SWOT ANALİZLERİYLE BALIKESİR’İN ŞİFRELERİ ÇÖZÜLMEZ!

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

GEÇEN hafta herkesin dilinde DEVA Partisi Balıkesir koordinatörünün açıklamaları vardı.

Gazetelerde, sosyal medyada, haber sitelerinde boy boy, dizi dizi eleştiriler, göndermeler, hakaretler falan.

Dikkatimi çeken önemli bir ayrıntıyı paylaşayım önce.

DEVA’nın Balıkesir Koordinatörü Elif Esen, yüksek perdeden konuşup kırk yıllık siyasetçi rolü kesiyordu. Üslubu, sorulara verdiği yanıtlar, Balıkesir’e yaklaşımı falan bir tarafa.

Kişisel gelişim ve vücut dili eğitimlerinden geçirilmiş haliyle, Balıkesir’deki KADEM Temsilcisi Zeliha Kahraman’ın aynısıydı sanki. Tek fark başörtüsü.

Kendinden emin tavırlar, yüksek özgüven görüntüsü, el kol hareketleri…

Elif Esen de KADEM’den. Vaktiyle KADEM’de yöneticilikler yapan bir isim.

Aynı tornadan… Tek tip.. Seri üretim.

 

***

ELİF ESEN’in Balıkesir ve siyasetle ilgili soruları yanıtlarken, DEVA’nın kurucuları arasında yer alan Edip Uğur’la ilgili yaklaşımları çok eleştiri aldı.

Edip Uğur’u yok sayan bir üsluptu sanki.

Hani, “herkes kendi bölgesinden mesul; Balıkesir bizden sorulur, Edip Uğur başka illerde görevli; işine gücüne baksın” havası…

Edip Uğur kendi bölgesinde, kendi partisinin işlerine karışmazsa ne olur?

Çok bilimsel(!) swot analizleri falan ellerinde patlar.

DEVA adını verdikleri parti, Balıkesir siyasetine ‘deva’ olamaz.

Hem zaten Edip Uğur da buraları boş bırakmaz. Bırakmıyordur zaten.

Balıkesir sorumlusu arkadaşlar swot analizlerine dalıp gitmişken.. Edip Uğur kim bilir nerelerde, hangi derinliklerde ne hesaplar görüyordur, ne pazarlıklar yapıyordur.

Yapar yani.

 

***

BALIKESİR’iswot analizleriyle falan çözemezsiniz.

Sahada top koşturmanız lazım. Otel lobilerinde görüştüğünüz birkaç kişi üzerinden Balıkesir siyasetinin şifrelerini de çözemezsiniz.

Bu şehrin siyasetini hiç bilmeden, siyasi şablon hazırlamak, planlar falan yapmak çok sağlıklı sonuç vermez. Çırak çıkarırlar.

 

***

DEVA da pek çoğu gibi ‘serbest piyasa’ partisi.. Belli bir davanın, ideolojinin örgütlenme yeri değil yani.

Çoğunluğu AK Parti’den, biraz da diğer partilerden toplayıp yapıştırma arkadaşlardan kurulu taze bir siyasi yapı.

Elif Esen, partisinin çizgisini şöyle açıklıyor: “Ahlak, demokrasi, hak ve özgürlükler, liyakat…”

Hangi partinin tüzüğünde, programında bunlar yok ki?

DEVA’nın farkı ne?

“Efendim içimizde sağ partiler de var, sol partiler de var, CHP de var.. Kendilerini DEVA’nın politikalarıyla bir görüyorlarsa bizim kardeşimizdir.”

Bunun adı dava olamaz… İdeolojik bir derinlik yok. Toplamacılık var.

Tabi bu onların sorunu, onların tercihi, bizi çok ilgilendirmiyor.

Şuna takıldık sadece: “İçimizde sağ patiler de var, sol partiler de var…”

Sağ partiler olur, bu normal. Oralarda muhafazakarlar, liberaller, dindarlar, Osmanlıcılar, ümmetçiler, himmetçiler falan olur yani.. Bir arada olmaktan kaygılanmazlar.

Sol ideolojiyi benimsemiş birinin serbest piyasacı, toplamacı bir partiyle ne işi olur; onu anlamak güç.

 

***

GEÇEN haftaki basın toplantısında, gazetecilerin karşısında bir hanım arkadaş daha vardı: Zeynep Dereli.

Yabancı sivil toplum kuruluşlarıyla bağı ekseninde can yakan bir soruya muhatap oldu; onun dışında bir şey söyleyemedi.

“Balıkesir’le bağım var” demedi meselâ.

Ahmet Aydın Bolak’ın torunuymuş.

Dedeleri mebusluk yapmış, vaktiyle TBMM’de Balıkesir’i temsil etmiş bir isim.

Bizim buralarla hiç mi hiç ilgisi olmadığı belli. O toplantıda “benim ne işim var burada” der gibi bakıyordu zira.

Bizim memleketin aristokratları, aile bağları ve feodal ilişkiler ekseninde az çok tanıyorlardır kendisini.

Neyse.

 

***

BASIN toplantısının olduğu günün akşamı, Park köprüsünden geçiyoruz arabayla.

Kaldırımda başı önde, düşünceli halde yürüyen tanıdık bir yüz: Kemal Aydemir!

AK Parti’nin eski Karesi İlçe Başkanı.

Kendisini siyasette üst mevkilerde konumlandırmak isteyen genç bir arkadaş.

DEVA’nın İl Başkanı olabileceği konuşuluyor ya hep.

Seslendik arabadan: “Gel, gideceğin yere kadar götürelim istersen…”

“Yok” dedi, “yürüyeceğim, biraz beynimi boşaltmam lazım…”

Haklı adam.

DEVA’cılarla uzun uzun görüşmüş, CV falan vermiş ellerine.

Balıkesir’i swot analizleriyle tanımaya çalışan bu ekibe kendini beğendirebilmek için hayli ter döktüğü kesin. Yorulmuş zira.

Kafası da karışmış; bakınca öyle anlaşılıyor.

“Maskeni tak” diye uyardık, yolumuza devam ettik.

 

***

BU mevzuda bugünlük yetsin, sonra devam ederiz.

 

***

 

Neden sadece Balıkesir?

 

CHP Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekin’den araştırma önergesi.

Diyor ki: “Koronavirüs sürecinde Balıkesir esnafının karşılaştığı ekonomik ve sosyal sorunların araştırılarak gereken adımları atılması amacıyla Meclis araştırması açılması elzemdir.”

 

***

BALIKESİR Milletvekili olarak Balıkesir odaklı düşünmesi normal.

Ne ki, koronavirüs seksen bir vilayeti etkilemişse.. Buna Balıkesir odaklı bakılabilir mi?

Balıkesir’deki esnaf zora düştü, geçim sıkıntısı içine girdi, kepenk indirdi, darda kaldı da..

Elazığ’daki, Trabzon’daki, Adana’daki, Bilecik’teki, Kütahya’daki, Isparta’daki esnaf kazancını üçe beşe mi katladı yani?

Seksen bir vilayetin tamamında esnaf da, üretici de, sanayici de, tüccar da büyük sorunlarla karşı karşıya kaldı. Çoğu iş yapamadı, aylarca işyerleri kapalıydı.

İstanbul’daki de aynı, Balıkesir’deki de.

O halde neden sadece Balıkesir?

“Ben Balıkesir Milletvekiliyim…”

Türkiye’nin bütünü ilgilendirmiyor yani.

 

***

ÖNERGEYE imza atan CHP Milletvekillerine de sormak lazım.

Zonguldak, Manisa, Sivas, Kırıkkale, Trabzon, Aydın, İstanbul..

..ve diğerleri.

Bu illerin vekilleri imzayı atarken, “bu önergeyi genelleştirelim, ülke genelinde salgının esnafı nasıl etkilediğinin araştırılmasını isteyelim” demediler mi?

Belki de hepsi ayrı ayrı önerge vermiş, hepsi birbirininkini imzalamıştır.

Bu durumda kağıt ziyanı ortaya çıkıyor. Ayrıca araştırma önergesi isteği güme gidiyor.

Zaten her halükârda reddedilecek ya!

 

 

********

 

 

Şehrin refüjleri  kuzu otlatacak  kıvama geldi!

 

GEÇEN gün sosyal medyada bir paylaşım yaptım.

Hem Karesi, hem Altıeylül sınırları içindeki yol kenarlarında, boş arsalarda, refüjlerde, hatta kaldırım taşları üstünde biten otlara dikkat çektim.

Hani her fırsatta boy boy açıklamalar yapıyor, “şöyle temizledik, böyle sildik süpürdük” diyor ya ilçe belediyeleri.

Otlar  insan boyuna gelmiş; bakımsızlıktan parke taşların aralarında otlar bitmiş, neredeyse asfalt yeşillenecek; o derece yani.

Ana yol güzergahları böyleyse..

Ara sokaklarda, mahallelerde durum nasıldır?

Aynısıdır. Dolaşıyoruz, görüyoruz, gözlüyoruz çünkü.

Sosyal medyada şu espriyi yaptım:

“Yol kenarları, kavşaklar, refüjlerdeki otlar kuzu otlatılacak kıvama gelmiş…”

Kurban Bayramı yaklaşıyor malum.. Vatandaş kurbanlık alacak, kesileceği güne kadar yedirip içirecek yani.

Belki de bu yüzden kesip biçmiyorlar!..

Dün Sanayi tarafına gittik işimiz gereği.. Biçilmiş çim kokusu geldi burnumuza.

Bizim paylaşımı dikkate alıp biçmeye başladılar belki de.

Şehir içinde bu tür görüntülere izin vermeyin derim. Uzadıkça biçin.. Yabani otları temizleyin.

Zira havalar sıcak..Bir çok yerde caddeleri, sokakları, evleri yılanların çıyanların bastığı haberleri düşüyor ajanslardan.

Yılan dediğin otluk bokluk yerleri pek sever.. Dikkatli olalım.

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
harika
Harika
0
_ok_do_ru
Çok Doğru
0
kat_l_yorum
Katılıyorum
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
_zg_n
Üzgün
SWOT ANALİZLERİYLE BALIKESİR’İN ŞİFRELERİ ÇÖZÜLMEZ!
Giriş Yap

Balıkesir Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!