29 Ekim 1923 günü ise Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin aldığı kararla, ülkenin kuruluşu tüm dünyaya ilan edildi. Bugün bu büyük tarihi zaferin 100.yıl dönümündeyiz. Cumhuriyet sanayide, eğitimde, yurttaşlık bilincinde, kültürde devrimi gerçekleştirmiş çok yönlü bir zaferdir. Kültür ve eğitim devrimidir çünkü Osmanlı’da yalnızca %10 olan okuma oranını açtığı Millet Mektepleriyle yerle bir etmiş, yaptığı dil devrimi ile büyük bir çığır açmıştır. Daha savaş meydanındayken Eğitim Kongresi toplamak yalnızca Atatürk’ün başarabileceği bir zaferdir. Sanayi devrimidir çünkü ülkenin geleceğinin katma değeri yüksek iş kollarında olduğu görülmüştür. Ve Cumhuriyetin ilk fabrikaları tersaneler ve şeker fabrikaları olmuştur. Bugünse o fabrikalar satıldığı için ülkede şeker krizi yaşanmaktadır.
Yurttaşlık bilincinde devrimdir çünkü Osmanlı’da yüksek tahsil alma hakkı bulunmayan, sadece tebaa olan, devlet yönetimi için mezun olunması gereken Enderun’a kabul edilmeyen Türklerin eşit yurttaş olarak yaşamasına olanak sağlamış, her türlü eğitim hakkı tesis edilmiş ve devlet yönetimi dahil olmak üzere ticarette ve hayatın her alanında eşitliği kurmak için mücadele edilmiştir.
100 yıl içerisinde; her dönem olduğu gibi eşitliğe düşman olanlar, kurtuluşu bir başka devletin himayesi altında görenler, yabancı devletlerin kapısında el pençe divan duranlar hadsizce, mesnetsizce ve cehaletle Cumhuriyet’e ve özellikle de Mustafa Kemal Atatürk’e saldırmayı kendilerine görev bilmişlerdir. Bugün 100.yılını kutlayan Cumhuriyet’e için, yapılan kutlamaların eksik kalması, Cumhuriyet fikrine ne kadar önem verildiğinin göstergesidir. Cumhuriyetin kıymetini anlamak için ülkemizin dört bir yanına bakmamız yeterlidir. Ortadoğu yangın yeri iken, sınırları cetvelle çizilen ülkelerin batı devletleri karşısında çaresiz kalması, bizlere “Ya istiklal, ya ölüm” diyen büyük önderin değerini göstermektedir.
Cumhuriyet ideolojisinin düşünce setlerini, lügatini, alfabesini yok ettiğini söylemek eşsiz bir cehalet örneğidir. Orhun Kitabelerinden, Dede korkut destanlarına, Yunus Emre’den, Karamanoğlu Mehmet Bey’e kadar tarihin her döneminde, her Türk tarafından bugün bile okunabilecek kaliteye sahip eşsiz bir dil geçmişi varken; tarihi kendisine göre bükmeye çalışmak cehaletten başka bir şey değildir. Cumhuriyet bugün, sıradan bir işçi köylü çocuğunun devleti yönetebilmesine olanak sağlayan eşsiz bir sistemdir. Cumhuriyet’in verdiği eğitimle bakan olanların, Cumhuriyet’e düşmanlığını bu ülke asla unutmayacaktır. Zor şartlarda kurulan bu eşsiz zaferin, bugün 100.yıldönümündeyiz. Sonsuza kadar yaşayacak büyük Cumhuriyet’in tüm mimarlarını başta büyük önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere saygı ve şükranla anıyor, Türkiye Cumhuriyeti için can vermiş, tüm şehitlerimizi saygıyla anıyor, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızı en içten dileklerimle kutluyorum. İkinci yüzyılımız kutlu olsun.