İki kardeşin açtığı müzede yok yok

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Hilmi DUYAR / POLİTİKA / Müze dendiği zaman akıllara, Arkeoloji Müzesi, Sanat Müzesi, Tarih Müzesi,  Etnografya Müzesi, Coğrafya Müzesi, Jeoloji Müzesi ve benzerleri gelir. Edremit’in Güre Mahallesi’nde Murat ve Uğur Bostancıoğlu kardeşlerin kurduğu ve 2015 yılında hizmete açtığı Kazdağı Müzesi bunların hepsini bünyesinde barındıran bir genel müze.

Coğrafya müzesi derseniz Kaz Dağı ve burada yetişen 38 çeşit endemik bitki orada. Arkeoloji müzesi derseniz, Prehistorik ve Helenistik döneme ait yüzlerce eser orada. Belki de dünyadaki İlk kalpazanlık parası bu müzede sergileniyor. Balmumu heykel var, Arkeolojik heykel var, teknoloji örneği hologram var. Çanakkale savaşında kullanılan Müşir (Mareşal) giysisinden, yüzyıllar öncesi giyilen kıyafetlere, kullanılan eşyalara etnografik nesneler var. Sarıkız efsanesi, Hasan Boğuldu efsanesi, dünyanın ilk güzellik yarışması efsanesi, İlyada  efsanesi, Aeneas efsanesi var. Çanakkale Kahramanı Koca Seyit var. Hediyelik eşya dükkanı, kafeterya var. En güzeli bu yıl 60’ıncı kez düzenlenen Uluslararası Troia Festivalinde alınan Homeros Bilim Kültür ve Sanat ödülü var. Kazdağı Müzesi, Edremit Körfezi’ni ziyaret edenlerin mutlaka görmesi gereken bir yer.

 

 

Murat Bostancıoğlu Kimdir?

1972 Edremit doğumluyum. Lise öğrenimimi İzmir’de tamamladım. Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Rus Dili ve Edebiyatı Mezunuyum. Amerika Birleşik Devletleri Boston Koleji’nde İş Yöneticisi Kursu bitirdim. Enka İnşaatta 14 yıl yurt içi ve dışı çeşitli görevlerde bulundum. 12 yıl bir Belçika firmasının Türkiye Direktörlüğünü yaptım. Uzun yıllar ailem ile ve yalnız yurt dışında birçok ülkede bulundum ve çalıştım. 2014 yılında memleketim olan Edremit Akçaya geri döndüm. Kardeşim ile birlikte Kazdağı Müzesini kurduk. Son 3 yıldır kardeşim ve ailemle birlikte Kazdağı Müzesi ve Manastırhan Otel Kazdağları’nın işletmeciliğini yapıyorum. Halen Güre Turizm Tanıtım Derneği Başkanıyım. Evli ve 2 çocuk babasıyım.

 

 

Uğur Bostancıoğlu Kimdir?

1974’te Edremit’te doğdum. İlkokulu Edremit, ortaokul, lise ve üniversiteyi İzmir’de okudum. 9 Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesini bitirdim. Yüksek Lisans tahsilinden sonra yurtdışı projelerde çalışmaya başladım. 10 yıl Kazakistan ve Rusya’da çalışıp, doğduğum topraklara, Kaz Dağı’na döndüm. Abim ile beraber geçen yurtdışı çalışma hayatımızın ardından, 2014 yılında kaybettiğimiz babamızın anısına, daha sonra müze dönüştürdüğümüz Sarıkız Kazdağı Etnografya Galerisi’ni Kasım 2015’te hizmete verdik. 2020 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlanarak Özel Kazdağı Müzesi adıyla bölgeyi gezmek, tanımak için gelen ziyaretçilere kapılarımızı açtık. Yaşadığımız topraklara karşı kendimizi borçlu hissettiğimiz bir sosyal sorumluluk projesiydi ve bu projeyi gerçekleştirdik. 2021 yılında kardeşimle beraber turizm sektöründe butik otel işletmeciliği ile yerimizi aldık.

 

  

Kazdağı Müzesi’ni oluşturma düşüncesi nasıl ortaya çıktı?

Yurt dışında çalışırken, sosyal sorumluluk kapsamında memleketimize bir şeyler kazandırma planımız vardı. Babamız Ali Bostancıoğlu hakkın rahmetine kavuşunca, bu düşünceyi yaşama geçirmeyi hızlandırdık. Gurbetten bölgeye geri geldik, doğduğumuz topraklara döndük. Burada bir sosyal faaliyetimiz olsun, bölgeye yararımız dokunsun istedik. Güre, Altınoluk. Edremit’te termal kaynaklar var. Bölge termal oteller bölgesi. Konaklamaya gelen ziyaretçilerin yapacağı aktiviteler, ziyaret edeceği, ya da gezeceği yerler olsun düşüncesinden yola çıktık. Bölgede o yıllarda sadece Tahtakuşlar Köyü Özel Etnografya Galerisi vardı. Bizde de uzun zamandır müze kurma düşüncesi vardı. Babamın vefatından sonra hemen bu müzeyi babamızın anısına somutlaştırdık. Müze, önce Sarıkız Kazdağı Etnografya Galerisi olarak hizmet vermeye başladı. Ağabeyim Murat Bostancıoğlu ve ben Uğur Bostancıoğlu, babamızı yitirmeden önce yaklaşık 2 yıldan beri Müze için yer arıyorduk. Şansımız varmış, eski bir zeytinyağı fabrikası olan burayı bulduk. 2015 yılında İlk önce tek bir salon ile işe koyulduk. Yöreye ait etnografik, eşyalar, resimler, dağarca, maketler sergiliyorduk. Öyle başladık, daha sonra salona sığmaz olunca, zeytinyağı fabrikasının diğer bölümlerini düzenleyerek yeni nesneler eklemeye başladık ve açılışımızın 2’inci yılında 2’inci salonu açtık. Kaz Dağı bölgesinin dışına çıkmamaya çalışıyorduk. Burada yine çok şanslıydık. Kaz Dağı ve çevresi başlı başına çok zengin kaynaklara sahipti. Mitler var, efsaneler var, antik dönem var, yöresel etnografik zenginlikler çok fazla burada. Bunlardan yararlandık.

 

 

Zeytinyağı fabrikasının müzeye dönüşümü zor oldu mu? 

Zeytinyağı fabrikası inşaatı 1910’lu yıllarda başlamış. Araya savaşlar girince bir süre durmuş. Savaş sonrası bitirilip faaliyete geçmiş. Sahibi Asım Bey, işletmecisi Naim Bey burada yıllarca işlerini sürdürmüş. 1952 yılında büyük bir yangın geçirmiş. Onarılarak 1955 yılında tekrar üretime başlatılmış. 1967 yılında fabrikanın yeni sahibi olan Nurhan Hanım işletmeyi 1987 yılı zeytin sezonu sonuna kadar çalıştırmış. Nurhan Hanım’ın yaşamını yitirmesinden sonra fabrika oğlu Ufuk Kıvırcık’a geçmiş. Bursa Anıtlar Kurulu tarafından tescillenen bina koruma altına alınmış. Turizm ve yeni kentleşme projesi kapsamına giren bina, orijinal dokusuna sadık kalınarak restore edildi. Sarıkız Kazdağı Etnografya Galerisi olarak 2015 yılında hizmet vermeye başladı. 6 yıl özel galeri olarak devam ettik. Müzeye dönüştürme düşüncesiyle Kültür ve Turizm Bakanlığı’na başvurduk ve onay aldık. Onayın ardından Sarıkız Kazdağı Etnografya Galerisini, Özel Kazdağı Müzesi olarak işletmeye başladık. Şu ada 300 metrekarelik kapalı alanda eserlerimizi ziyaretçilerle buluşturuyoruz.

 

 

Müzenin ilk açılışında neler sergileniyordu?

Edremit Körfezi’nde bulunmamız çok büyük bir şans. İlk aşamada müzede Kaz Dağları’nı işledik. Bölge dışına çıkmamaya çalıştık. Kaz Dağı’nda tema çok. Zeytin var, turizm var, termal su var, tarih var, mitoloji var. Bu nedenle her alanda Kaz Dağı’nı ve yöresini işlemeye çalıştık. Kısacası mitolojik çağlardan günümüze Kaz Dağı’ndaki yaşamı tümüyle sergileme çabasında olduk. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün Edremit’e geldiğinde kendisine tahsis edilen faytondan, Sabahattin Ali ve Tuncel Kurtiz’in balmumu heykellerine, Atatürk’ün kendi sesinden 3D hologram görüntüsünden, Kaz Dağı’nda yaşayanların yüzyıllar öncesi giydiği elbise ve kullandığı malzemelere, pek çok eşya yer alıyor. Sergilenen en önemli nesnelerin başında, Edremit eşrafından Arkök Ailesi’nin, Atatürk’ün Edremit’e 13 Nisan 1934’te 2’inci defa gelişinde tahsis ettiği Fransız Malı “Rothschild et Fils – Paris” marka fayton geliyor. Bakanlık izniyle orijinallerinden kalıp alınarak polyester ve mermer tozuyla yapılan İskender, Afrodit ve Nemesis heykelleri müzeye arkeolojik bir değer kattı. Helenistik, hatta prehistorik çağlardan yapıtlar var. Kurşun ok uçları, taş balta, olta uçları gibi eserler vardı galerimizde. Bizde sergilenen arkeolojik objeler ve sikkeler Özkan Arıkantürk koleksiyonuna ait. Özkan Bey bize güvendi, yanımızda oldu, objelerin ve sikkelerin müzemizde sergilenmesine izin verdi. Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan alınan özel izinlerle yaklaşık 5 yıldır sergiliyoruz.

 

 

Etnografya galerisinden müzeye geçiş fikri kimindi? Sizi teşvik eden oldu mu?

Galeriyi 2015 yılında açarken, müzemi yapalım veya tabelaya müze yazabiliyor muyuz? Fikri üzerinde durduk. Akademisyenlerden, özellikle işin piri Sunay Akın’dan danışmanlık ve fikir aldık. Bize, önce galeri olarak başlayın, zaten zaman içinde, kendinizi hazır hissettiğinizde müze olma fikrini tartışacaksınız ya da müzeye geçeceksiniz demişlerdi. Nitekim öyle oldu. 5’inci yılın sonunda objeler iyice fazlalaştıktan sonra müze lafını telaffuz etmeye başladık. Balıkesir Kuvayı Milliye Müzesi de destekçimiz oldu. 4 yıldır da Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı Kazdağı Müzesi olarak çalışmalarımızı yürütüyoruz.

 

 

Müzede kimlerin Balmumu heykelleri var?

Balmumu heykellerin yer aldığı bölümde yine bölge dışına çıkmamaya özen gösterdik. Edremit yöresinde yaşamış önemli kişilere köşe ayırdık. Sabahattin Ali, Edremit İptidai Mektebi’nden mezun olmuştur. Daha sonra Balıkesir Muallim Mektebini bitirmiştir. İçimizdeki şeytan, Kuyucaklı Yusuf, Kürk Mantolu Madonna gibi romanlarıyla Türk edebiyatına damga vurmuştur. Kuyucaklı Yusuf romanının başlangıcı Aydın’ın Kuyucak ilçesi olsa da daha sonra olaylar Hep Edremit’te geçer. Romandaki karakterlerin hepsi, mahallenin bakkalı, Şerif Ali, arkadaşları, Edremit’te yaşamış gerçek kişilerdir. Kürk mantolu Madonna da yine öyle. Havranlı fabrikatörün oğlu Raif Efendi’nin yaşamını anlatıyor. Sezen Aksu’nun seslendirdiği “Benim meskenim dağlardır dağlar” şiiri Sabahattin Ali’nin Kaz Dağı için yazdığı şiirdir.

Tuncel Kurtiz’in babası Hamdi Vala Kurtiz’in Kaymakamlık görevi gereği Edremit’te bulunmasından dolayı ünlü sanatçı Tuncel Kurtiz, ortaokulu Edremit’te bitirmiştir. 2013 yılında vefat eden sanatçının mezarı Çamlıbel Mahallesi’ndedir. Eşi ve çocuklarının işlettiği butik otel de bu mahallededir. Galeri olarak açıldığımızdan bu yana Sabahattin Ali ve Tuncel Kurtiz’in balmumu heykelleri sergilenmektedir. Balmumu heykeli olan bir diğer ünlü, TRT sanatçısı Ali Ekber Çiçek’tir. Sanatçı son yıllarını yöremizde geçirmiş, mezarı da Tahtakuşlar Mahallesi’ndedir ve her ölüm yıldönümünde anma töreni yapılmaktadır. Sarıkız kazlarıyla birlikte müzenin demirbaşıdır. Çanakkale Kahramanı Seyit Ali Çabuk, namıdiğer Koca Seyit. Çanakkale Savaşında 276 kiloluk Top mermisini sırtında taşıyarak namluya yerleştirmiş ve açılan ateş sonucu, İngiliz donanmasının en büyük gemilerinden HMS Ocean’ın batmasına neden olmuştur. Koca Seyit’in Balmumu Heykeli de Kazdağı Müzesini süslemektedir. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Balmumu Heykeli de müzenin en önemli yapıtıdır. Tüm Balmumu heykeller Eskişehir’de Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in öğrencileri tarafından yapılmıştır.

 

 

Basından izlediğimiz kadarıyla Kazdağı Müzesi ünlülerin uğrak yeri konumunda. Hangi ünlü isimler ziyaret etti?

Ziyaretçi sayımız oldukça yüksek. Açılışın üzerinden 10 sene geçmedi ama yıllık ziyaretçi sayımız 20-25 bin civarında. Bu durum hem müzenin konumuyla ilgili, hem de tek bir tema olmaması nedeniyle ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Özellikle son 4-5 yılda bu rakamlara ulaşabildik. Kaz Dağı’na gezi düzenleyenlerin uğradığı bir yer. Edremit Körfezi’nde bir destinasyon noktası olduk. Tur otobüsleri ya da münferit, bireysel turist sayısı her geçen gün artıyor. Hatta şu an müzeyi gezen yabancı turistler var. Müze ücreti 20 lira öğrencilere 10 lira. Toplu ziyarette bulunan yöremizdeki okullardan ücret almıyoruz. Ülkemizin ünlü sanatçıları, gazetecileri, bilim adamları, politikacılar, ziyarette bulunuyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, 26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Yargıtay Onursal Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Uğur Dündar, Salih Güney, Nebil Özgentürk, Aysun-Ali Kocatepe, Bulut Aras, Sunay Akın, Uğur Dündar, Fatih Portakal, bir çırpıda aklıma gelenler bunlar.

 

 

Arkeolojik replika heykelleri nasıl elde ettiniz?

Afrodit, Büyük İskender, Nemesis heykelleri müzenin ilk açılışından beri sergileniyor. Bunlar mermer tozu karışımından oldukça ağır eserler. Yaklaşık 200-300 kilogram. Orijinalleri ile birebir boyutlardadır. İskender Heykeli’nin orijinali İstanbul Müzesinde, Nemesis Heykelinin orijinali Antalya Müzesinde sergilenmektedir. Bu heykelleri İzmir’deki bir firma, Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan izin alarak bire bir kalıp yapıyor ve polyester, mermer tozu karışımı bir malzeme ile replikaları ortaya çıkarıyor. Zeus, Nemesis, İskender ve Afrodit’in büstleri de bire bir orijinalinden kalıp alınarak yapılmış ve müzemizde yer almaktadır. Bu heykeller de Kazdağı Müzesine ayrı bir güzellik katıyor.

 

 

Atatürk’ün Edremit ziyaretinde kullandığı fayton, kahve içtiği fincanı nasıl elde ettiniz? Atatürk’ün kendi sesi ile konuştuğu hologramı kim yaptı?  

Kazdağı Müzesi’ndeki bütün maketler ve hologram Murat Bostancıoğlu’nun kendi el emeği göz nuru eserlerdir. Onun hobisi, yeteneği diyelim. Müzemizde yer alan hologramda, yani 3 boyutlu görüntüde, Atatürk’ün meclis açılış konuşması ve değişik görüntüleri var.  Kaz Dağı ve Truva Maketi Murat Bostancıoğlu’nun eseridir. Biz müzeyi açar açmaz, Atatürk’ün 1934’te Edremit ziyaretinde kullandığı faytonun peşine düştük. Faytonun sahibi Arkök Ailesi bize yardımcı oldu Atatürk’ün bölgede gezdiği fayton müzemize sergilenmek üzere armağan edildi. Biz Arkök Ailesi ile diyaloğa geçtiğimizde fayton, hiçbir yerde sergilenmiyor, bir depoda atıl durumda, parçalar halinde bekletiliyordu. Müjdat Bey Doğan Bey, Edremit Belediyesinden birkaç arkadaşımız yardımcı oldu, faytonu müzemize getirdik. Bizden bu desteği esirgemeyen Arkök Ailesi’nden Hasan Kutlu ve Ege Kutlu’ya teşekkür ediyoruz. Faytonu müzenin bahçesinde sergilemeye başladık. Fakat müzeciliğin duayeni Sunay Akın ziyarete geldiğinde, faytonu müzenin içerisinde sergilememizi tavsiye edince, bahçedeki özel vitrinin içerisinden çıkarıp müze içerisine taşıdık. Atatürk’ün kahve içtiği fincan da yine Arkök Ailesinin bize bir jestidir. Müzeye girer girmez ziyaretçileri karşılayan, Kazdağı maketi birebir topografik bir maket değildir ancak yerleşim alanları, ziyaret edilecek yerler hakkında bilgi edinilmesini sağlar bu maket ve girişin sağında, Truva Antik kentini ve Truva Savaşını sembolize eden maketi Murat Bostancıoğlu yaptı.

 

 

Fayton parçalar halinde demiştiniz kim birleştirdi?

Faytonu biz birleştirdik. Öncesinde pek çok kişiye akıl danıştık. Havran’da, at arabası ya da faytonları yapan, tamir eden ustaları söyleyip, onlara vermemizi önerdiler. Fakat tedirgin olduk. Müzeden çıkardığımızda başına bir iş gelmesi, çalınma, kaybolma, riskini göze alamadık. Sunay Akın’ın da yaptırmamamızı, bulduğumuz haliyle sergilememizi istedi. Orijinalliğinin bozulmaması tavsiyesi üzerine kendimizin birkaç dokunuşundan sonra içeri taşıyıp sergiledik. Müzede Atatürk’ün Edremit’te dolaştığı fayton gibi çok nadide bir kitap var. Atatürk’ün yazdığı,1927 yılında 50 bin adet Osmanlıca ilk baskısı yapılan Nutuk Kitabının bir örneği yer alıyor.

 

 

Kaz Dağı maketi bölgenin yerleşim yerlerini gösteriyor. Truva maketi ne anlatıyor?

Kazdağı maketi Topografik bir maket değildir. Yerleşim yerlerini, gelen ziyaretçilerin nereye gideceğini görmeleri açısından oldukça faydalıdır. Makette dağdan denize akan 9 dere var. O yüzden bölgedeki deniz biraz soğuktur. Kaz Dağı’nın mitolojideki adına, Bin Pınarlı İda denmesinin sebebi de her yerden kaynak suların akmasıdır. Truva maketi ise Homeros’un anlatılarından yola çıkılarak yapılmıştır. Truva Savaşı sona gelmek üzeredir.  Truvalılar yenileceklerini anlayınca, Aeneas öncülüğünde bir gruba soylarının devamı için Truva’dan ayrılmaları söylenir.  Aeneas ve beraberindekiler, zor koşullarda yol aldıktan sonra Antandros’a yani bugünkü Altınoluk’a geliyor. Antandros’ta belli bir süre kalıyorlar. Fakat kahinler ülkeyi kuracakları noktanın burası olmadığını söylüyor. Altınoluk’ta gemiler inşa edip uzun sürecek bir yolculuğa çıkıyorlar. 10 yıl süren yolculuğun sonunda Lavinium’a yani bugünkü  Roma’ya geliyorlar ve Roma İmparatorluğu’nu kuruyorlar. Roma İmparatorluğu’nun kuruluşu, Anadolu topraklarına, Troya’ya dayanıyor. İşte bu yüzden Kaz Dağı, Antandros ve bu bölge çok önemli. Maketlerin dışında, İda Madra Jeoparkı’nda çıkan madenler, Sındırgı yöresinde bulunan taşıllar sergileniyor. Jeopark projesi 3 ili kapsıyor. İzmir’in Bergama İlçesi, Kozak Yaylası, Çanakkale’nin Ezine İlçesindeki Kestanbul, Balıkesir 35 noktayla proje içerisinde yer alıyor.

 

 

İlklerin yer aldığı bir yörede bulunuyorsunuz. İlklere ait hangi eserleri sergiliyorsunuz?

Kaz Dağı, mitolojik adıyla İda Dağı, ilklere ev sahipliği yapmış. İlk güzellik yarışması Kaz Dağı’nda yapılıyor. Afrodit ilk kez burada aşık oluyor. Aristo ilk felsefe okulunu Kaz Dağı’nda açıyor. İlk rüşvet olayı burada gerçekleşiyor. Burada mitolojinin çıkışı Truva ile başlıyor. Homeros’un İlyada Destanı’nda, Truva Kralı Priamos’un oğlu oluyor. Kahinler çocuğun Truva’nın yıkılışına neden olacağını söylüyor. Bunun üzerine çocuğun İda Dağı’na bırakılarak ölmesi isteniyor. Kaz Dağı efsaneler açısından çok önemli. Sarıkız efsanesi yine Kaz Dağı’nda. Truvalılardan sonra, Lidyalılar, Persler, İskender, Bergama Krallığı, Roma, Bizans imparatorlukları, Büyük Selçuklu İmparatorluğu, Karesi Beyliği, Osmanlı Devleti, hep buradadır. Fatih Sultan Mehmet, İstanbul seferine hazırlanırken Kaz Dağı’nın endemik ağaçlarını kullanıyor ve gemileri karadan yürüttüğü kalaslar buradan gidiyor, Mini sinema ve toplantı salonumuzda Kaz Dağı’nı anlatan belgesel video gösterisinde bunlar açıklanıyor. Belki de dünyanın ilk kalpazanlık parası Kaz Dağı Müzesi’nde sergileniyor. Özkan Arıkantürk’ün koleksiyonunda som gümüşten yapılmış orijinal sikke bulunurken, bu sikkenin yine aynı koleksiyona ait bronz üzerine gümüş kaplı imitasyonunu da gözler önüne seriyoruz. Büyük olasılıkla sikkelerin aynı mezardan çıktığı belirtiliyor. Biz bütün bunların yanında, zeytinyağı fabrikasının tahtadan yapılmış filtresine hiç dokunmadan sergi alanımıza kattık. Trabzon’dan getirttiğimiz kömürlü sinema projeksiyon makinesi de çeşitliliğimizin bir örneği olarak müzede bulunuyor. Ben müzenin gelişmesine katkı sağlayanlara şükranlarımı sunuyorum. Özellikle zeytinyağı fabrikasının sahipleri Ufuk Kıvırcık ve Emine Kıvırcık’a teşekkür ediyorum. Bize böyle bir olanak verdiler, bizi bir kiracı gibi görmediler. Müze yapacağımızı duyunca gereken kolaylığı sağladılar. Kazdağı Müzesi Kendi yağı ile kavruluyor. Ziyaretçi sayısı masrafları karşılıyor. Ve biz müzenin sonsuza dek yaşaması için elimizden gelen ne varsa onu yapmaya hazırız.

 

Kömürlü sinema Projeksiyon makinası

 

Sabahattin Ali’nin balmumu heykeli

 

Atatürk’ün Osmanlıca basılmış Nutuk Kitabı

 

Atatürk’ün 1934 yılında Edremit’i ziyareti sırasında kahve içtiği fincan Kazdağı Müzesi’nde sergileniyor.

 

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
harika
Harika
0
_ok_do_ru
Çok Doğru
0
kat_l_yorum
Katılıyorum
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
_zg_n
Üzgün
İki kardeşin açtığı müzede yok yok
Giriş Yap

Balıkesir Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!