Anayasa Mahkemesi, Balıkesirli gazeteci Murat Ayaşoğlu hakkında verilen mahkûmiyet kararını ifade ve basın özgürlüğünün ihlali olarak değerlendirdi. “Kişisel veriler” gerekçesiyle verilen 13 aylık hapis cezasının, dosyada yeterli ve derinlikli bir inceleme yapılmadan tesis edildiğini belirten Yüksek Mahkeme, bu kararın demokratik toplum düzeninin gerekleriyle bağdaşmadığını vurguladı.


HABER DEĞERİ TAŞIYORSA...
Anayasa Mahkemesi kararında; kişisel verilerin korunması ile basın özgürlüğü arasında adil bir denge kurulması gerektiğinin altı çizildi.
Yerel mahkemelerin, paylaşımın aleniyeti, içeriğin kamusal alana taşınıp taşınmadığı ve haber değeri taşıyıp taşımadığı hususlarında yeterli araştırma yapmadığı açıkça ifade edildi.


"CEZALANDIRMA KABUL EDİLEMEZ"
Kararda, bir içeriğin ilk paylaşımının kamuya açık olup olmadığı netleştirilmeden ve toplumsal tartışmaya katkısı somut biçimde değerlendirilmeden “kişisel veri” gerekçesiyle cezalandırmaya gidilmesinin kabul edilemeyeceği belirtildi.


ANAYASA'NIN 28 ve 29. MADDELERİNE VURGU
Yüksek Mahkeme, gazetecilik faaliyetleri kapsamında yapılan paylaşımların otomatik olarak suç sayılmasının basın üzerinde caydırıcı etki (chilling effect) oluşturacağına dikkat çekerek, bu durumun yalnızca gazetecileri değil, toplumun haber alma hakkını da doğrudan zedelediğini vurguladı.


HAK İHLALİ ve YENİDEN YAGILAMA YOLU
Anayasa’nın 26. ve 28. maddelerinin ihlal edildiğine hükmeden Mahkeme, dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere yerel mahkemeye gönderilmesine ve yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin başvurucuya ödenmesine karar verdi.


BGC: KARAR, BASIN ve İFADE OZGÜRLÜĞÜ NOKTASINDA EMSAL NİTELİKTE
Karara ilişkin değerlendirmede bulunan Balıkesir Gazeteciler Cemiyeti (BGC) Başkanı Ramazan Demir, Anayasa Mahkemesi’nin bu kararının basın ve ifade özgürlüğü adına son derece önemli ve emsal nitelikte olduğunu belirtti.


"KİŞİSEL VERİ" KARMAŞASINA AÇIKLIK

Demir açıklamasında, gazetecilik faaliyetlerinin “kişisel veri” gerekçesiyle otomatik biçimde suç sayılmasının kabul edilemez olduğu vurgulanarak, bu kararın özellikle yerel basın mensupları ve sosyal medya üzerinden haber paylaşan gazeteciler açısından yol gösterici olacağı ifade edildi.


ÖZGÜR BASIN HERKESE LAZIM
BGC Başkanı Ramazan Demir, basın özgürlüğünün demokratik toplumun temel unsurlarından biri olduğuna dikkat çekerek, meslektaşlarının yanında durmaya ve halkın haber alma hakkını savunmaya, basın özgürlüğünü de kişisel çıkarları noktasında kullananlara karşı da kararlılıkla mücadeleye devam edeceklerini vurguladı.


Anayasa Mahkemesi’nden Basın Özgürlüğü Adına Emsal Karar

Anayasa Mahkemesi, gazeteci Murat Ayaşoğlu hakkında verilen mahkûmiyet kararını ifade ve basın özgürlüğünün ihlali olarak değerlendirerek, kişisel veriler gerekçesiyle keyfi ceza verilemeyeceğine hükmetti. Yüksek Mahkeme, dosyada yeterli ve derinlikli bir inceleme yapılmadan verilen hapis cezasının demokratik toplum düzeninin gerekleriyle bağdaşmadığını vurguladı.


“Kişisel Veriler” Gerekçesiyle Otomatik Ceza Olmaz

Anayasa Mahkemesi kararında; kişisel verilerin korunması ile basın özgürlüğü arasında adil bir denge kurulması gerektiğinin altını çizdi. Mahkeme, yerel mahkemelerin paylaşımın aleniyeti, içeriğin kamusal alana taşınıp taşınmadığı ve haber değeri taşıyıp taşımadığı konularında yeterli araştırma yapmadığını açıkça ortaya koydu.

Kararda, özellikle şu hususlara dikkat çekildi:
• Bir içeriğin ilk paylaşımının kamuya açık olup olmadığı netleştirilmeden,
• Paylaşımın toplumsal tartışmaya katkısı somut biçimde değerlendirilmeden,
• “Kişisel veri” gerekçesiyle cezalandırmaya gidilmesinin kabul edilemeyeceği belirtildi.


Basın Özgürlüğü Demokratik Toplumun Temelidir

Yüksek Mahkeme, gazetecilik faaliyetleri kapsamında yapılan paylaşımların otomatik olarak suç sayılmasının, basın üzerinde caydırıcı etki (chilling effect) yaratacağına işaret etti. Bu tür cezaların, sadece ilgili gazeteciyi değil, toplumun haber alma hakkını da zedelediği vurgulandı.

Anayasa Mahkemesi, ifade ve basın özgürlüğüne yönelik müdahalenin;
• Zorunlu bir toplumsal ihtiyaca dayanması,
• Orantılı olması,
• İlgili ve yeterli gerekçelerle açıklanması gerektiğini hatırlattı.


Yeniden Yargılama Kararı: Hak İhlali Giderilecek

Mahkeme, Anayasa’nın 26. ve 28. maddelerinin ihlal edildiğine hükmederek, dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere yerel mahkemeye gönderilmesine karar verdi. Ayrıca yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin başvurucuya ödenmesine hükmedildi.


Emsal Niteliğinde Bir Karar

Bu karar, özellikle:
• Gazeteciler
• Yerel basın çalışanları
• Sosyal medya üzerinden haber paylaşan basın mensupları açısından emsal nitelik taşıyor. Anayasa Mahkemesi, kişisel verilerin korunması gerekçesinin basın özgürlüğünü bastırmak için araçsallaştırılamayacağını net biçimde ortaya koymuş oldu.

Hukuk çevreleri, kararın bundan sonraki benzer dosyalarda hak ihlali değerlendirmeleri açısından önemli bir referans olacağı görüşünde.

Muhabir: Haber Merkezi