Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) yayımladığı Ekonomi Notları’na göre, konut kredilerinden doğan “nakit akışı kanalı” hanehalkı harcamalarında belirgin bir rol oynuyor.

Analiz, özellikle yüksek enflasyon dönemlerinde ücretlerin daha hızlı artmasıyla sabit taksitli konut kredilerinin gelire oranla hafiflediğini; böylece tüketime ayrılabilen payın büyüdüğünü ortaya koyuyor. TCMB, bu mekanizmanın 2024 yılında özel tüketimi yaklaşık %6,9 oranında desteklediğini hesapladı.


Etki nasıl oluşuyor?

· Sabit faizli konut kredilerinde taksitler nominal olarak sabit kalırken, gelir artış hızı (enflasyon ve ücret ayarlamaları) yükseldiğinde taksit/gelir oranı zamanla düşüyor.

· Bu düşüş, hanelerin bütçesinde harcanabilir alan yaratıyor ve tüketimi artırıyor.

· Etki, başlangıçta taksidi yüksek kredi kullanan ve geliri hızlı artan hanelerde daha güçlü gözleniyor.


2022 sonrası ivme

Rapor, nakit akışı kanalının katkısının 2022’den itibaren artışa geçtiğini, 2024’te zirve yaptığını belirtiyor. TCMB uzmanları, bu etkinin sıkı para politikasının ima ettiği ölçüde bir yavaşlamayı kısmen dengelediğini, dolayısıyla tüketimin beklenenden daha dirençli seyrettiğini değerlendiriyor.


Kredi koşullarının resmi: Faiz farkı yükseldi, pay geriledi

TCMB’nin grafiklerine göre:

· Konut kredisi faizi ile 10 yıllık DİBS faizi arasındaki fark son yıllarda belirgin şekilde yukarı çıktı (Grafik 3), bu da yeni kredi kullanımını zorlaştıran bir görünüm sunuyor.


· Konut kredisi kullandırım tutarı yıllar itibarıyla dalgalı seyrederken, tüketici kredileri içindeki payı 2024’te düşüş eğilimini korudu.

Bu tablo, yeni kredi akışının yavaşladığını, buna karşın mevcut kredi stokundan kaynaklanan nakit akışı etkisinin tüketimi hala desteklediğini gösteriyor.


Sonuç: TCMB’nin bulguları, enflasyonist dönemlerde konut kredilerinin yalnızca konut piyasasına değil, geniş hanehalkı tüketimine de kanal yoluyla etki ettiğini; makroihtiyati ayarlamalar yapılırken kredi stokunun bileşiminin önemini bir kez daha ortaya koyuyor.

Kaynak: TCMB