TÜRKİYE’Yİ CENDEREDEN ÇIKARMAK ZORUNDAYIZ Siyasetin doğasında var, her siyasi parti kendi programını anlatır, kendi düşünceleri anlatır ama sonuçta beraber olduğumuz, ortak seslendirdiğimiz alanlar var. İttifak zaten ortak alanları belirliyor, ortak hedefe büyüyor zaten. Her lider bunun sorumluluğunu iliklerine kadar hissediyor, Türkiye’yi bu cendereden çıkarmak zorundayız. Bunun sağı solu, bunun partisi falan filan olmaz. İlkelerde anlaşacağız, kuralları koyacağız biz bu sorunu böyle çözeceğiz diyeceğiz. Milletin önüne çıkmak zorundayız. GEÇ KALINMIŞ DEĞİL Türkiye’nin kurtuluşu için, Türkiye’nin aydınlığa çıkması için sandığın bir an önce gelmesi lazım. Güçlendirilmiş parlamenter sistem konusunda anlaştık mesela. En temel sorun buydu. Ekonomi konusunda ne yapacağımızı zaten biliyoruz. Hiç geç kalınmış değil. Genel başkanlar yerlerinde oturmuyorlar, her genel başkan Türkiye’yi geziyor çözümlerini anlatıyor, bu tablodan Türkiye’yi nasıl aydınlığa çıkarılır onu anlatıyor. Genel başkan yardımcıları zaten çalışıyorlar, onlar çalışıyorlar genel başkanlarına sunuyorlar, her bir siyasi parti doğal olarak kendi içerisinde tartışıyor. Her bir lider, benim yaptığım görüşmelerde ortaya çıkan tabloyu büyük bir samimiyetle ifade edeyim; Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu çok iyi biliyor ve buradan ancak bir ittifakın çıkaracağını düşünüyor. Tarihin bizim omuzlarımıza yüklediği bir sorumluluktur bu. Biz çocuklarımızın, torunlarımızın güzel bir ülkede yaşamasın isteriz. Herkesin iş güç sahibi olmasını isteriz. Hiç kimse endişe etmesin, umutsuzluğa kapılmasın. Yarın gençlerle buluşacağım onlara da söyleyeceğim zaten Hiç kimsenin umutsuzluğa kapılmanın hakkı yoktur. Bu ülkeyi aydınlığa çıkarmak hepimizin görevidir. SEÇİM GÜVENLİĞİ KONUSUNDA KİMSE ENDİŞE ETMESİN (Oy kullanma işlemleri) Parmak boyası gelirse mutlu olurum. Ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim seçim güvenliği konusunda kimse endişe etmesin. Biz şu anda çok hazırlıklıyız. Biz bugünden sandık görevlilerini belirledik, kim hangi bölgede hangi sandığa bakacak onların eğitimleri de başladı, eğitimi de yapıyoruz. Diğer partilerle ortaklaştığımız konular var. Bizim partimizde 1998 seçimlerinden bu yana kim hangi sandıkta oy kullandı bütün bunları dokümanları var bizde. Sandık güvenliğine hazırlıklı bir partiyiz. Bunun deneyini de yaptık ve güzel sonuçlar elde ettik. Bütün mesele sandığın başındaki olacak arkadaşın sandığa ve oya sahip çıkması. Dedik ki; oturacaksınız oraya, sigara içmek için bile dışarıya çıkmayacaksın, gerekirse bir gün aç kalacaksın ama sayımdan sonra tutanağı imzalayacaksın. Örgütün çalışmaları var, şimdi daha önemlisi biz aile destekleri sigortası üzerinde çalışıyoruz. Kadın kolları özellikle evlere girilecek, aile destekleri sigortası anlatılacak. Bir taraftan kendi siyasal çalışmalarımızı yapıyoruz öbür taraftan sandık güvenliği konusunda çalışmaları yapıyoruz. Diğer liderlerle bir araya geldiğimiz bu konu da gündeme geliyor. Bir dayanışma içerisinde olacağız. Bütün partiler sandık güvenliği konusunda dayanışma içerisinde olacağız. Birlikte bekleyeceğiz, birlikte imzalayacağız. Söz konusu olan güvenlik. Belki şaşıracaksınız ama Doğu ve Güneydoğu’da AK Parti’den çok sayıda vatandaş partimize üye oldu ve üye olmaya da devam ediyor. Çok ciddi bir altyapımız var. AK Parti’nin neler yaptığını vatandaş görmeye başladı, doğu ve güneydoğuda da görmeye başladı. Oraya fabrikalar yapacağız, oradaki kör talihi, işsizliği yıkacağız. Şanlıurfa’ya gittim dedim ki; bize belediye başkanlığını verin çiftçiye elektriği bedava vereceğiz diye. İtiraz ettiler olmaz diye. Allah’ın izniyle yapacağız, bu beyefendiyi de çağıracağım gel arkadaş kurdeleyi beraber keselim. Geçmişte biraz sıkıntımız vardı, bölgede dayanışma kültürünü genişlememiştik, şimdi çok iyi bir noktadayız, partiye gençler kadınlar üye oluyorlar, ciddi aşiretler var onlar CHP’ye sempati duymaya başladılar. Onlar da Türkiye’nin gidişatını beğenmiyorlar, onlar kurtuluşu biz de arıyorlar. Sandığı getirmiyorlar korkuyorlar, korkunun ecele faydası yok. Gecikmesi vatandaşın sırtına daha ağır bir yük getiriyor. Bakın şimdi müjde veriyorlar elektrik gelecek diye, 5-6 gün sonra. 21. Yüzyıldayız. Bunu bile müjde olarak sunuyorlar, insan utanır. BEN BOŞUNA MI HELALLEŞME DEDİM Bu ülkeye demokrasiyi kesinlikle getireceğiz. Diyarbakır’a gideceğim, Diyarbakırlılara ne diyeceğim? Orada çekilen zulümleri bilmiyor muyuz? Diyarbakır hapishanesinde yaşanan zulümleri bilmiyor muyuz? Ben boşuna mı helalleşme dedim. Helalleşme dedim, her taraftan saldırı geldi. Bu kardeşiniz ateşten gömleği giydi. Bu milleti barıştıracağız. Kavga artık yeter. Birbirimize farklı bakmaya başladık, kimliklerimizi, inancımızı, yaşam tarzımızı sorgulamaya başladık. Başka derdimiz yok mu? Demokrasiyi de getireceğiz, bu güzel ülkeyi cennete çevireceğiz. DEMEK Kİ GÖRÜŞÜYORLAR Hani görüşmüyorlardı, demek ki görüşüyorlar. Kendisi söylüyor zaten. Selahattin Demirtaş niye içerde tutuluyor? Haksız yere tutuluyor, Osman Kavala haksız yere tutuluyor. Ellerine silah mı aldılar, birisini mi dövdüler, birisini mi öldürdüler? Bir insan siyasi görüşü dolayısıyla hapse atılır mı? Ben bunu söylediğimde kızıyorlar. Sayın Demirtaş, Cumhurbaşkanı adayıydı değil mi? Hakimler ne dedi, aday olabilir dedi. Üstelik kendisinin belirlediği hakimler. Ne oldu? Hapisten çıkarılmadılar. Siz dünyaya, bizde demokrasi var diye gezeceksiniz ortalıkta, nasıl oluyor bu? Trump telefon edince papazı bırakıyorsun derhal, bu içeride kalacaklar. Demirtaş’ın içeride kalmasının tek nedeni var, ‘seni başkan yaptırmayacağız’ demesidir, Türkçesi budur. Sen mi beni yaptırmayacaksın, atıyorum seni içeri dedi, attı içeri. Siyasi esir, orada duruyor. Hangi yasayla, gerekçeyle tutuyorsunuz? Bakın görüşlerimiz farklıdır, ama haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. Ben haksızlığa tahammül edemem. Sayın Demirtaş hapishaneden çıktığı zaman CHP’ye mi oy verecek hayır, kendi partisi var oraya oy verecek. Ama siz hakkı, hukuku, adaleti savunmak zorundasınız. Yerel seçimlerde bir hocayı görevlendirdiler, İmralı’dan mesaj aldılar ona okutturdular, acaba oy alabilir miyiz diye. Bahçeli’de bunu destekledi. Bir akıl tutulması yok mu burada? İktidarda olalım da ne olursa olsun, lanet olsun öyle iktidara. İktidarda insan şerefiyle onuruyla durur. Böyle bir şey olmaz. İktidar kişinin özveride bulunma yeridir. Siz kendinizi topluma adamışsınız demektir, iktidar bu demektir. TOPLUM TEPKİ GÖSTERDİĞİ İÇİN ‘BEN ONU KASTETMEDİM’ DEMEK ZORUNDA KALDI (Sezen Aksu ve Sedef Kabaş ile ilgili) Toplumu gerecektir, oradan bir şeyler medet umuyor. Devleti yönetenlerin sakin, hoşgörülü, toleranslı olması lazım. Devlet kinle, intikam duygusuyla yönetilmez. Dünyanın her tarafından en sert eleştirilen kişiler siyasetçilerdir. Bunu kabul edeceksin, eyvallah hakaret olmaz bunu da kabul ederim. Ama siyasetçi kalkacak sanatçıyı hedef alacak ‘dilini koparırım’ diyecek, üstelik bunu Allah’a ibadet edilen bir yerde söyleyecek, olmaz. Kimi kastetti, toplum tepki gösterdiği için ben onu kastetmedim demek zorunda kaldı. Sanatçı otoriteye biat etmek, kendi özgür dünyasında yaşamak isterler. Siz sanata ve sanatçıya sınır getiremezsiniz. Baskı kurarak gündem değiştirilir mi, ‘dilini koparırım’ diyerek gündem değiştirilir mi. YÖNETEMEYİNCE NE YAPACAK, ZULMEDECEK Yönetemiyorlar, yönetemeyince ne yapacak, sanatçıya, garibana, öğrenciye zulmedecek. 14 yaşındaki çocuk için hakaretten dava açılacak. Bana da zaman zaman hakaretler oluyor, davalar açılıyor, vazgeçer misin diyorlar, diyorum ki fakir bir ailenin çocuğuna burs verirsen davamdan vazgeçerim. Sonuçta o kişi anlamalı ki bu kardeşi ön yargılı değil. O SARAY CUMHURBAŞKANLIĞI SARAYI OLMAYACAK Hiç meraklanmayın, benim şahsi kanaatim, ittifak adına konuşmak haksızlık olur öyle bir yetkim yok. O saray Cumhurbaşkanlığı sarayı olamayacaktır. Çankaya var, mütevazı bir yerdir, Çankaya’da oturacaksınız, bakanlıklar olacak, her bakan namusuyla görev yapacak, müsteşarlar olacak, müsteşarlar devletin, bürokrasinin hafızasını temsil edecek. Milletime şunu söyleyeyim; hiç ama hiç meraklanmayın. Türkiye güzel bir ülke, zengin bir ülke, kaynakları var, olağanüstü kaynakları var. Bütün mesele bu kaynakların adil dağıtılması, adaletle dağıtılması. Beşli çeteye mi vereceksin, çiftçiye mi, esnafa mı, apartman görevlisine mi vereceksin. Beşli çeteye mi vereceksin fabrika mı kuracaksın, beşli çeteye mi vereceksin güneş tarlaları kurup çiftçiye elektriği bedava mı vereceksin. Emin olun bunların tamamını yapacağız."
Muhabir: Politika Gazetesi





