Balıkesir Ticaret Odası’nın Cumhuriyetin 100’ncü yıldönümü kutlamaları kapsamında düzenlediği “Ticaretin Yüzyılı” paneli geniş bir katılımla gerçekleştirildi. Ticaret Odası Başkanı Rahmi Kula ve Meclis Başkanı Okan Telaşeli ev sahipliğinde gerçekleştirilen panele konuşmacı olarak Sanayi Odası önceki dönem başkanı ve BEST A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Rona Yırcalı, Balıkesir Belediyesi ve Ticaret Odası’nın önceki dönem başkanlarından Ziyaettin Tan, Esnaf Orhan Günvaran ve Fotoğraf Sanatçısı Ahmet Esmer katıldı. Panelin moderatörlüğünü ise Ramazan Karaca üstlendi. Ticaret Odası Başkanı Rahmi Kula’nın açılış konuşmasıyla başlayan “Ticaretin Yüzyılı” isimli panelde konuşmacılar Balıkesir ticaretinin 100 yıllık serüvenini anlattı.
KULA: “HEDEFLERİMİZ BÜYÜK” Ticaret Odası Başkanı Rahmi Kula panelin açılışında yaptığı konuşmada, “1880 Yılından itibaren Balıkesir tüccarının bir araya gelerek bir birliktelik arayışları için sürdürdükleri çalışmalar; 1889 yılında Padişahın fermanı ile tam resmilik kazanmış ve Balıkesir Ticaret Odası resmen kurulmuştur. Yüzyıl içerisinde çeşitli savaş halleri ve zaruretlerden dolayı Oda çalışmaları kısa aralıklarla sekteye uğramışsa da çalışmalarına günümüze değin Balıkesir ekonomisine katkı sağlamak amacıyla devam Odamız bugün yaklaşık 6 bin 500 üyesi ile İlin ve Bölgenin en büyük sivil toplum kuruluşu niteliğindedir. Balıkesir Ticaret Odası olarak bundan önceki yüzyılda Başkanlarımızdan aldığımız bayrağı önümüzdeki yüzyılda daha iyi yerlere taşıyacağız. Hayatta olan Başkanlarımıza odamıza yapmış oldukları katkılar için teşekkür ediyor, ebediyete intikal etmiş olan Başkanlarımıza ise Allahtan rahmet diliyorum. Balıkesir Ticaret Odası olarak amacımız, ekonomik ve sosyal hayata ilişkin yürüttüğü yenilikçi ve öncü faaliyetler ile üye ve paydaşlarını sürekli geliştirerek Balıkesir ticaretine daha fazla dinamizm kazandırmak ve Balıkesir’in sürdürülebilir gelişiminde söz sahibi olmaktır. Bu vesile ile 2023 yılı ihracatımızı 1 Milyon 150 Bin Dolar ile kapatmayı hedefliyoruz. Yeni yüzyılda iş dünyası olarak özellikle dijital dönüşüm, yapay zeka, iklim değişikliği ve karbon ayak izi gibi konulara odaklanarak işlerimizi geliştirme yolunda adımlar atmalıyız. Bu çalışmaları yapmamızda siz değerli Meclis ve Meslek Komitesi üyelerimizin katkıları bizlere yön vermektedir” diye konuştu.
“KUVAYİ MİLLİYE HAREKETİNİ UNUTTURMAMALIYIZ” Ticaretin Yüzyılı isimli panelde ilk olarak Sanayi Odası önceki dönem başkanlarından ve BEST A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Rona Yırcalı söz aldı. Yırcalı Balıkesir ticaretinin 100 yıllık tarihinde dönüm noktaları hakkında bilgiler vererek cumhuriyet öncesinde yaşanan olaylar hakkında da hatırlatmalarda bulundu. Rona Yırcalı ilk olarak Kuvayi Milliye Hareketinin başlangıcında yaşananlara değinerek, “Bugün önemli bir gündeyiz. Genç sayılabilecek Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılının üçüncü gününü idrak ediyoruz. Böyle bir toplantıya beni de davet ettikleri için her iki başkana da ayrı ayrı teşekkür etmek istiyorum. Bugün ana konu olarak Balıkesir’imizin, dolayısıyla bölgenin de ekonomik konularının 100 yıl içindeki gelişmelerinden bahsetmek için burada bulunuyoruz. Ama müsaade ederseniz bence 100 yıl içinde çok önemli bir yere sahip olan, Balıkesir için de çok önemli olan ama benim kanaatime göre yeteri kadar kıymetlendiremediğimiz ve 100 yıllık tarihimizin içinde ve çok önemli bir yere sahip olan bir konuyu ticareti de ona bağlayarak değerlendirmek ve bir kere daha sizlerin dikkatine ve ölümümüzden sonra vazife alacak arkadaşlara da bir hatırlatma olarak bir ifadede bulunmak istiyorum. Bu da Kuvayi Milliye konusudur. Bence bu konu Balıkesir’imiz için son derece önemli olmasına rağmen cumhuriyetin 100 yılından bu yana bir hadise olmasına rağmen maalesef yeteri kadar değerlendirilmemekte ve gölgede kalmaktadır. Gölgede kalmasının da önemli sebebi yine bana göre 15 Mayıs 1919’da ilk defa toplanan Kuvayi Milliye hepimiz ve ülkemiz için son derece önemli olan 19 Mayıs 1919 tarihinin gölgesinde kalmasıdır. Tabi o tarih ve ondan sonraki gelişmeler çok önemli ama 19 Mayıs 1919’dan önce burada Alaca Mescit’teki bir toplantının bence unutulmaması ve Türkiye’nin kamuoyunda da çok yakından tanınması gerektiğini ve tanınmaya devam edilmesi ve yeteri kadar tanınmadığını ifade etmek istiyorum.
“REDDİ İLHAK CEMİYETİ KURULDU” Hepimizin bildiği gibi Alaca Mescitte ilk toplantılarını 15 Mayıs 1919’da yapmışlardır. Atatürk’ün Samsun’a çıkmasından önce ve İzmir’in işgalinden hemen sonradır. Bu zaman zarfında bu 41 Bayrak Adam diye tabir ettiğimiz arkadaşlar Balıkesir’in düşman işgalinden kurtuluşu olan 6 Eylül 1922’ye kadar 5 tane toplantı yapmışlardır. Bu toplantıların her birinde de son derece genişlemiş bir toplantı olmuştur. O günkü ulaşım ve haberleşme şartlarını düşünürseniz ve hatta şehrimizin 24 ay batı ülkelerinin desteklediği Yunan işgalinde kaldığını düşünürseniz bu arkadaşlar bir kısmı işgal altında olmak üzere 5 tane toplantı yapmışlardır. Bunların da her biri Büyük Atatürk’ün yaptığı çalışmalara paralel olmuştur. Burada Amasya Bildirisi’nden tutun Erzurum’da yapılan toplantıya, daha sonra daha batıya gelmek için yapılan Sivas’taki toplantıya, sonra Ankara’daki toplantıyla aynı paralellikte olmuştur. Bakın burada yapılan ilk toplantının ismi Reddi İlhak’tır. Erzurum’da yapılan toplantıyla paralellikte girdiği zaman Müdafaa-i Hukuk ismini aldı. Dana sonra Sivas ve ondan sonra da Ankara ile bir arada olabilmek ve onları takip edebilmek için onların paralelinde Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ismini alıyorlar. Sonra da hepimizin bildiği gibi 23 Nisan 1920’de kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 6 tane arkadaşımızı buradan seçip oraya temsilci olarak gönderiyorlar. Burada birçok arkadaşlarımızı Balıkesirliler yakından tanıyorlar. Birçoklarının aileleri bugün dahi belki de aramızda temsilcisi olan arkadaşlarımız. Tabi bunların içinde Vehbi Bolak Bey ve onların içinde daha sonra Atatürk’ün bakanlıklarını yapan isimler var ve bunların hepsi Vehbi Bolak başkanlığında bir araya geliyorlar.
“KUVAYİ MİLLİYECİLER ÖNEMLİ DOKÜMANLAR BIRAKTI” O dönemki toplantıların dokümanları elimizin altında var. Kuvayi Milliye Müzesinde bunlar bulunuyor. Vehbi Bolak’ın oğlu Aydın Bolak tarafından bütün bu dokümanlar hazırlanmış vaziyette bulundu ve ben bunların bir kısmını gördüm. Lütfen arkadaşlar o müzedekileri görün. Bugün bildiğimiz muhasebe defteri gibi defter tutmuşlar. Kimlerden para aldıklarını; o günkü şartlarda 26 ay süren işgal altında kimlerden ne para aldıklarını, kimlere para ödendiğini, tütün, silah parası, şehit olanların ailelerine ödenen para gibi şeyleri, aydıkları paraları ve verdikleri paraları kayıt altına almışlar. Bunu bir kere daha hatırlatmayı vazife olarak yaptım. Bunlar her zaman hatırlanmıyor. Günlük işlerimiz, telaşemiz arasında bunları unutuyoruz. Ama şu insanları Balıkesir’de, bölgede ve tüm Türkiye’de biraz daha onlara yakışır bir şekilde hatırlatmakta ve hizmet etmekte fayda var. Şunu da ifade edeyim Atatürk’ün en çok ziyaret ettiği il Balıkesir’dir. Bunun sebebi de o zaman Ankara’dan İzmir’e geçmek için tren var ve tren Balıkesir’den geçiyor. Ama Atatürk yine de Balıkesir’e gelmiş, kalmış ve hatta bir keresinde Balıkesir’deyken İzmir’de yapılması muhtemel olan İzmir Suikastı nedeniyle Balıkesir’de trenden indirilmiyor. Acaba bir yanlış mı yaptık diye Balıkesirliler buna çok üzülüyor” diye konuştu.
“CUMHURİYETİN İLK YILLARINDA BALIKESİR EKONOMİSİ GIDA VE SANAYİYE DAYALIYDI” Balıkesir ticaretinin 100 yıllık tarihini elindeki dokümanlar ışığında anlatan Rona Yırcalı şu bilgileri verdi: “Son 100 yıldaki ekonomik gelişmeleri benim hatırladığım kadarıyla ve benim önemli olduğunu düşündüğüm birkaç ana hatla sizlerle paylaşmak istiyorum. Bizimle alakalı kuruluşların isimleri geçecek ama benim dokümanlarım böyle olduğu için bunu sizlerle böyle paylaşıyorum. Dünyanın, Türkiye’nin ve Balıkesir’in de her zaman müşterek olan sanayi gıdayla başlıyor. Balıkesir’in de buradaki Cumhuriyetten bu yana en eski kuruluşlarından biri Muharrem Hasbi Fabrikası dile bildiğimiz fabrikadır. Bu fabrikamız un ve pamuk üzerine kuruluyor. 1923’de inşaatına başlanıyor 1925 yılında da üretime giriyor. Dolayısıyla o zamanın ihtiyaçları gıda, giyim ve buz üreterek soğutma ihtiyaçlarını karşılıyor. Muharrem Hasbi fabrikası o dönem Balıkesir’de kendi enerjisini üreten ilk fabrikalardan birisi olma özelliği de taşıyor. Ayrıca bir özelliği daha var 1929-1930 krizini atlatan bir kuruluş olarak öne çıkıyor. Muharrem Hasbi Bey o dönem iki fabrikasını satarak Balıkesir’deki fabrikasını kurtarıyor. O zaman kendisine yardım eden bir tek banka var o da Osmanlı Bankası. Fabrikanın açılışına enteresan isimler katılıyor. TBMM Başkanı Kazım Özalp var ve Garnizon Komutanı Ali Hikmet Paşa fabrikanın açılışına katılıyorlar. O dönem Balıkesir’in kurtuluşu için günler öncesinden hazırlıklar yapılır ve ticaret erbapları da kurtuluş etkinliklerine katılırdı. Ayrıca o dönem panayırımız vardı ve çok önemliydi. Bizde ilçe çok olduğu için bütün ilçeler gelirdi. Daha sonra panayır fuar haline getirildi, ondan sonra da eski özelliklerini yitirdiği için vaz geçildi.
“MADENCİLİK BALIKESİR’DE ÖNEMLİ YERE SAHİP” Balıkesir’in ekonomik hayatında çok önemli bir yeri olan sektör maden sektörüydü. Maden sektörünün ilk kuruluşu yabancı sektör tarafından yapılıyordu. Balya’daki kurşun madeni tesisleri bugün de hala işliyor. Susurluk Sultançayırı’nda İngilizler tarafından işletilen bor madenleri vardı. Ama Birinci Dünya Savaşı başlayınca yabancılar gidiyor ve bunlar özel sektör tarafından yürütülmeye başlanıyor. Maden sektörü çok önemli çünkü Türkiye’de ilk defa madenler şehir dışında olduğu için köylerin kalkınmasına neden oluyor. Madenlerin ihracatımıza çok önemli katkısı olmuştur. Bandırma Limanının kısa zamanda gelişmesine neden olmuştur.
“DEMOKRAT PARTİ DÖNEMİNDE ÖNEMLİ EKONOMİK GELİŞMELER YAŞANDI” 1950-1950 yılları arasında Demokrat Parti zamanında Balıkesir’de önemli gelişmeler olmuştur. Balıkesir’in TBMM’de ve Adnan Menderes Hükümetinde önemli temsilciler olması, bakanlar olması burayı o seneler içinde değerli kılmıştır. 1954 yılında Balıkesir Pamuklu Dokuma Fabrikası kuruldu. 1955 yılında Çimento Fabrikası kuruldu. Yine 1955 yılında Susurluk Şeker Fabrikası kuruldu. Bunlar devlet tarafından kurulan ama halkında içinde olduğu çok önemli kuruluşlardır. Bu kuruluşlar Balıkesir’e ekonomik bir hareketlilik getirmişlerdir. Bunların devamı olarak Ecevit Hükümeti zamanında yurt dışındaki işçi arkadaşlarımızın birikimleriyle Balıkesir’de ve Türkiye’nin birçok yerinde kurulan işçi şirketleri vardır. Maalesef bunlar istendiği kadar başarılı olamadı ve birçoğu kapital yetmezliğinden, idare eksikliğinden yürümediler. Ama Balıkesir’dekiler başarılı oldu. Mesela bunların içinde 1966’da kurulan BEST şirketi vardır, 1968’de kurulan İŞBİR şirketi vardır ki bunlar hem yürümüşler hem de daha sonra halka açık olan şirketlere öncülük etmişlerdir. Mesela bunların içinde 1969’da kurulan BAGFAŞ, 1968’de kurulan BALDEV vardır. Bu 10 sene içinde Demokrat Parti’nin o zamanki girişimleriyle başlayan hareket daha sonra gelen hükümetler tarafından bu şekilde yürümüş ve Balıkesir’de bundan istediğimiz kadar olmasa bile önemli katkılar almıştır.
“ÖZAL’LA BİRLİKTE ÖZEL SEKTÖR ÖNEM KAZANMAYA BAŞLADI” 1980 yılına kadar hepinizin bildiği gibi özel sektörün Türkiye’deki yeri takdir edilemiyordu. Rahmetli Turgut Özal bunu kırdı ve 1980’deki ihtilalin ardından özel sektörün önemli bir yeri olmaya başladı. Özal zamanında özel sektör hem sosyal hayatımızda hem de ekonomik hayatımızdaki atılımlarını yapmaya başladı.
“BTO 1889’DA KURULURKEN SANAYİ ODASINI 1981’DE KURDUK” Balıkesir’de 1889 yılında kurulan Balıkesir Ticaret Odamız var. Ziraat Odamızın kuruluşu 1933 olarak görülüyor. Benim de yakından dahil olduğum 1981 yılında kurduğumuz Balıkesir Sanayi Odası var. O zamana kadar Aydın, Manisa, Muğla ve Balıkesir gibi iller Ege Bölgesi Sanayi Odası’na bağlıydı. Çünkü bu illerin hepsinde sanayi kuruluşları çok az ve zayıftı. Balıkesir, Edremit ve Ayvalık’ta üç tane şubesi vardı. Biz arkadaşlarla beraber 1981 yılında ayrıldık ve burada Sanayi Odamızı kurduk. O zaman sanayici olan kuruluşların imzasını alarak oda kurulabiliyordu. Biz de Ayvalık hariç tüm ilçemizden imzaları toplayarak odamızı kurmuştuk.
“OSB’NİN TEMELİNİ ERBAKAN ATTI AÇILIŞINI DEMİREL YAPTI” Balıkesir Organize Sanayi Bölgesi 1986 yılında Sayın Necmettin Erbakan tarafından temeli atıldı. Balıkesir’in hiç haberi olmadan temelini attılar ve ondan sonra da 1994 yılında Cumhurbaşkanımız Rahmetli Süleyman Demirel tarafından açılışı yapıldı. O günden beri de Balıkesir’imizin ekonomisinde önemli bir yere sahip olarak bugünkü haline gelmiş oldu. Tabiatıyla ihracatın da bundan çok önemli etkisi oldu. Balıkesir’de ihracatta çeşitli zorluklara rağmen önemli yer aldığını ifade etmek istiyorum.”
“BALIKESİR’İN SOSYAL HAYATINI İYİLEŞTİRMELİYİZ” Balıkesir’de eksikliğini hissettiği sosyal yaşam konusunda da gençlere tavsiyelerde bulunan Rona Yırcalı, “Balıkesir’in ticareti son 100 yıl içinde son 10-20-30 senede dahi çok önemli gelişmeler olduğunu biliyoruz. Fakat Balıkesir’in önemli bir eksikliği olduğunu belirtmek istediğim bur konu var. Balıkesir’imizin sosyal hayatı bizim istediğimiz gibi mi diye kendimize bir sormalıyız. Bizim eski senelerdeki Balıkesir’imizin sosyal hayatını özlüyor muyuz? Çünkü Balıkesir’i hareketli bir hale getirebilmek için üniversite ve sanayi kuruluşlarımız çok önemli. Ama buraya gelen, burada yaşamak, yatırım yapmak isteyen insanlar üniversiteyi soruyor. Çocuğunun gideceği liseyi, kalacağı yerin durumunu soruyor. Akşama bir yere gidip sosyal temasta bulunabileceği bir yer soruyor. Biz bunları Balıkesir olarak, kuruluşlar olarak bunları tam manasıyla yerine getirmezsek bizim bir kanadımız eksik olur. Bunu telafi etmemiz lazım. Eski kültür hareketliliğimizi geliştirmemiz lazım. Mesela Kuvayi Milliye Müzesi’nin çok mütevazı olduğuna kanaat getiriyorum. Yeteri kadar konferanslarımız, sergilerimiz, lokantalarımız, müşterek yerlerimizin olmadığına kanaat getiriyorum. Turizm, sanayi, kendi hayatımızın daha iyi olmasını istiyorsak bunlara bence dikkat etmemiz lazım. Bilhassa genç arkadaşlara hitap ederek söylemek istiyorum; hem kendimiz için hem çocuklarımız için hem geleceğimiz için bu eksikliğimizin giderilmesinde öncü olmanızı rica ediyorum” dedi.
ZİYAETTİN TAN: “CAMLI BEDESTEN BENİM İKİNCİ ÜNİVERSİTEM OLDU” Rona Yırcalı’nın konuşmasının ardından Balıkesir Belediyesi ve Ticaret Odası önceki dönem başkanlarından Ziyaettin Tan söz aldı. Tan konuşmasında Balıkesir’in ticari hayatı hakkında yaptığı konuşmada, küçük yaşlardan itibaren ticaretin içinde yer aldığını dile getirdi. Tan, “Sıkıntılı zamanlar geçirdik. Babam terziydi sonra işleri ilerleterek tüccar terzi oldu. Biz 15-16 yaşlarına geldiğimizde tamamen tüccar oldu. Terzilik işlerini kalfaları ve ustalarına bıraktı. Biz çok şükür yüksek tahsilimizi yaptık. Ama o yıllara gittiğimizde Cumhuriyet Caddesinde sağlı sollu manifaturacı vardı. O tarihlerde hazır giyim yoktu, çok güzel terziler, ayakkabıcılar vardı. O zaman bizi ilkokuldan sonra hesabımızı öğrenelim diye ticaret okuluna gönderdiler. Okulda sabahları eğitim alırken öğleden sonra da kimisi babasının kimisi de başkasının yanında tezgahtarlık yapıyordu. Benim için camlı bedesten ikinci üniversite olmuştur” diye konuştu.
ORHAN GÜNVARAN: “TİCARET ÇIRAKLIKLA BAŞLARDI” Balıkesir’de uzun yıllardır ticaretle uğraşan Şekerci Orhan Güvaran ise çıraklık döneminden itibaren yaşadıklarını dinleyenlerle paylaştı. Günvaran, “Şekerci dükkanında 17 sene çalıştım ve sonra dükkan açtım. 1979’dan beri de aynı dükkanda hizmet ediyorum. İş hayatımla birlikte sporla da ilgileniyorum. 59 yıldır yürüyüş yapıyorum. Önceden müşterilerden salgı sevgi görüyorduk. Eskiden ilkokulda dahi ailelere çocuklarını tatillerde çırak olarak veriyorlardı. Zengin aileler de kendi çocuklarını dükkanlarında çalıştırırdı. Eskiden esnaflık çıraklıktan geliyordu şimdi çıraklık diye bir şey kalmadı. 1953 yılında 872 tane dükkan yandı. Bu günleri döndük. O zaman insan ve iş hayatı çok değişikti” dedi.
AHMET ESMER: “BAKARKEN GÖRMEYE ÖZEN GÖSTERDİM” Balıkesir’de fotoğrafçılıkla uğraşan Ahmet Esmer ise fotoğrafçılık tarihini anlattı. Esmer ticaretle ilgili önemli yere sahip olan çarşı hakkında şunları söyledi: “Eskileri anmak için buradayız. Benim de aşağı yukarı 1950 yılında Bulgaristan’dan ailemle birlikte Balıkesir’e göç ettik. Oradaki her şeyimizi bırakıp geldik. Yeni bir yere geliyorsunuz fakat zorluklar çekiyorsunuz. Önce garsonluk, elektrik çıraklığı yaptım. Sonra da üç ayağı olan makinalarda çalıştım. Bu makinalar devletimizin yıllarca resmi evraklarındaki işleri gören makinalardı. O makinalarda çok insan ekmek yedi. Onların içinde Ayşe Bacımız vardı. Ondan sonra stüdyo makinaları çıktı ve dükkanımı açtım. Balıkesirli Ozan Sağdıç’ın sergisi beni çok etkiledi ve ben de fotoğraf sanatçılığına doğru yöneldim. Bizim meslekte bakmakla görmek var. Bakarken görmeye çalıştım. Sergiler açtım, yarışmalara katıldım ve birçok konuda fotoğrafın içinde bulundum” dedi.
















Muhabir: Politika Gazetesi