı Türkiye yakın tarihinin en büyük badirelerinden birini atlattı. Tüm dünya büyük bir mucizeye de tanıklık etti. Bir kısmı ordumuzun şanlı üniforması içine saklanmış, bir kısmı da bu milletin ekmeğini yiyerek bir yerlere gelmiş FETÖ terör örgütü mensubu vatan hainleri seçilmiş hükümetimize ve anayasal düzenimize karşı kanlı bir darbe girişimi başlattı.
üniforması giymiş teröristler her ne pahasına olursa olsun korumaya ve hizmet etmeye yemin ettiği kendi halkına, cumhuriyetimizin sembolü Gazi Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne, 2 bin yıllık ordu geleneği olan bir orduda kendi komutanına ölümü paylaştığı kardeşinden daha yakın silah arkadaşına, polisine ateş açacak, tanklarla, uçaklarla bombalayacak kadar gözü dönmüş, bizce gayet iyi bilinen ülkeler hizmet eden bu teröristler Türk milletinin gücünü, cesaretini ve demokrasiye olan bağlılığını hesaba katmadı.
FETÖ’cü hainlerin tasmalarını elinde tutan ülkelerinde insanlık tarihi kadar eski, kadim ve necip bir millet olan Türk milletini tanımadıkları ortaya çıktı. 15 Temmuz 2016 tarihindeki hain darbe girişimi başta aziz milletimiz olmak üzere tek devlete ve demokrasiye inanmış kahramanların mücadelesiyle amacına ulaşmamıştır. Ancak 253 vatandaşımız şehit olmuş, 2 bin 739 vatandaşımız ise yaralanmıştır.
“O GECE YA KİMSE KARŞI ÇIKMASAYDI NE OLURDU”
Bir düşünelim. O gece bu ülkenin kadını erkeği ile birlikte bu hainlerin karşısına çıkmasalardı ya da şöyle düşünselerdi; “ülke zaten gittiği yere kadar gidiyor, artık ne yapsak faydası olmaz. Bir benle mi kurtulacak bu vatan? Benim ne işim var meydanlarda? Bir ben mi kurtaracağım bu vatanı?” deselerdi ya böyle düşünselerdi. O hale düşmelerinin kabahatini birbirlerine atıp rahatlama yolunu seçseler birbirlerine düşman olup gerçek düşmana karşı birleşmeyi unutsalardı. Evlerinde televizyon başında oturup sıcak çaylarını yudumlasalardı, bana değmeyen yılan bin yaşasın deselerdi? Bu ülkemiz şimdi belki hangi ülkelerin menfaatleri doğrultusunda kukla haline gelmiş veya bölüşülmüş veya işgal edilmiş olacaktı.
“TARİHİ UNUTANLAR İÇİN TARİH TEKERRÜR ETMEYE DEVAM EDECEKTİR”
Vatan şairi Mehmet Akif Ersoy şöyle söylüyor. “Tarih tekerrürden ibarettir derler. Oysaki tarih ibret alınsaydı tekerrür eder miydi?" demişti maalesef. Tarih ders almayanların ve unutanlar için tekerrür etmeye devam edecektir. Bunu asla aklımızdan çıkarmamamız gerekiyor. Çaldığı sorular, attığı iftiralar, kurduğu kumpaslar marifetiyle binlerce insanın geçmişini, geleceğini elinden alarak bu yapı içindeki elemanlarına, elemanların çocuklarına, eşlerine hak etmediği okul, üniversite iş, kariyer ve hatta öbür dünyada cenneti vadederek ülkemizin menfaatlerini bir kenara bırakarak FETÖ terör örgütünün tasmasını elinde tutan devletlerin amaçları doğrultusunda çalışmasını ve kendi ülkesine ihanet ederek suç işlemesini sağlamışlardır. FETÖ kendisi gibi bir maşa olan diğer terör örgütleriyle kirli amaçları doğrultusunda işbirliği yapmaktan da çekinmemiştir.
“BUNDAN SONRAKİ GÖREVİMİZ”
Bundan sonraki görevimiz bir yandan FETÖ ve FETÖ benzeri ihanet şebekeleriyle kararlılıkla mücadele ederken diğer taraftan da gelecek nesillerimizin bizim yaşadığımız acıları yaşamaması için FETÖ ve benzeri terör örgütlerinin gerçek yüzünü daha iyi anlatmak, unutmamak ve unutturmamaktır.
“SELAM OLSUN ÖLÜME MEYDAN OKUYANLARA”
Ülkemizin bir daha asla böyle bir sınamayla ve saldırıyla karşıya karşı karşıya kalmaması temennisiyle başta Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere aziz şehitlerimizin hatırası önüne saygıyla eğiliyor, ailelerine, milletimize bir kez daha başsağlığı, sabır, gazilerimize de şifalar ve uzun ömürler diliyorum. Selam olsun tanka karşı dimdik duranlara. Selam olsun ölüme karşı meydan okuyan tüm canlara. Selam olsun kefenim sırtımda diyerek yola koyulanlara. Helal olsun bu yiğitleri doğuran el öpülesi analara helal olsun darbeye darbe yapan korkusuzlara. Helal olsun gövdesini kurşunlara siper eden yiğitlere. Selam olsun mazlum ve yetimlerin kucağı, masumların ocağı, büyük Türk milletine.”