SİSLİ, DUMANLI, ÇÖP KOKULU ŞEHRE DAİR

FARKINDA MISINIZ bilmem, şehrin havasında kesif bir kükürt kokusu var.

Odun – kömür yanığı kokuyor ortalık.

Bir yanda sis, bir yanda yanık kokusu.

Geçenlerde şehirlerin hava raporlarıyla ilgili bir haber vardı gazetelerde.. Balıkesir’in havası ‘sağlıksız’ çıkmış.

Sanırım gitgide sağlıksızlaşacak; zira vatandaş odun kömüre dönüş yaptı!

Doğalgaz faturalarının yüksekliği üzerinden gün aşırı basın açıklaması yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın için yeni bir görev olsun bu durum.

Doğalgaz vatandaşın cebini yakıyor, tamam da..

Aynı zamanda aşırı zamlar yüzünden şehirler kirleniyor.

Ne yapıyor vatandaş?

Kombiyi kapatıyor, sobaya sarılıyor.

Doğalgaza dünyanın parasını ödeyip ısınamadığı evini odun kömürle ısıtmaya çalışıyor.

TÜİK soba satışlarını da istatistiki açıdan incelemeye almalı.

Bakıverin meselâ Balıkesir’deki soba satıcılarına.. Sipariş yetiştiremiyor olabilirler mi?

 

***

BİZİM ev apartmanın en süt katında. Sabahları gün ışırken terastan şehre bakıyorum.

Kara kara dumanlar çıkıyor bacalardan.

Kombinin dumanı – buharı değil bu.. Balkondan, mutfak camından çıkan beyaz dumanla karıştırmayın. Kömür dumanıdır.

Yine ufukta kara kara dumanlar.. Onlar da herhalde fabrika bacalarından çıkan…

Belki kağıt fabrikasının, belki Organize Sanayi’deki fabrikaların dumanı.

 

***

ÖZELLİKLE sabah çok erken saatlerde yine kesif bir gübre kokusu oluşuyor şehirde. Havalandırmak için camlarını açanlar bu kokuyu alıyorlardır hemen.

O da sanırım çöplükteki santraldan geliyor.

Bu arada akşam saatlerinde şehir çöplüğünden yayılan kötü kokular, bölgede çok yoğun hissediliyor.

Çöplüğe yakın yerde blok blok yapılar yükseliyor. Bir süre sonra yüzlerce insan oralarda yaşamaya başlayacak. Çevreyi saran çöp ve gaz kokusuyla nasıl başa çıkacaklar?

 

***

SANAYİLEŞME ve yapılaşma arttıkça kirlilik de artacak.

Balıkesir’i Manisa, Bursa gibi sanayi kentine dönüştürme sevdası, yeni sanayi alanları açma çabası, tıpkı Bursa gibi, Marmara bölgesinin en kirli havalarından birini solutacak şehre.

 

***

ESKİDEN çevre haberlerinde iki mevzu olurdu bu şehrin gazetelerinde.

Biri SEKA’nın selüloz atıkları.. Öteki Çimento’nun bacası!

Selülozu basınca SEKA, ortalık ağır bir koku ve atıkla kaplanırdı.

Çimento ise filtre çalıştırma işi maliyetli olduğu gerekçesiyle dumanı direkt salardı şehre.

Ne protestolar, ne davalar, ne çabalar… O günlerin manşetlerinde çok imzamız var.

Gaziosmanpaşa Mahallesi’nin, Çimento Fabrikası’nın dumanı yüzünden gri bir tozla kaplandığı yıllardı.

Vatandaş uzun yıllar bu tozu dumanı soludu. Ağaçlar yeşil değil, gri – kara bir renkteydi.

 

*** 

HA, bir de Ağır Sanayi’den geçen dere muhabbetimiz vardı o zamanlar.

Başrol oyuncusu Belediye Mezbahası.

Kesilen hayvanların kanı, bağırsağı, işkembesi yüzüyordu derenin suyunda.

Bölgedeki imalathanelerin atıklarını, dereye akan kanalizasyonu, oralara dökülüp saçılan molozu hafriyatı da hesaba katınca…

 

***

ALINAN önlemler, çevre uygulamaları ve doğalgaz kullanımının yaygınlaşmasıyla en azından hava kirliliği olgusunu konuşmuyorduk yıllardır.

Galiba bundan sonra sıkça konuşacağız. Çünkü şehir odun – kömür yanığı kokuyor artık.

..ve kara kara dumanlar üstümüzde.

Bir de çöp kokusu.

Sonra, “sıfır atık” muhabbetleri!

Exit mobile version