AKP’den başka bütün partilere verir!
Durun hemen nasıl olur diye itiraz etmeyin.
AKP doğum sancıları içinde ikinci partisini çıkardı, üçüncüsü de bugün yarın çıkacak. Birincinin üzerinden hayli zaman geçtiği için unutuldu, şimdinin Konya CHP milletvekili Abdüllatif Şener’in kurduğu parti, erken doğumdu yaşamadı.
Geçtiğimiz hafta AKP’nin en yüksek oyunu aldım diyen Başbakanı Ahmet Davutoğlu ‘Gelecek Parti’ ve ‘Yeşil Çınar’ yaprak sembollü partisini, AKP’nin kuruluşunu açıkladığı Ankara Bilkent Otel’de kuruluşunu kamuoyuna ilan etti. Çok ses getirdi, kamuoyu dalgalandı denemez. Biliniyor, bekleniyordu; iktidar cenahının olumsuzlama çalışmaları devam ediyor.
AKP’nin kurulduğu 2001’de AKP’ye karşı olan medya gurupları-temsilcilerinin hepsi oradaydı. Bugün ise Davutoğlu’nun Başbakanlık döneminde akredite etmediği Cumhuriyet, Sözcü, Birgün… dışında ‘merkez medya’ diye tanımlanan ve bugün iktidarın kontrolündeki ‘havuz medya’dan ilgi katılım yoktu. Doğal olarak siyasetteki tıkanıklığa çare olarak yola çıkan siyasi hareket kamuoyuna yeterince aktarılmış değil.
Geleceğe yön vermek için yola çıkan partinin sırtında geçmişin hataları ve sorumlulukları var. Umut olabilir mi, bekleyip bugünkü siyasi anlayıştan farklı ne söylediğine, siyasi ideolojik farklılıklarına, Türkiye’nin sorunlarına nasıl çözüm üreteceğine bakmak gerekiyor. Sorumluluk dönemlerinde yanlışları söylememiş olması bugün söylemeyeceği anlamına gelmiyor. İnandırıcı olabilir kamuoyuna ikna edebilir mi? Çınar yaprağındaki yeşilin tonu ve muhafazakar sağ söylemleriyle çoğunluğu ikna edebilecek mi?
Davutoğlu’nun kurduğu ‘Gelecek Parti’ ve AKP’nin başarılı olduğu iddia edilen ekonomi Bakanı Ali Babacan’ın kuracağı parti; Abdüllatif Şener’in partisine benzemeyebilir.
Neden mi? Artık konjonktürün yarattığı, konjonktürel parti AKP’nin ömrü tükenmek üzere.
Erdoğan şimdiye kadar içinden çıkacak oluşumların önünü kestiği gibi ‘Sağ’ tabana hitap eden ANAP, DYP, HAS Parti siyasi aktörleri; Numan Kurtulmuş, Süleyman Soylu gibi isimleri kendi potasında eritti. Bugün ise Ali Babacan’ın AKP’den ayrılmasını istemedi ve içinden çıkan-çıkacak partileri önlemek istediyse de önleyemedi.
Ve dikkat edilirse Erdoğan ve AKP çevreleri hep bir ağızdan; Davutoğlu ve Babacan’ın kuracağı partiler AKP’den oy alamaz, bugüne kadar olduğu gibi partiler çöplüğünde yerini alır propagandasını yaymaya çalışıyorlar. Ve dedikleri; Erdoğan şöyle bir format atarsa AKP bir iki dönem daha gider. Erdoğan’ın format atmasıyla gitmez belki ama Erdoğan’ın gelişinde arkasındaki küresel güçler Erdoğan’a yeni bir format atarsa belki!
Bir kere şunu kabul etmek gerekir ki öyle veya böyle AKP o güçlü bütüncül yapısından çok uzak, öyle veya böyle içinden iki parti çıkarmış AKP’nin yüzde kırklar bandını koruyabilmesi çok mümkün gözükmüyor. Türkiye’nin sorunları her geçen ağırlaşıyor. Sorunların ağırlaşmasının en önemli sebepleri AKP’nin uyguladığı politikalar. AKP 2001 krizi sonrası sorunları çözmek için iktidar oldu bugün ise AKP kendisi sorun haline geldi.
Hele mevcut yeni sistemde yüzde bir oyun iktidarı belirlediği bir yönetim sisteminde, partilerin alacağı yüzde bir oyun bile çok önemi var. Hep iddia ettiğimiz gibi sistemin değişmesini, parlamenter sisteme geçilmesini en çok Erdoğan isteyecek, yoksa mevcut sistemle iktidar olma şansı yok.
Koalisyonlara çare olarak savunulan ucube sistem partileri ittifaka-koalisyona mecbur hale getiriyor. İttifaklar çeşitlenebilir, mevcut AKP ve MHP’nin oluşturduğu ‘Cumhur ittifakı’ CHP, İYİ Parti, Saadet Partisinin oluşturduğu ‘Millet ittifakına’ yeni kurulan-kurulacak olan partiler katılabilir veya yeni; İYİ Parti ve SP’ye Babacan ve Davutoğlu’nun katılımıyla bir ittifak oluşturulabilir; dönem ittifaklar dönemi.
Bütün bunlar ‘Sağ’ cenahta, ‘Sol’ cenahta ne var derseniz şimdilik orada CHP’nin dışında ‘Sol’da bir şey yok. CHP de ‘Sağla’ işbirliği yapmaktan oldukça memnun!
