KADININ ÖZGÜRLEŞME EYLEMİ BEDEN EĞİTİMİ

İSMAİL ERTEN

ÇYDD BALIKESİR ŞUBE BAŞKANI

 

Dr. Niyazi Altunya’nın yazdığı kitap -Türkiye’de Beden Eğitiminin Öncü Kızları/- karşımda duruyor. Bana bakıyor. Beni tanıtmak zorundasın diyor.

Bu kitabın bütün öğretmenlere, eğitimcilere okutulması gereken –ders programlarına konması gereken- bir kitap olduğunu düşünüyorum. Bu kitap okunmadan Türkiye’nin çağdaşma, kadının özgürleşme uğraşı doğru anlaşılmaz. Kitabı okuyunca Mustafa Kemal’in büyüklüğüne bir kere daha hayran kalıyorum.

Osmanlı’da erkekler, öküzler sayılırdı. Cumhuriyet’in ilk yıllarında bile kadınlar sayılmadı. Medeni Yasa çıkıncaya dek kadın yok sayıldı.

Beden eğitiminin öncülüğünü yapan Selim Sırrı Tarcan bile karma eğitime karşı çıkar: Birlikte eğitim kadını erkekleştirir diye. Bu düşünceye adsız kahraman Ortaöğretim Genel Müdürü Cevat Dursunoğlu karşı çıkar. Karma eğitimde insanlar birbirlerini olumlu yönde etkiler diyerek.

1924 yılında ilkokullarda, 1927 yılında ortaokullarda, 1930 yılında liselerde karma eğitime geçilir.

İsveç anlayışında estetik vardır. Selim Sırrı’nın İsveç dönüşünde beden eğitimine estetik girer. Dans girer, izcilik başlar. Köy Enstitülerinde toplu oynanan halk oyunları oynanmaya başlar. Gönen İlköğretmen Okulu’nda 1970’lere dek bahar aylarında her sabah bin kişi topluca halk oyunları oynardık.

Beden eğitimi okullara kolay girmedi. Selim Sırrı medrese öğrencilerine cüppelerini beden eğitimi yaptırarak çıkarttırmıştır. 1932 yılında bile kız okullarında erkek beden eğitimi öğretmeni çalıştırılacaksa erkek öğretmenlerin yaşlı ve çirkin olması gerekiyormuş NafiAtuf Kansu’ya göre.

Kadının özgürleşmesini sağlamaya çalışan kadın beden eğitimi öğretmenlerinin çektiği sıkıntıların katlandığı zorlukların haddi hesabı yok.

Burada onlardan birkaç örnek vermek isterim: İlk kız öğrencilerden Mübeccel Argun’un anıları çöpe atılan kağıtlardan çıkmıştır. Mübeccel Argun’la beden hareketleri estetik biçimine büründü. Beden devinimleri inceldi. Hasan Ali Yücel’den takdir almasına rağmen öğretmenliği bırakıp İngiltere’ye gitmiş BBC’de çalışmıştır.

İlk kızlardan biri olan Zehra Alagöz’e spor kıyafetiyle hareket yapan kızlara çevreden tepki gelip gelmediği sorulduğunda “Bizler Ağırbaşlı çalışıyorduk. Üstelik Atatürk yaşıyordu, ondan destek görüyorduk” demiştir. Selim Sırrı ve Zehra Alagöz’le halk dansları okullara girmiştir.

Pakize Gökay öğrencilerini Karadeniz’e yüzme kampına götürür. Kasabanın çarşaflı kadınları tarafından taşlanmışlar. Gökay onlara, “Bize daha az size daha çok bakıyorlar” demiş.

Üniversitede çalışmak için ilerlemiş yaşına rağmen Hayrünnisa Sak doktora çalışması yapıyor. Birçok beden eğitimi öğretmenine doktorası yok diye üniversitede görev verilmez, üstelik oradan oraya sürülür.

Beden eğitimi öğretmenleri okullarda disiplin amiri olarak görülür. Kadın beden eğitimi öğretmenleri ikinci sınıf sayılır. Törenlerde görev verilmez. Çoğu zaman okullarda salon olmadığı için soğukta, izbe yerlerde ders yaparlar. Çocuklarını bile ders aralarında emzirirler. Öğrencilerinin tören giysilerini kendileri diker çoğu zaman. Beden eğitimi öğretmeninin bir ayağı hastanede bir ayağı hapishanededir. Kadın beden eğitimi öğretmenlerimiz bütün bu zorluklar karşısında pes etmezler. Yılmadan çalışırlar. Günümüzde kadını ortaçağ karanlığına itmeye çalışıyorlar. Kadınlar bu karanlığı yırtacaklardır.

Dr. Niyazi Artunya beden eğitiminin öncü kızları gibi öncü bir kitap yazdı. Ellerine sağlık. Ben kitaptan bir güldeste yaptım. Kitapta daha çok örnek var. Kitap 450 fotoğrafla desteklenmiş. Öğretmenler için altın değerinde bir kitap.

Okuduğunuz kitap olsun.

Exit mobile version