"Milletin verdiği görev bu sürece katkı sağlamaktır"

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, terör örgütü PKK'nın silah bırakmasına yönelik çağrıya ilişkin, "Çatışmalı bir süreç terk edilecekse, terör örgütü silahlarını bırakacak, kendini lağvedecekse, artık hiçbir ana ağlamayacaksa, şehitler gelmeyecekse, Türk'ün, Kürt'ün annesi ağlamayacaksa, kan duracaksa, yetimler olmayacaksa, milletin verdiği görev, bu sürece katkı sağlamaktır." dedi.

Özel, DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan ile CHP Genel Merkezi'nde bir araya geldi.

Basına kapalı gerçekleşen görüşme, 2 saat sürdü.

Görüşmenin ardından ortak basın toplantısında konuşan Özel, ziyaretlerinden ötürü Hatimoğulları ve Bakırhan'a teşekkür etti.

Özel, halkın, sorunlarının çözümü için siyasi partilere Meclis'te yetki verdiğini belirterek, şöyle konuştu:

"Çatışmalı bir süreç terk edilecekse, terör örgütü silahlarını bırakacak, kendini lağvedecekse, artık hiçbir ana ağlamayacaksa, şehitler gelmeyecekse, Türk'ün, Kürt'ün annesi ağlamayacaksa, kan duracaksa, yetimler olmayacaksa, milletin verdiği görev, bu sürece katkı sağlamaktır. Kürt sorununun çözülmesi için gayret sarf edeceğiz. Kürt sorununu inkar etmeyen, dışlamayan, aksine Kürt sorununu da kapsayan ve çözecek olan bir demokratikleşme paketinin üzerinde çalışıyoruz. Bunu önümüzdeki süreçte kamuoyu ve muhataplarımızla paylaşacağız."

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan ile CHP Genel Merkezi'nde bir araya geldi. 

Bu konudaki yasal düzenleme adımlarının Meclis'te atılmasıyla Türkiye'nin karlı çıkacağına dikkati çeken Özel, "Bu işi bir siyasi partinin karına zararına, siyasi ikbal hedeflerine, birtakım ufak hesaplara alet edersek, hepimiz kaybederiz. İktidar partisi, CHP'yi, muhalefeti dışlayarak ve görüşlerini değersizleştirerek yol alma niyetinde. Bir kez daha uyarıyorum ki bütün Türkiye kaybeder. Geçmişte yapılan hatalardan ders almak gerekir. TBMM dışındaki oluşturulan zeminlerde bir çözüm arayışı, doğru bir arayış olmaz." dedi.

Özel, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, süreç hakkındaki son açıklamalarının sorulması üzerine ise şu ifadeleri kullandı:

"Sayın Bahçeli'ye bir kez daha geçmiş olsun dileklerimizi iletelim. Sayın Bahçeli kendi değerlendirmesini yapıyor. Zaten kendi değerlendirmesiyle bu sorunun bu şekilde çözüleceğini düşünüyorsa ve 'Toplumsal mutabakata gerek yok, muhalefete gerek yok, Meclis'e gerek yok' diyorsa, bu başka bir faz. O zaman bunun kaçırılmayacak bir fırsat olduğunu ifade etmemeleri gerekiyor. Demokratikleşme yasal düzenlemelerle olur. Yasal düzenlemelerin yapılacağı zemin de Meclis'tir. Bunun dışında ne söylersek söyleyelim Sayın Bahçeli'nin ilk başlarda tarif ettiği zemin de hukuka muhtaç bir zemindir."

CHP'nin, söz konusu sorunun Meclis'te çözülmesi için elinden gelen katkıyı esirgemeyeceğini dile getiren Özel, "Bunun dışında birileri bir sihirli değnek tarif ediyor. 'O sihirli değnek eliyle hiçbir şey yapmadan, her şey hallolacak' diye. Bu ancak masallarda olur, rüyalarda olur. Siyasette işin doğrusunu yapmak yerine masallara, rüyalara inanmak isterseniz bunun sonu kabus olur. Anlaşılan o ki birileri de bu meseleyi Adalet ve Kalkınma Partisi açısından hiçbir risk almadan, sorumluluk almadan, kendileri açısından bir büyük konfor alanı içinde götürmeye çalışıyor. Millet 'yönetsin' dediklerinin yönetmekten kaçtığını görürse yönetecek olanı değiştirmeye karar verir. Karar kendilerinin." diye konuştu.

Suriye'de yaşanan olaylara ilişkin Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı İbrahim Kalın ile yaptıkları görüşmeye ilişkin bir soruya Özel, "Sayın Başkan çok önemli bir kurumun başkanlığını yürütüyor ve şu anda çok hassas bir süreçle karşı karşıyayız. Bir eksik, bir fazla bir şey söylemek yerine Cumhuriyet Gazetesi'ne yaptığım, yazılı olarak yer almış açıklamanın sınırlarıyla yetinelim." yanıtını verdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, siyasi parti liderlerine iftar vereceği iddiasının dile getirilip, kendisinin bu iftara katılıp katılmayacağının sorulması üzerine, Özel, şunları söyledi:

"Zamanı belirsiz, yeri belirsiz, muhataplardan böyle bir davet gelmemiş. Olmamış davete gidip de iftar yapılmaz. Hangi zamanda, hangi zeminde, hangi mekanda ve ne amaçla bir toplantı daveti olduğu bize ulaştırıldığı takdirde onu usulü dahilinde değerlendirip yanıtlarız."

Tülay Hatimoğulları da CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e ev sahipliğinden ötürü teşekkür ederek, Türkiye'de ve Suriye'deki gelişmeler ile terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan'ın, PKK'ya silah bırakma ve kendini feshetme çağrısı konusunda değerlendirmede bulunduklarını dile getirdi. Siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, demokratik kitle örgütleri ve Türkiye'deki bütün toplumsal dinamiklerle çağrıyı konuşmak üzere mart ayı boyunca görüşmelere devam edeceklerini bildiren Hatimoğulları, şunları kaydetti:

"1 Ekim'den bu yana Sayın Bahçeli'nin de grup toplantılarında defalarca dile getirdiği, Kürt sorununun çözümüne dair ve PKK'nın silah bırakmasına dair çeşitli diyalog süreçleri mevcuttu. Bu diyalog süreçlerinde yepyeni bir sayfa açıldı. Bu çağrı, İmralı'dan gelen çağrıyla birlikte açıldı. Bu çağrının ana teması Kürt sorununun çatışma ve şiddetten arındırılarak yasal, siyasi ve demokratik bir zeminde çözümüne dair çok önemli ipuçları veriyor. Bu çağrının muhatabı, bir yandan Öcalan'ın kendi örgütü, öte yandan Türkiye'deki bütün toplumsal ve siyasal dinamikler, bütün siyasi partiler ve devletin kendisidir."

Çağrının ardından sürecin yasal ve hukuki bir zemine kavuşması için ortamların hazırlanmasının önemli olacağını belirten Hatimoğulları, ziyaret kapsamında Özel ve heyetiyle bunları istişare ettiklerini söyledi.

Hatimoğulları, çağrının karşılık bulmasının zemininin güçlendirilmesi bakımından bir çatışmasızlık sürecinin başlamasının kıymetli olacağı değerlendirmesinde bulunarak, şöyle konuştu:

"Öcalan, PKK'ya kendini feshetmesiyle ilgili bir çağrı yaptı, PKK da buna olumlu yönde bir karşılık verdi. Koşulların hazırlanmasıyla birlikte kendi kongrelerini toplayabilecekleri bir zeminin oluşmasıyla beraber süreci başlatacaklarına dair bilgi vermişlerdi. Bu fesih sürecinin gerçekleşebilmesinin ve bu demokratik dönüşümün gerçekleşebilmesinin zemininin güçlü bir biçimde hazırlanması gerekiyor. Bu bakımdan da başta çatışmasızlık sürecinin başlaması önemli. Başta bu görüşmeler olmak üzere, bundan sonra parlamento zemininde atılacak adımların önemli. Yani bu süreçte bir yasallık sürecinin başlaması çok önemli. Başta ana muhalefet partisi olmak üzere muhalefetin verdiği olumlu mesajlar çok kıymetli. Bu sürece verdikleri olumlu mesajlardan dolayı kendilerine teşekkürlerimizi sunmak isterim." Suriye'de özellikle Lazkiye, Baniyas, Humus, Hama ve Halep'e yakın Alevi köylerinde çok ciddi acılar yaşandığını aktaran Hatimoğulları, hem Türkiye'de hem de bölgede bugüne kadar yaşanan en büyük Alevi katliamıyla karşı karşıya olduklarını dile getirdi.

Bir gazetecinin, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin son açıklamalarına ilişkin sorusu üzerine Hatimoğulları, şunları söyledi:

"Sayın Bahçeli'nin bu konuda hukuki zeminle ilgili bir vurgusu var. Öcalan yaptığı çağrıda da ifade etti. Biz de başından beri söyledik. Bu diyalog sürecinin ilerleyebilmesinin en önemli zemini yasal ve hukuki zeminin inşa edilmesidir ve Parlamentonun burada rol üstlenmesi çok önemli. Bu bakımdan biz elbette dün yapılan açıklamayı gördük, değerlendirdik ve aynı noktadayız. Hukuki sürecin, yasal zeminin örgütlenmesi, yasal zeminin açılması, Parlamentonun rol üstlenmesi, bu diyalog sürecinin daha ileri seviyeye taşıması açısından önemli."

MHP ile görüşme taleplerinin olduğunu ifade eden Hatimoğulları, bu kapsamda 17 Mart'ta MHP ile görüşeceklerini bildirdi.

Hatimoğulları, Suriye'de son günlerde yaşanan olayların terör örgütü YPG'nin silah bırakmasını önlemeye yönelik bir provokasyon olup olmadığıyla ilgili bir soruya, şu karşılığı verdi:

"Böylesi devasa bir provokasyon olabilir mi? Yani YPG sadece silah bırakmasın diye, binlerce Alevi katledilmesi provokasyonu bu akla aykırı bir yaklaşım. Çünkü orada gerçekleşen katliam 3-5 Alevi'nin katledildiği bir katliamdan bahsetmiyoruz, binlerin üzerinde bir katliamdan bahsediyoruz. Dolayısıyla oradaki bir gerçeğin üzerini YPG ile ilgili bir tartışmayla örtmek doğru değil, burada herkese düşen görev oradaki kanayan yaraları ve acıları durdurmak. Herkesin bu konuda görev ve sorumluluk üstlenmesi lazım."

Yapılan çağrının terör örgütü YPG'yi kapsayıp kapsamadığına ilişkin bir soruyu ise DEM Parti Eş Genel Başkanı Bakırhan yanıtladı.

Bakırhan, şu ifadeleri kullandı:

"SDG, Suriye'de yaklaşık 12 yıldır diğer halklar ve inançlarla birlikte yönetim alıyor. Dolayısıyla SDG'nin silah bırakmasına DEM Parti'nin söyleyecek hiçbir şeyi yok. Çağrının kimi kapsadığını yapılan açıklamadan net bir şekilde görüyoruz. 50 yıllık silah ve çatışmayı ortadan kaldıracak bir süreci tartışmak, ona yoğunlaşmak en doğrusudur. SDG kendisiyle ilgili karar alır, kendisini bağımsız olarak değerlendiren siyasi bir zemine bizim bir şey dememiz de doğru değil."