“HEM ADAY ADAYI OLAYIM HEM ÖRGÜTÜ BEN YÖNETEYİM!..”

MİLLETVEKİLİ aday adayı olmak için CHP’de İl ve İlçe Başkanlığı görevlerinden istifa eden Serkan Sarı ve Dilek Yalçın, eski görevlerine ‘gölge başkan’ olarak devam ediyor. Eski İl Başkanı Serkan Sarı, İl Başkanlığı’nın ev sahipliği tüm siyasi etkinliklerin başrolünde yer alırken, aday adaylığını resmen açıklayan diğer partililer bu etkinliklere çağrılmıyor. Serkan Sarı, İl Örgütü’nü perde arkasından yönetmeye devam ediyor.

Aynı durum Karesi eski İlçe Başkanı Dilek Yalçın için de geçerli. Milletvekili aday adayı olan Yalçın, Karesi İlçe Başkanı gibi davranıyor. Buna en yakın örnek, dünkü basın toplantısı. Büyükşehir Meclisi’nde yaptıkları pankart eylemi nedeniyle salondan yaka paça çıkarılan ekip kendilerine yapılan davranışı protesto etti. İlçe Başkanlığı’ndaki basın açıklamasında Dilek Yalçın başroldeydi. Önce Yalçın konuştu, ardından İlçe Başkanı Mahmut Arıcan önündeki kağıdı okumaya çalıştı.

Bu arada CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın’ın önceki gün İl Başkanlığı’nda düzenlediği deprem konulu basın toplantısında da Serkan Sarı ve Dilek Yalçın en ön saftaydı. Diğer aday adaylarıyla eşit durumda olmaları gereken Sarı ve Yalçın, Akın’ın toplantısında ‘gölge başkanlık’larını sürdürdü. Diğer aday adaylarının çağrılmadığı basın toplantısında Serkan Sarı ve Dilek Yalçın adeta İl ve İlçe örgütlerinin eşbaşkanı havasındaydı.

 

 

Hem aday adaylığı, hem gölge başkanlık oynayan Serkan Sarı ve Dilek Yalçın’a dair…

 

CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, İl Başkanlığı’nda basın toplantısı yapıyor.

Konu, 10 ili ve çok sayıda ilçeyi, köyü neredeyse haritadan silen büyük depremin etkileri…

Arama kurtarma çalışmaları, partisinin deprem bölgesindeki faaliyetleri, ülkenin depremsellik gerçeği, AK Parti iktidarının plansızlığı ve koordinasyonsuzluğu iddiaları, bölge yaptıkları tespitler, Genel Merkez’de kurulan çağrı merkezinin istatistikleri.. Depreme dair her şey.

CHP’nin taşra örgütlerinde bir Genel Merkez yöneticisi basın toplantısı yapıyorsa, yanına o ilin il başkanı, ilçe başkanı oturur. Balıkesir’deki basın toplantısında da durum aynı.

Akın’ın iki yanında İl Başkanı ve İlçe Başkanları oturuyor.

Ama sanki onlar ‘kukla’ başkanmış, asıl başkanlar kendileriymiş havasında, milletvekili aday adaylığı için görevlerinden istifa eden eski İl Başkanı Serkan Sarı ve eski Karesi İlçe Başkanı Dilek Yalçın da Akın’ın yanı başına kurulmuş, kendilerini göstermenin derdine düşmüşler.

Neden oradalar?

 

***

AHMET AKIN, “ille de geleceksiniz, gelmezseniz darılırım, kırılırım” demediyse.. Kendiliklerinden gelmişlerdir.

“Burası bizim partimiz, ne zaman gelip gideceğimizi sana mı soracağız” diyebilirler tabi.

İsterseniz yedi – yirmi dört oturun, benim için sorun yok.

Ama bu tür etkinliklerdeki varlığınız farklı yorumlanıyor.

Birincisi: “Biz Milletvekili aday adayı olmak için görevlerimizden istifa etmiş olabiliriz ama, bu örgütü hâlâ biz yönetiyoruz” eleştirileri…

İkincisi: Sizden sonra iş başına gelen İl ve ilçe başkanı arkadaşlar, kendilerini geri plana düşüren bu tablo karşısında eziliyorlardır muhtemelen.

Hani sizden sonra üstlendikleri görev, sizlerin milletvekili adaylığını garantilemek için alan açmak, ortam yaratmak, kulis yapmak olabilir.. Karşıdan bakınca, ezik başkanlar görüyoruz.

Üçüncüsü: “Basın artık bizden bahsetmiyor, boy boy haberlerimiz gazetelerde yayımlanmıyor, unutuluyoruz; kendimizi unutturmayalım” diye düşünüyor olabilirsiniz.

Bu nedenle basın toplantılarında falan  gölge başkanlar gibi davranıyorsunuzdur, kim bilir.

Bu durumda diğer aday adaylarını kızdırdığınızı söylemek de mümkün.

Öyle ya, onlarla birlikte gireceğiniz adaylık yarışlarında siz üç beş adım öne çıkmış oluyorsunuz.

 

***

CHP’nin eski İl Başkanı Serkan Sarı, gün aşırı basın toplantısı yapıyordu.. Her mevzuda söyleyecek bir şeyler buluyor, ertesi gün gazete manşetlerini kaplıyordu.

Her fırsatta ön plana çıkmayı başarıyordu.

Çünkü CHP İl Başkanı’ydı. Anamuhalefeti temsil ediyordu Balıkesir’de.

Şimdilerde, öne çıkmak için gayret sarfetse de esamesi okunmuyor.

O da durumun ayırdında.

Seçim hazırlıkları yapıyor; en torpillisinden üçüncü sırayı garantilemek için uğraşıyor. Genel Merkez’le sürekli temas halinde. Ama sokakta yok artık. Öyle sol kolunu havalarda savurup gırtlağı patlayana kadar bağırsa da torpilli manşetlerin başrol oyuncusu olamıyor.

Hani medya kendisinden söz etsin, manşetleri süslesin, siyasi faaliyetleri kamuoyuna duyurulsun, mesajları internet medyasında yankılansın diye.. Şimdiden ajanslarla, özel basın danışmanlarıyla falan çalışmaya başlıyormuş.

Allah yolunu açık etsin.. Amin!..

 

***

Üçüncü sıra derken.. Bir Ahmet Akın, iki Ensar Aytekin olursa.. “Fikret Şahin’i eler geçerim, üçüncü sıraya yerleşirim” hesapları yaptığını biliyoruz.

E peki ya kadın kontenjanı?

Bir ihtimal, Millet İttifakı ile ortak liste…

O zaman ne olacak?

Siyasette senaryo bitmez.

Ama o senaryoda Serkan Sarı için küçük de olsa bir rol bulunabilir mi, orasını Allah bilir.

 

***

DİLEK YALÇIN’a gelince.

İlçe Başkanlığı’nı bırakıp aday adaylığı moduna geçse de, “buraların paşası benim” havasında.

Geçen gün Büyükşehir Meclisi’nde depremlere dikkat çeken pankartlar açtılar.. İzleyici sıralarındaki bu eyleme AK Parti kanadından sert tepki geldi.

Karga tulumba salondan çıkarıldılar. Hakaret içeren ifadeler de savruldu arkalarından.

Bir sonraki gün Karesi İlçe Başkanlığı’nda basın toplantısı yaptılar; AK Parti Grubu’nun tavrına tepki gösterdiler.

Normalde, partilileri ve gazetecileri bir araya getirip açıklama yapma görevi İlçe Başkanı’nda.

Dilek Hanım rol çalmış; önündeki kağıtta yazılanları okumakta zorlanan İlçe Başkanı, omuz düşürüp oturmuş.. Dilek Hanım şakır şakır konuşuyor.

Olmaz yani…

“Ben yurttaş olarak konuşuyorum” diyorsa.. Ali Hikmet Paşa Meydanı orada.. Çık şadırvanın önüne, topla ahaliyi, anlat derdini.

“Milletvekili aday adayı olarak konuşuyorum” diyorsa.. İlçe Başkanlığı değil adres.

İl Başkanlığı’ndan izin alır, İl’in toplantı salonunda çıkar konuşursun.

Hepsinden önemlisi..

Senin Genel Başkan Yardımcın Balıkesir’e gelmiş, basın toplantısı yapmış, depremle ilişkili ne kadar oda, kuruluş varsa ziyaret etmiş, oralarda bol bol mesaj vermiş; ertesi gün kâh geleneksel medyada, kâh internet medyasında O haber olacak, o konuşulacak.

Dilek Yalçın ve Karesi İlçe Örgütü, Büyükşehir’deki pankart eylemiyle ön kesmeye çalışmış gibi görünüyor.

CHP’nin Balıkesir’deki ombudsmanı Oğuz Şenol abimiz, bu durumları parti disiplini açısından bir değerlendirsin derim.

 

Exit mobile version