Sabaha karşı dere kenarına giden kadınlar otlar, ağaçlar üzerine düşen çiğ damlalarını tahta kaşık ya da çömçe (ahşap kepçe) yardımıyla bir kavanoza topluyor.
Daha sonra maniler ve türküler eşliğinde dans eden kadınlar evlerinin kapılarına asmak için de yapraklı dal kopararak yanlarında götürüyor.
Evlerine dönen kadınlar odun ateşinde kaynattıkları sütün soğuması sonrası süzgeçten geçirdikleri çiy damlalarını dualar eşliğinde mayaya katarak yoğurt mayalıyor.
Yoğurt bir yıl boyunca maya olarak kullanılıyor.
"Asırlık geleneği yaşatıyoruz"
Köy sakinlerinden 66 yaşındaki Aynur Mayda, AA muhabirine baharın gelişinin kutlandığı Hıdırellez'in kendileri için çok önemli olduğunu söyledi. Köylerinde geleneklerine sahip çıktıklarını ifade eden Mayda, maya geleneğini annesinden öğrendiğini ve asırlık bir geleneğin şifalı olduğuna inandıklarını belirtti.
Köy sakinlerinden 75 yaşındaki Cemile Daradan ise Hıdırellez'de dereye giderek ellerini, yüzlerini yıkadıklarını sağlık, huzur ve bereket dilediklerini ifade etti.
Gençlik yıllarına göre Hıdırellez'in coşkusunun biraz azaldığından yakınan Daradan, kültürün unutulmaması için çiğ damlalarının katıldığı yoğurt mayalama geleneğini yaşatmaya çabaladıklarını söyledi.
Bu geleneğin köylerinde asırlardır sürdürüldüğünü anlatan Daradan, "Yeşilliklerden çiy damlasını aldık, yoğurdumuzu mayalayacağız. Yoğurdumuzu mayaladıktan sonra Cenabıhak bize bereketini verecek. Allah, Halil İbrahim bereketi verecek bize. Hıdırellez çok güzel bir şey." şeklinde konuştu.
Muhabir: Politika Gazetesi
