Neden Japonya’ya gönderildi?
Ertuğrul seferi, Sultan II. Abdülhamid yönetiminin Japonya ile dostane ilişkiler kurma ve “iyi niyet” göstergesi olarak 1889–1890 kışında planladığı bir diplomatik ziyaretin parçasıydı. Osmanlı gemisi, resmi temas ve törenler için Japon limanlarını dolaştıktan sonra 1890 sonbaharında İstanbul’a dönüşe geçti. Daily Sabah+1
Nasıl battı?
Dönüş sırasında Ertuğrul, Japonya’nın Kii Yarımadası açıklarında şiddetli hava koşulları — bir tayfun/şiddetli fırtına — ile karşılaştı. Motor kömür alevlerinin söndüğü, geminin gücünün ve manevra kabiliyetinin azaldığı; rüzgâr ve dalgaların etkisiyle geminin kıyıdaki kayalıklara sürüklendiği aktarılır. Mürettebatın acil demir atma ve manevra girişimleri başarısız oldu; gece yarısında gemi kayalara çarparak parçalandı ve battı.
Mürettebat kaç kişiydi, kaç kişi kurtuldu, kaç kişi hayatını kaybetti?
Mürettebatın büyüklüğüne dair kaynaklar arasında farklılık var; yaygın rakamlar yaklaşık 600 civarı (ör. 609) mürettebat olduğu yönünde.
Kurtulanlar: Çoğu güvenilir kaynakta 69 kişinin kurtulduğu belirtilir.
Ölenler: Kaynaklar arasında değişen rakamlar yer alır; bazı kaynaklar 500’ün üzerinde ölü (ör. “yaklaşık 500–587” aralığına dair farklı raporlar) verdi. Farklı Osmanlı ve Türkiye kaynakları ile çağdaş raporlar arasında sayım farkları bulunuyor; ama ortak nokta: kayıpların çok ağır olduğu ve yüzlerce denizcinin vefat ettiği.
(Not: tarihî deniz kazalarında kayıt farklılıkları sık görülür; burada hem Japon hem de Osmanlı kayıtları, haber ajansları ve tarih araştırmaları referans alınmıştır.)
Japonların ve yerel halkın rolü
Kaza sonrası çevredeki Japon balıkçı köyleri ve donanma birimleri hızla harekete geçerek karaya vuran denizcilere yardım ettiler. Yerel halkın çabalarıyla ve Japon savaş/gemi birimlerinin desteğiyle 69 kişi kurtarıldı; kurtarılanlar daha sonra Japon gemileriyle (korvet vb.) Tokyo üzerinden İstanbul’a geri gönderildi. Osmanlı Sultanı kurtarma çalışmalarına katılan Japon komutanları madalya ile ödüllendirdi. Bu insani yardım, iki halk arasında güçlü bir minnet ve yakınlık duygusu yarattı.
Diplomasi ve uzun vadeli etkiler — Japonya ile Türkiye arasındaki ilişki
Ertuğrul faciası, resmi diplomasi dışında iki toplum arasında “insani bağ” kurdu. Japonya’nın yardım elini uzatması; Türkiye’nin olay sonrası minnettarlığı kamuoyunda geniş yankı buldu. Birinci adımdan itibaren bu dayanışma, iki ülke arasında ilerleyen yıllarda dostane ilişkilerin gelişmesine zemin hazırladı. Kushimoto’da ve Türkiye’de kazazedeler için anıtlar, müzeler ve her yıl anma törenleri konuldu; anıtsal hatırlamalar iki ülke arasındaki dostluğun sembollerinden biri haline geldi.
Anma ve miras — bugün
Kushimoto’da Ertuğrul şehitlerini anmak için bir anıt ve müze bulunuyor; Japon ve Türk yetkililerin, sivil toplumun katıldığı anma törenleri düzenleniyor. Deniz arkeologlarının yaptığı çalışmalarla gemiden kalan bazı eşyalar ve kalıntılar çıkarıldı; bu objeler tarihî hafızayı canlı tutuyor. Olay, günümüzde hâlâ Japonya-Türkiye “kardeşlik” hikâyelerinin başlıca örneklerinden biridir.