Normalleşme.. Üslup.. İş Yapma Tarzı!

Yerel seçim sonuçlarının etkisi, sadece siyasetteki yansımalarıyla değil, hayatın her alanında görülüyor artık. Tabii ki bu yerel seçimle iktidar değişmedi, ekonomi hala fena, geçim çok zor, parlamentonun gücü zayıf, kanunlar torbada, hukuk sistemi ağır çalışıyor, yüksek yargıdaki seçimlere bile “tur bindirme” kavramı ilave olundu ama sonuçta vatandaşın hayata dair beklentilerinde de bariz bir değişiklik oldu. Şimdi ülkenin pek çok yerinde “demek ki mümkünmüş değişim” denilmeye başlandı.

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

Yerel seçim sonuçlarının etkisi, sadece siyasetteki yansımalarıyla değil, hayatın her alanında görülüyor artık. Tabii ki bu yerel seçimle iktidar değişmedi, ekonomi hala fena, geçim çok zor, parlamentonun gücü zayıf, kanunlar torbada, hukuk sistemi ağır çalışıyor, yüksek yargıdaki seçimlere bile “tur bindirme” kavramı ilave olundu ama sonuçta vatandaşın hayata dair beklentilerinde de bariz bir değişiklik oldu. Şimdi ülkenin pek çok yerinde “demek ki mümkünmüş değişim” denilmeye başlandı.

 

***

Aslında uzun süredir mevcut otoriter yönetim sistemine karşı bir seçmen tepkisi bekleniyordu ama Mayıs seçimlerinde yine olamadı. Zira muhalefetin önde gelen iki lideri, adeta kendi elleriyle reddetti bu önemli fırsatı. Fakat ülkenin çektikleri de, var olan sistemle uzlaşarak veya onu daha da meşrulaştırarak değil; aksine demokratik mücadeleyle ve yeni politikalar üreterek farklı seçenekler yaratılması gerektiğini açıkça ortaya sermişti.

Bu amaçla önce kendi bünyesinde bir hesaplaşma yapması gerekiyordu siyasi partilerin. İYİP bu süreci işletemedi ama CHP değişimi ve hesaplaşmayı becerdi. Böylece de muhalefet içinde bir adım öne çıkarak, seçmenin kendi tercihiyle kurduğu bir yeni ittifakın öznesi olabildi Mart ayında.

 

***

Başta ücretli, maaşlı ve emekliler olmak üzere, ağır geçim sıkıntısı çeken vatandaş kitlesinden tümüyle kopmuş olan, üstelik uygulamalarıyla onları iyice ezen iktidara karşı, bu kez sandıkta seçmenlerin önemli bir bölümü “dur, yeter” derken; değişen CHP’ye de “haydi gayret et, yapabileceklerini göster bize” demeyi tercih ettiler.

 

***

Yerel seçimlerin en kısa ve yalın özeti budur. Sandık sonuçlarının biçimlendirilmesi, siyasi partiler yerine, bu kez bir çözüm ve çıkış yolu arayan seçmenlerin ittifakıyla oldu. Nitekim bu realiteyi CHP açısından tespit eden Özgür Özel de, seçimden sonra “Seçmen bize kredi açtı. Ama tüketici kredisi değil, günlük ve kısa vadede tüket diye değil, yatırım kredisi” diyerek konuyu özlü bir şekilde ifade etmişti.

Sanırım, CHP’nin bu başlangıç noktasını 2028’e kadar artık hiç unutmaması gerekiyor. Hatta seçim sonuçlarını, kendilerinden menkul gören bir anlayışa sahip olanlar varsa içlerinde, onları da uyarmaları zorunlu.

Zira “teşhis” çok önemlidir. Yerel yönetimlere gereken özenin gösterilmesiyle, genel siyasi tercihlerin de belirlenmesi mümkündür elbette. Fakat bunun tam tersi de söz konusu olabilir. Çünkü merkezi iktidar tarafından, yıllardır sergilenen ve vatandaşta da tepki yaratan her yanlış uygulama, kibirli tavır, akraba kayırma, birden çok maaş verme gibi halleri, seçmen şimdi kendi iradesiyle yerel yönetimleri teslim ettiği CHP’nde görmek bile istemiyor haklı olarak. Buna karşın, elbette görmeyi istedikleri de var seçmenin. Bunların başında da siyasi üslup ile sorun çözme tarzının güvenilirliği geliyor. İzninizle bunları da yerel örneklerle anlatmaya çalışacağım.

 

***

Balıkesir’de seçim öncesinde yaşanan bazı ilginç olaylar, üslup hatalarını da sergiledi aslında. Hatırlanacağı üzere, geçtiğimiz Aralık’ta CHP’nin Büyükşehir Belediye Başkan adayı olduğu açıklanan Ahmet Akın‘ın, Milli Kuvvetler Caddesi’ne astırdığı afişi, sorun haline getirilmişti. Sadece “Hazır mıyız Balıkesir?” yazan ve parti amblemi bile içermeyen o afiş, şikayet üzerine zabıta ekiplerince kaldırılmak istenmişti.

Buna gündüz vakti engel olundu ama o zamanki AKP’li belediye, sabaha karşı 04.00’de A. Akın’ın afişini yerinden söktürüp, kendi afişlerini astırdı zabıtaya. Bu hırçın tepkiyi de daha sonra sergiledikleri çeşitli afiş sökme, yırtma ve hatta aynı isimde başka bir çakma aday çıkartma gibi garipliklerle sürdürdüler.

Sonuçta diğer etkenlerin yanı sıra, işte bu gibi hırçın işler de seçmen nezdinde ters tepki yarattı ve seçimi AKP kaybetti. Şimdi A. Akın’ın “Teşekkürler Balıkesir” afişi var aynı yerde ve bu üslup farkı takdir görüyor seçmen nezdinde. “Hakim taraf şımarıklığı” ise vatandaş tarafından hiçbir zaman tasvip edilmemişti ve yine edilmiyor.

 

***

Hatta A. Akın seçimi kazandıktan sonra Belediye binasına CHP bayrağı asılmasına bile karşı çıkmıştı. Açıklamasında gerekçe olarak, sadece kendi seçmenine değil, bütün Balıkesirlilere ait bir belediye olacaklarını ve ayırım yapmayacaklarını dile getirmişti. Bunu CHP kendi içinde tartışabilir elbette. Fakat üslup, hayata bakıştan kaynaklanan bir özelliktir ve şahsa ait farklılıklar da içerebilir. Ancak aynı A. Akın’ın önceki yönetimden devraldığı borç miktarını, belediyeye afiş halinde astırarak seçmene açıkça sergilediği de gördü daha sonra. Bu davranışı son derece gerekliydi ve umarım birkaç ay sonra “azaltmayı başardığı borçlarla” ilgili yeni afişler de sergileyecektir. Tabii borçlarla ilgili olarak eski başkan Y. Yılmaz da bir basın açıklaması yaptı, çok da farklı bir rakam ifade etti. Hangisinin doğru olduğuna zaman ve kamuoyu karar verecek, bunu hep birlikte göreceğiz.

 

***

Şimdi bir de başka bir üsluba göz atalım. Yukarıda anlattığım gelişmelerden sonra, 20 Balıkesir ilçesinin sadece birinde AKP binasına afişler asılarak “A. Akın’ın Büyük Yalanı” diye algı yönetimi yapılmaya başlandığı görüldü. Halen de devam ediliyor. AKP’nin yeni Edremit ilçe başkanı tarafından böyle bir yöntemin uygun görülmesi ilginç oldu doğrusu. Zira bu AKP’li siyasetçi, mülkün sahibiymiş gibi Büyükşehir Meclisi’nde ve S. Hasan Arslan sayesinde de Edremit Meclisi’nde rahatlıkla uzun konuşmalar yapar ve sıkça da ağır ifadeler kullanırdı. En çok da her muhatabına “müptezel” demesiyle tanınırdı. Sonra belediye başkanı adayı olamadı, meclislerde de görev alamadı ve sonunda ilçe başkanı oldu. Şimdi özgürce “yalan” nitelendirmesi ile afişler asabiliyor binasına.

Fakat “penceresinde camı olan, başkalarının hanesini taşlamamalı” derler değil mi? İktidar cenahında “yumuşama” veya “normalleşme” denilen bir süreçte, Edremit ilçe başkanının ne yapmaya çalıştığı dikkat çekecektir muhtemelen.

Hatta bu sefer, belki de zabıtalar onun kapısına gelecektir afiş yırtmaya. Ancak ilçe başkanı bunları önemsemiyor ve siyasi bir üslup sergilemeye devam ediyor. Bakalım onun bu üslubu oylarını arttıracak mı ilçede, yoksa iyice aşağı mı çekecek? Vatandaşların tercihinin, üslup nezaketini takdir, “itişme dilini” ise tekdir yönünde olduğunu ben söyleyelim de, belki yararlanan bulunur.

 

***

Sorun çözme tarzına da değinmek istiyorum. CHP’li yerel yönetimlerin şimdi aktif ve net programlara sahip olmaları gerekiyor. Sözde değil, özde aktif olmak önemli şüphesiz. Bu da vizyonla ve ekiple sergilenebilir bir husus. İlk üç ayda, altı ayda veya bir senede neler yapılacağını açıkça ilan etmelerini ve bunları ısrarla uygulamalarını bekliyor vatandaşlar.

Mesela bizim yaşam alanımız Körfez’de, ortak bir sorun olan deniz kirliliği, yılan hikayesine dönen arıtma tesisleri konusu ve fosseptikle idare edilen kanalizasyonsuz bölgeler sorunu var. Derelerin denize kirlilik taşıyan kanallar haline dönüşmüş olması var. Dalyan’ın yağmalanması konusu var. Tescilli sulak alanların korunması var. Artık yerel yönetimlerde “benim zamanımda mı kirlendi ki Körfez, ben çözüm bulayım?” diyebilen bir anlayış da olmadığına göre, bu konularda sadece belediye bürokratlarla değil, tüm kurumlar, sivil toplum ve bilim insanlarının da katılımıyla, kamuoyu önünde açıkça tartışmalar yapılmalı. Bürokratlar ve hele de eski olanları, siyasetçilerin taleplerine ilaç olacak zorlama çözümler üretmeye ne yazık ki bayılıyorlar. Fakat temel konularda esas alınması gereken, bilimin ne söylediği olmalıdır haliyle. Marmara ve müsilaj gerçeği asla unutulmamalı mesela.

 

***

Bu sene, oldukça sıcak geçmesi beklenen bir yaz sezonu geliyor. Körfez’in malum koku-kirlilik sorunu da bu nedenle ve Haziran ortasında yaşanacak olan bayram yoğunluğuyla, önümüzdeki haftalarda hızla artacak. Bunlara iyice hazır olması gerekiyor yerel yönetimlerin. Kamuoyuna da bazı net açıklamalar yapılması şart. Bu hazırlıkları yapabilen ve projelerini oluşturan yerel yönetimler ile kendisine güvenen Körfez seçmeninin bir araya gelmesi halindeyse, aşamayacakları hiçbir sorun yoktur. İyi niyet ve ortak çalışmayla bu zahmetli ve zor yolları birlikte aşmak ve Körfez’de sağlıklı, huzurlu bir ortam yaratmak mutlaka mümkün olacaktır.

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
harika
Harika
0
_ok_do_ru
Çok Doğru
0
kat_l_yorum
Katılıyorum
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
_zg_n
Üzgün
Normalleşme.. Üslup.. İş Yapma Tarzı!
Giriş Yap

Balıkesir Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!