MANŞETLİK HALLERİMİZE DAİR!

 

GEZMEK, görmek, yeni insanlar, yeni şehirler tanımak, ufuk açmak, vizyonu genişletmek, örnek almak, keşfetmek, işbirlikleri yapmak.. Bunlar önemli şeyler yerel yönetimler için.

Bu işlerin bir de ‘maddi’ yani ‘cüzdansal’ boyutu oluyor tabi.

Kendi cebinden gidip geziyorsan eyvallah.

Milletin, devletin parasıyla gidersen.. Bir de bu dış seyahatler için kamuoyuna bilgi vermez, ayrıntıdan kaçarsan.. Taraflı davranıp kendi partiline torpil geçersen.. Hiç gereği yokken taa Amerikalara partinin İl Başkanını, Milletvekillerini falan götürürsen..

Sözcü gibi gazeteler manşet atar işte böyle!

“Millet parasıyla dünya turu…”

 

***

SÖZCÜ, muhtarların Balkan gezilerinden yurt dışındaki etkinliklere kadar pek çok dış seyahatin çetelesini tutmuş.

Bunların bazıları gerekli.. Yani olması gereken şeyler.

Bazıları, bol keseden lay lay lom harcaması.

“Gitmese de olur” denilebilecek olanlar da var içlerinde.. “Bunun ne işi var” denilen de.

Tabi bu dış gezi işlerinde sadece Büyükşehir Belediyesi’ne bilet kesmek olmaz. İlçe belediyelerinin turistik harcamalarını da görmek, bilmek lazım.

Görev süresinin yarıdan fazlasını yurt içi ve yurt dışı programlarda geçiren başkanlar da var sonuçta.

 

***

EN uzak mesafe Amerika bize. Geçen okyanus ötesine geçti bizimkiler.

Fotoğraflarda altı yedi kişi gördük ama, on bir kişi gitmişler.

Bu seyahatin Meclis’te tartışması olmuştu. Ek listeyi muhalefetten kaçırmışlar, ama nasıl olduysa o liste birilerinin eline geçivermişti. Büyükşehir Meclisi’nde kıyamet koptu tabi.

Muhalefet sordu:

“Bu kadar insan neden gidiyor?”

Habitat için!..

“Peki AK Parti İl Başkanı niye gidiyor?”

Öyle ya, O’nun ne işi var Amerika’da?

Vekillere de gerek yok. Büyükşehir Başkanı gitsin kâfi.

“Bizimkileri niye götürmüyorsun” sorusu geldi sonra.

Hani madem milletvekillerini götürüyorsun, muhalefeti ayırma.. “Bizden de bir iki kişi gitsin…”

“Seninkiler bana zırt pırt çakıyor, laf sokuyor, demedik laf bırakmıyor, niye götüreyim” dediydi Yücel Yılmaz.

Sert tartışmaların ardından oylamaya geçtiler. Cumhur İttifakı oy çokluğuyla ABD gezisine gideceklere “olur” verdi. Muhalefet “hayır” dedi.

Birkaç gün sonra gidişine onay verilen üç Büyükşehir bürokratı ABD’den vize alamadı.

Biri Genel Sekreter, ikisi daire başkanı.

Başkan’a, vekillere vize veren ABD, bürokratlara niye vermedi ki?

 

***

ABD’ye gittiler, ama kaç gün ortalarda görünmediler. Dakika başı sosyal medya paylaşımı yapan arkadaşlardı bunlar; ABD’de gezdiklerine gördüklerine dair tek bir paylaşım yapmadılar.

En sonunda, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un BM Habitat Başkanı ile protokol imzalarken arkasında poz verdikleri fotoğraflar düştü ajanslara.

Ertesi gün, bu kez Yücel Yılmaz’la Habitat Başkanı’nın imza atarken bir kare fotoğrafı.

Bu kez Türkevi önünde çekilmiş pozu yoktu.

New York caddelerinden bir kare falan…

İmza töreninden kareler paylaşmakla yetindiler.

Zaten imza atmaya gitmişlerdi.. Görev yerine getirildi. Gerisi özel hayata girer.

Ne ki, Büyükşehir Belediyesi’nin bütçesinden ayrılan kallavi bir kaynakla gidiyorsan oralara, özel mözel olmaz yani. Millet merak eder “bizim paralarla oralarda ne yaptılar” diye.

 

***

MECLİS’te, AK Parti İl Başkanı Ekrem Başaran’ın neden ABD’ye gidecek heyette yer aldığı tartışılmıştı.

Başkan, “İl Başkanımızın kendi parasıyla Amerika’ya gidecek ekonomik gücü var” gibi bir şeyler söylemişti.

İl Başkanı Ekrem Başaran, kendi ekonomik gücüne güvenip mi gitti şimdi; yoksa Büyükşehir mi götürdü?

“Bir de gazeteci olacak yanımızda” demişti Yücel Başkan. O gazeteci kimdi?

AK Parti İstanbul Milletvekili Rümeysa Kadak da bizimkilerle beraber gitti.

 

***

BULGARİSTAN’a, Hırvatistan’a falan gitmiyorsun; Amerika yani gittiğin yer.. Dünyanın bir ucu.

Uçak bedeli zaten dünyanın parası. Ekonomi sınıf gitmemiştir bizimkiler; VIP’tir yani.

New York illerinde üçüncü sınıf otellerde, tahtakurulu pansiyonlarda kalınmaz elbet.. Beş yıldızdan aşağısı olmaz. Eh yani oraya giden de sonuçta koca bir vilayeti yönetiyor; diğerleri parlamentoda memleketlerini temsil ediyor. Biraz lüks, lüks sayılmaz. Kişinin temsil ettiği kuruma saygısının tezahürüdür sonuçta.

Biz, “başkanlarımız ve vekillerimiz sinekli otellerde uyudu, mahalle tostçusunda karnını doyurdu” dedirtmeyiz netekim.

Ama siz de bu gidiş gelişin sosyal, kültürel ve bilhassa ekonomik açıdan bize faydasını anlatıverin ne olur.

Tamam anladık, 3 Ekim’de Dünya Habitat Günü Balıkesir’de kutlanıyor. Bilmem şu kadar ülkeden temsilciler geliyor. Avlu Balıkesir’den dünyaya sürdürülebilirlik mesajları yollanacak.. Şehir hareketlenecek.

Bu mevzunun imzası için cümbür cemaat ABD’ye gitmeye gerek var mıydı?

Tarihi anın gerçekleşeceği yer Balıkesir sonuçta. ABD’de sadece imza atıldı.

 

***

BU dış geziler, gidip gelmeler, gerekli olanın yanına gerekmeyenleri de katıp başka ülkelere göndermeler falan.

Bir sonraki Meclis’te herhalde bu mevzunun tartışması yaşanır.

Seyahatlerin detaylarını o zaman öğreniriz.

Tabi geçenki gibi “elektrikler kesildi, canlı yayın yapamıyoruz” demezlerse.

N’apalım, gider canlı izleriz biz de.

 

***

SÖZCÜ çok fena damar yapmış yalnız.

“1 milyar lira borcu var, dünyayı geziyorlar” diyor.. Vatandaşı konuşturuyor…

Ne diyor vatandaş: “Bize kemer sıktırıyorlar, kendileri bol keseden harcıyor…”

Bu kriz ortamında, bu hayat pahalılığında, vatandaşa mikrofon uzatıp “ne diyorsun bu işe” diye sorarsan, böyle yanıt alırsın.

 

http://politikam.com/eyvah-eyvah-yine-mansetlerdeyiz.html

http://politikam.com/yediler-ictiler-faturayi-halka-odettiler.html

 

 

Exit mobile version