Edremit Çevre Derneği Başkanı ve yazarımız Kubilay Saygın Öztürk, Balıkesir Büyükşehir Belediye Meclisi ve BASKİ Genel Kurulu’nda yaşananları değerlendirirken, siyasetin yine asıl meselelerden uzaklaştığını söyledi. Öztürk’e göre şehrin altyapıdan arıtma tesislerine, Körfez’in ağır kirlilik yükünden Sındırgı’nın temel ihtiyaçlarına kadar acil çözüm bekleyen sorunları varken, siyaset “eski tas eski hamam” anlayışıyla suni tartışmalar üretmeye devam ediyor.
“Gerçek işbirliği çağrılarının ömrü 24 saati bile bulmuyor” diyen Öztürk, Ankara ziyaretlerinde verilen birlik mesajlarının Meclis gündemine bile yansımadığını vurguluyor:
“Halk, sorunları çözecek iradeyi görmek istiyor; ama biz yine demeçlerle, kameraya konuşmalarla sınırlı bir siyaset izliyoruz. Körfez orada çöküyor, Sındırgı sallanıyor; tartıştığımız şey meydanın adının ne olacağı.”
Ankara Çıkarması “Kuvayı milliye” Vurgusuyla Başlamıştı
Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın’ın Ankara’da tüm siyasi partileri ziyaret ederek Sındırgı’nın altyapısı ve Körfez arıtmaları için “Kuvayımilliye ruhuyla dayanışma” çağrısı yapması, şehirde olumlu bir hava yaratmıştı. Akın, dönüşünde de “İktidarıyla muhalefetiyle Balıkesir’i ayağa kaldıracağız” mesajı vermişti.
Ancak dün yapılan Balıkesir Büyükşehir Belediye Meclisi ve ardından gerçekleşen BASKİ Genel Kurulu, siyasi atmosferin pek de bu birlik mesajıyla uyumlu olmadığını bir kez daha ortaya koydu.
Sayıştay Raporu yine yüzeysel geçildi
Büyükşehir Meclisi oturumu beklenildiği gibi hızlı başladı. Sayıştay’ın eleştirileri ve tespitleri yalnızca okunmakla sınırlı kaldı; ne mevcut ne de önceki yönetim dönemine ilişkin bir araştırma, inceleme ya da yaptırım gündeme gelmedi.
Meclis yönetimi sadece “dikkate alınacak” ifadesiyle raporu kapatıp diğer maddelere geçti.
Gündem Dışı Konuşmalar ve “Araç Alımı” Polemiği
10 Kasım ve Atatürk üzerine CHP, AKP ve MHP’li üyelerin karşılıklı değerlendirmeleri devam ederken, araç alım süreçleri üzerinden yeni bir tartışma yaşandı.
Bir AKP’li üye, konuyu çok iyi bildiğini vurgulayarak,
“Finansal kiralama yapmayın; kredi çekin, tüm Meclis üyeleri kefil olalım.”
teklifinde bulundu. “Biz hazırız” ifadeleri dikkat çekse de öneri siyasi riskleri nedeniyle karşılık bulmadı; tartışılmadan kapandı.
BASKİ Genel Kurulu: Sayıştay Bulguları Bu Kez Muhalefetten Geldi
Büyükşehir oturumu sona erdikten sonra başlayan BASKİ Genel Kurulu’nda Sayıştay Raporu bu kez AKP cephesinden gündeme taşındı.
Bir AKP’li üye:
-
Su sayaçları üzerinden fahiş gelir elde edildiğini,
-
Hurdaların akıbetinin belirsiz olduğunu,
-
Rapor bulgularının görmezden gelindiğini
öne sürdü.
Bir diğer AKP’li üye ise BASKİ’nin “fiilen iflas ettiğini” iddia ederek sert eleştiriler yöneltti. BASKİ bürokratları ise tüm iddialara yanıt verdi. Oylama kısmı tıpkı geçen dönem olduğu gibi yine “eller kalktı indi” şeklinde gerçekleşti.
Komisyonlar Kapalı, Tartışmalar Kameraya Konuşuyor
Her iki toplantının da halka açık yayınlanması, meclis üyelerinin tartışmaları komisyonlara bırakmak yerine kameralar aracılığıyla kamuoyuna mesaj verme eğilimini artırıyor.
Gerçek tartışmalar komisyonlarda yapılsa da bu görüşmeler kamuoyuna kapalı olduğu için, halk ancak sonradan basın açıklamalarıyla bilgi sahibi olabiliyor.
Meydan Tartışması: “İsmet İnönü Meydanı mı, Zağnos Paşa mı?”
Dün verilen önergelerden birinin sabah saatlerinde basına yansımasıyla yeni bir tartışma patladı.
Önergede Zağnos Paşa Camii çevresindeki meydana “İsmet İnönü Meydanı” adı verilmesi teklif ediliyordu.
-
AKP İl Başkanı, tarihi ve kültürel değer vurgusu yaparak,
“Bu şehir ecdadının adını sandıkta da meydanda da korumayı bilir.”
ifadeleriyle karşı çıktı. -
CHP İl Başkanı ise bölgenin resmi adının “Hüseyin Baştuz Meydanı” olduğunu hatırlatarak,
“Zağnos Paşa da, İsmet İnönü de bizim değerimiz; konuşalım, hakarete gerek yok.”
açıklamasında bulundu.
Yerel basının bir kısmı durumu sakin bir dille aktarırken, bazı yayın organları tartışmayı büyütmeyi tercih etti.
“Eski Tas, Eski Hamam”... Siyasi Çekişme Bitmiyor
Yazarımız Kubilay Saygın Öztürk’ün değerlendirmesine göre, tartışmalar yine bir “siyasi fırsat” kapışmasına dönüştü. Uzlaşma kültürü gelişmek yerine, önerge gerekçelerinin bile açıklanamadığı, itirazların ise deklarasyonlarla yapıldığı bir zemin oluştu.
Meclis kürsüsü adeta “basın toplantısı” alanına dönüşmüş durumda.
“Halk Kararıyor, İşler Yerinde Sayıyor”
Öztürk, Körfez’in ve Sındırgı’nın acil çözüm bekleyen sorunları dururken, siyasi gündemin bu tür tartışmalara sıkışmasını eleştiriyor.
“Bu ortamda ‘elele çalışalım’ ifadelerinin ömrü 24 saat sürmüyor” diyerek siyaset üretme biçiminin halka güven vermediğini ifade ediyor.
Vatandaşın artık “kararmak ya da bizzat işin başına geçmek” ikilemiyle karşı karşıya olduğunu söyleyen Öztürk, dayanıklı bir belediyecilik yapısının ve güçlü denetim mekanizmasının önemini vurguluyor.
