Oyun öncesinde gazetecilere açıklamalarda bulunan usta oyuncu Lale Mansur, kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerinin Türkiye’nin çok ciddi sorunlarından biri olduğunu vurgulayarak, ”Ne yazık ki ülkemiz kadın cinayetleri nedeniyle neredeyse kadın mezbahasına dönmüş durumda. Genellikle de eşlerinden ya da sevgililerinden ayrılmaya çalışırken, her gün şu veya bu bahaneyle bir kadın öldürülüyor. Tabi tahrik olmaları nedeniyle ceza indirimleriyle de karşılaşıyoruz. Zaten ben bu erkeklerin her şeyden tahrik olmalarını da anlayamıyorum. Kısacası kadına şiddet olaylarında yeterli cezaların verilmediğini düşünüyorum” dedi.
Ayvalık’ta sahneledikleri oyunun kadına şiddet konusunda politik bir oyun olduğunu kaydeden Mansur, oyunun kadına şiddet olayını çok değişik boyutlarıyla ele aldığını ve İki değişik sınıftan iki ayrı kadının canlandırıldığını aktardı.
Kadın Oyunları festivali gibi bir organizasyonun içinde yer almaktan son derece gurur duyduğunu belirten Lale Mansur, “Tabi aynı zamanda da bu oyunu oynamaktan da gururluyum. Bizde genelde komedi denilince, genellikle kahkaha gibi şeyler algılanıyor ama bu oyun, gerçekten çok ciddi bir konuyu ele alan kara bir komedi. Sürprizlerle dolu. Gelen seyirciler çok eğleniyorlar. Hatta izleyenlerden pek çoğu, ‘Aslında gülmememiz gerek bir şeydi ama tutamadık kendimizi’ diyor. Çok düşündüren ve eğlendiren bir oyun. Bu oyunu bulup getiren sağolsun Gizem’di. Biz O’nunla daha önce Ankara Sanat Tiyatrosu için ‘İyi Geceler Annem’ isimli bir oyunu oynamıştık ve epey bir kader birliğiydi o oyun. Zor günler yaşadık birlikte. Çok güzel bir oyundu. Şu anda Gizem ile sahnede karşılıklı alışverişimiz çok çok iyi. Bence oyun sırasında bu uyum çok önemli. Bu yüzden de Gizem ile büyük bir keyifle oynuyorum” diye konuştu. Lale Mansur, 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü’nde sahnede olmaktan son derece mutlu olduğunu da sözlerine ekledi.
"Acı Kaybımız" oyununda ünlü oyuncu Lale Mansur’a eşlik eden genç ve yetenekli oyuncu Gizem Aldemir ise oyunun iki sınıfsal farkı olan kadının aslında birleştikleri toplumsal sorun noktasında, kadına yönelik şiddet konusunu ele aldığını söyleyerek, “Aslında kadınların statüsü, konumu, eğitimi, yaşadıkları yer ne olursa olsun, bu ülkede tek ortak bir noktada birleşiliyor ki, o da şiddet. Ezilmek, ötekileştirilmek ve bunun üzerinde de tüm kanun yapıcılarının bu konu üzerinde birleştikleri ciddi bir hamlede bulunmamalarıdır” dedi. Lale Mansur ile ikinci kez aynı projede yer aldığını söyleyen Gizem Aldemir, “Lale ablayla tanışmadan önce ben çok tedirgindim. Sonuçta tüm Türkiye’nin tanıdığı ve yıllarını oyunculuğa vermiş biriydi. Ben ise tiyatrodan geliyordum ve bu anlamda çok tedirginlik yaşadım. Ama bal gibi bir kadınla ve birçok şey öğrendiğim bir kadınla beraber çalışıyorum. O yüzden çok mutluyum ve bu benim için çok büyük bir şans. Sahne üzerinde bizim böyle bir kaynaşma durumumuz var. Birbirimizi çok iyi tanıyoruz” ifadelerini kullandı. Kadına yönelik şiddet konusunda İstanbul Sözleşmesi’nin yaşatacağını söyleyen Gizem Aldemir, “Buradan özellikle kanun yapıcılarla, kadın hakim ve savcılara sesleniyorum. Çünkü bazen bizim sevindiğimiz bir kararla karşımıza çıkabiliyorlar. Gerçekten bu mesele ile bir kadın ve kadın birlikteliği olursa bu sorunla başa çıkabileceğimizi düşünüyorum. Bu duygularla Dünya Tiyatrolar Günü hem biz oyuncular ve seyircilerimiz için kutlu olsun” diye konuştu.

Muhabir: Politika Gazetesi





