Türk halk müziğinin unutulmaz ustası Neşet Ertaş, türküleriyle milyonların gönlünde taht kurdu. “Bozkırın Tezenesi” olarak anılan Ertaş, sadece bir sanatçı değil Anadolu’nun sesi, duygusu ve vicdanıydı.
Çekirdekten Yetişen Bir Ozan
Neşet Ertaş, 1938 yılında Kırşehir’in Çiçekdağı ilçesine bağlı Kırtıllar köyünde dünyaya geldi. Babası halk ozanı Muharrem Ertaş’tan bağlamayı, annesinden de türkünün özünü öğrendi. Daha küçük yaşlarda eline aldığı sazı, bir ömür boyunca elinden bırakmadı.
Bozkırın Tezenesi Unvanı
Türk halk müziğinin büyük ustası Nida Tüfekçi, genç yaşta yeteneğiyle dikkat çeken Neşet Ertaş’a “Bozkırın Tezenesi” unvanını verdi. Bu unvan, onun Anadolu bozkırını ilmek ilmek işleyen nağmelerini en güzel şekilde tanımlıyordu.
İstanbul Yılları ve Anadolu’nun Sesi
Genç yaşta İstanbul’a giderek sahne almaya başlayan Ertaş, kısa sürede halkın sevgisini kazandı. TRT radyolarında söylediği türküler, Anadolu insanının sesi oldu. Neşet Ertaş, köyden kente göç edenlerin hasretini, sevdasını ve derdini türkülerine taşıdı.
Türkülerin İçindeki İnsan
Onun türkülerinde aşk da vardı, gurbet de, yoksulluk da. “Zahidem”, “Ah Yalan Dünya”, “Gönül Dağı”, “Neredesin Sen” gibi eserleri, her kesimden insanın duygularına tercüman oldu. Bu nedenle türküleri dillerden düşmedi; çünkü o halkın dilini konuşuyordu.
Mütevazı Kişiliğiyle Büyük Usta
Neşet Ertaş, şöhreti hiçbir zaman önemsemedi. Halkın sanatçısı olmayı seçti. Kendisi için “Bana garip derler, garip kalayım” diyerek mütevazılığını ömrü boyunca sürdürdü. Halk onu sadece sanatçı kimliğiyle değil, alçakgönüllü kişiliğiyle de bağrına bastı.
Yurda Dönüş ve Taht Kurduğu Gönüller
Uzun yıllar Almanya’da yaşayan Ertaş, 2000’li yıllarda yeniden Türkiye’ye döndü. Konserleri büyük ilgi gördü, salonlar dolup taştı. Onu dinleyenler sadece bir sanatçıyı değil, Anadolu’nun ruhunu dinlediklerini biliyordu.
Eserleriyle Yaşayan Bir Usta
25 Eylül 2012’de hayata veda eden Neşet Ertaş, ardında onlarca türkü, unutulmaz bir miras ve milyonların kalbinde silinmez bir iz bıraktı. Bugün onun eserleri hâlâ dillerde dolaşıyor, yeni kuşaklara ilham oluyor.
“Garip”ten Anadolu’ya Miras
Neşet Ertaş, sazıyla, sözüyle ve gönlüyle Anadolu insanının sesi oldu. Onun türkülerinde herkes kendinden bir parça buldu. “Garip” imzasıyla söylediği her ezgi, Türk halk müziğinin ölümsüz hazinesine dönüştü.