Balıkesir’in Manyas ilçesine bağlı Ergili köyü sınırlarında yer alan Daskyleion Antik Kenti, Anadolu’nun en önemli arkeolojik varlıkları arasında gösterilir. Hem coğrafi konumu hem de tarihsel önemiyle dikkat çeken kent, antik çağlardan günümüze kadar çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış, özellikle Persler döneminde önemli bir idari merkez olmuştur.
Antik Kentin Kuruluşu ve Tarihsel Süreç
Daskyleion’un geçmişi M.Ö. 3. binyıla kadar uzanır. Kentin adı, Lidya Kralı Gyges’in babası Daskylos’tan gelir. Ancak bu isimlendirme daha sonraki dönemlerde gerçekleşmiş olup, yerleşimin ilk kurucuları muhtemelen Frigler veya Mysialılar olmuştur. M.Ö. 7. yüzyıldan itibaren Lidyalıların etkisi altına giren Daskyleion, sonrasında Pers İmparatorluğu’nun önemli satraplık (eyalet) merkezlerinden biri haline gelmiştir.
Persler Dönemi: Bir Yönetim Merkezi
M.Ö. 546 yılında Lidya’nın Persler tarafından fethedilmesinin ardından, Daskyleion, Hellespontus Satraplığı'nın merkezi haline geldi. Bu dönemde kent, idari, askeri ve ekonomik olarak gelişti. Satrapların (valilerin) konutları ve idari yapılar bu döneme ait olup, kazılarda ortaya çıkarılan Pers saray kompleksi, dönemin zenginliğini ve Pers etkisini açıkça yansıtır. Persler döneminde şehir, Batı Anadolu’daki diğer bölgelerle diplomatik ilişkiler yürütmüş ve Zerdüşt inancı da bu bölgede etkili olmuştur.
Coğrafi Konum ve Ticaret
Daskyleion, Manyas Gölü’nün güney kıyısında, verimli ovaya hâkim bir tepe üzerine kurulmuştur. Bu konumu sayesinde hem kara yollarına hem de göl yoluyla ticaret güzergâhlarına hâkimdi. Antik çağda gölün denizle bağlantılı olduğu düşünülmekte; bu da Daskyleion’un hem iç hem dış ticarette rol oynamasına olanak tanımış olabilir. Tarım, hayvancılık, zanaatkârlık ve göl ürünleri ekonomik yaşamın temel taşlarını oluşturuyordu.
Kültür ve Yaşam
Kentte çok kültürlü bir yaşam hâkimdi. Pers, Lidya, Frig ve Helen etkileri kazılarda bulunan seramik, takı ve yazıtlardan anlaşılmakta. Zerdüşti tapınma izleriyle birlikte, Helenistik dönemde ortaya çıkan kült yapılar, dini çeşitliliği gösterir. Günlük yaşamda saray görevlileri, tüccarlar, askerler ve zanaatkârlar aktif roller üstlenmiştir.
Kazı Çalışmaları ve Son Durum
Daskyleion’da arkeolojik kazılar 1950’li yıllarda Prof. Dr. Ekrem Akurgal tarafından başlatılmış, günümüzde ise Prof. Dr. Kaan İren başkanlığında sürdürülmektedir. Her yıl yaz aylarında devam eden kazılarda, saray yapıları, depo alanları, tapınak kalıntıları ve savunma sistemleri gibi önemli yapılar gün yüzüne çıkarılmaktadır. Son dönemde bulunan Pers dönemi duvar resimleri, Anadolu’da Pers sanatıyla ilgili eşsiz örnekler arasında yer almakta.
Manyas Gölü ile İlişki
Manyas Gölü, kentin yaşamında merkezi bir rol oynamıştır. Tarım ve ulaşımda olduğu kadar, dinsel ritüellerde de gölün kullanıldığı düşünülmektedir. Göl çevresindeki sazlık alanlar, doğal savunma hattı ve ekonomik kaynak olarak değerlendirilmiştir. Aynı zamanda göl, antik dönem insanlarının doğayla kurduğu ilişkinin bir parçasıydı.
Diğer Antik Yerleşimlerle İlişkileri
Daskyleion, bölgedeki Kyzikos, Pergamon, Zeleia gibi antik kentlerle hem ticari hem kültürel ilişkiler içinde olmuştur. Yazıtlar ve arkeolojik bulgular, bu kentler arasında mektuplaşma, ticaret anlaşmaları ve hatta siyasi evlilikler gibi etkileşimlerin yaşandığını göstermektedir. Daskyleion’un coğrafi ve politik konumu, onu bir ara buluşma ve diplomasi merkezi haline getirmiştir.
Sonuç olarak, Daskyleion Antik Kenti, Balıkesir ve Türkiye arkeolojisi açısından sadece bir kazı alanı değil, çok katmanlı tarihî bir arşivdir. Her kazı sezonu, Anadolu’nun kültürel mozaiğine yeni bir parça eklemekte, geçmişin izlerini bugüne taşımaktadır.