KURUMSALLIK MESELESİ

arthaconsult.com

 

Kurumsallık aile işletmeleri ve küçük firmalar için korkutucu gelir kulağa. Büyük firmalar ve markalarla özdeşleşmiş bir kavramdır. Birçok aile işletmesi kurumsal olmak adına değerlerini ve kendilerine özgü dokularını tahrip etmiş, bir çok küçük firma kurumsal olmak adına danışmanlara dünya kadar paralar ödemiş ama sonuç alamamıştır.

 

Kurumsallığı doğru tanımlamak için öncelikle klasik bazı ön kabullerden vazgeçmek lazım. Şöyle ki: Kurumsal olmak demek patron ve ailesinin tamamıyla işin dışında olması demek değildir. Patron ve ailesinin yönettiği firmalar da gayet kurumsal olabilir. Her firma anonim şekilde yönetilip gereksiz bürokrasi ve hiyerarşilere boğulmuş bir kurumsallıkla yönetilmek zorunda da değildir.

 

Kurumsallık için öncelikle bir firmanın iyi tanımlanmış değerleri olmalıdır. Her firmanın tanımlanmasa da değerleri vardır. Bu değerler firmanın varoluş hikayesinin özetidir aslında. Bu değerler çizgilere dönüşürse bu kurumsallığın ilk adımıdır.

 

İkinci olarak firmada başta patron ve ailesi sonra da atanan profesyonel yönetici ve diğer yönetim bu kurallardan iskat edilmemelidir. Yani herkes bu kurallara uymalı ve saygı duymalı. Firma kimseye bu kuralları çiğneme ve üzerine çıkma hakkı vermemelidir.

 

Üçüncü olarak firmada çalışanları ilgilendiren her husus normlaştırılmalıdır. Yani çalışanlar kılık kıyafetten, çalışma saatlerine, ödül ve ceza sistemine kadar her konuda bir sisteme tabi olduklarını bilmeliler. Kimse bu kurallardan istisna edilmemelidir.

 

Dördüncü olarak özellikle orta ve ilk yöneticilerin yani işçi amirleri ile birim yöneticilerinin bu değerleri ve kuralları içselleştirdiğinden emin olunmalı firma değerlerine aykırı uygulamalara tolerans gösterilmemelidir.

 

Bunlar sağlanırsa kurumsallık gelir. Kurumsallığın biçimselliği ve dokümantasyon şekli en kolay halidir. Ancak bir kültür olarak kurumsallık zor olan kısımdır.

 

Kurumsallık kısaca patronda dahil hiç kimsenin şirketin kurumsal şahsiyetini var eden ve deklare ettiği kuralların üzerinde olmaması demektir. Bir kereden bir şey olmaz, bu önemli adam bunu tolere edelim, bu stratejik iş yapıyor görmezden gelelim dediğimizde kurumsallık değil kişisellik olur. O zaman kişileri kurumun üzerine çıkarmış oluruz. Eğer bir kişi kurumun üzerine çıkıyorsa herkes fırsatını bulduğunda kurumun tepesine çıkmak ister ve büyük yapılarda herkes kendince bu fırsatı bulur.  

 

Bu da kurumun uzun ömürlülüğüne ve işveren markasına mal olur.

 

Kurumsallık ne binalar, ne afili sosyal medya hesapları, ne de gösterişli  IK uygulamalarıyla değil prensip ve değer odaklı yönetim ve liderlikle ilgilidir. Bir şirkette yöneticiler değişince uygulamalar kökten değişiyorsa orada ne kural ne de kurumsallık vardır. Kurumsallıkta kişiler değişir ama kurumun temel yaklaşımları ve uygulamaları kişilere bağlı değişmez.

 

Exit mobile version