CHP’de değişim başka bir bahara… Değişimsiz değişim!

CHP’de kurultay takvimi çerçevesinde 10 Eylül’de son bulacak ilçe kongreleri tüm hızıyla devam ediyor. İlçe kongrelerinden sonra 16 Eylül-15 Ekim tarihlerinde il kongreleri ve ‘duruma’ göre PM (Parti Meclisinin) belirleyeceği tarihte, yerel seçimlerden önce veya yerel seçimlerden sonra kurultay yapılacak.

 

Tarihi 14/28 Mayıs seçimlerinin kaybının hemen ardından başlayan ‘değişim’ talepleri sönümlenmiş gözüküyor. Çünkü ‘değişimin adı yok, sahibi yok, ideolojisi yok, yol haritası yok’ şimdilik havada kalan, ne olduğu anlaşılmayan sahipsiz ‘değişim’ talepleri var.

Değişimin bir miktarı ‘’kabul’’ ile gelir bir kısmı da ‘’cesaret’’ ile…

Yakından izlediğimiz kongre süreçlerinde ve katıldığımız İlimiz Balıkesir Merkez/Altıeylül, Karesi ve Edremit ilçe kongrelerinde gördüğümüz tablo CHP tabanı ‘şaşkın ve kararsız’. Şaşkın; üst yönetimden gelen anlayışa bağlı olarak seçimlerin kayıp mı yoksa kazanç mı olduğuna karar veremiyor! CHP’nin ittifaklar dahil üzerine düşeni yaptığını, özellikle genel başkanın çok çalıştığını, iktidarın devlet olanaklarını sınırsız kullandığını, devletin tüm imkanlarının seferber edilmesiyle; seçimlerin ‘haksız ve hukuksuz’ bir biçimde gasp edildiğini düşünerek iktidarın ‘meşruiyetini’ sorguluyor!

Şaşkın; sanki daha önce Erdoğan’ın karşısında yüzde 48’lik bir karşıt blok yokmuş gibi ‘yüzde 48 oy başarısı göz ardı’ edilemez diyor! Yüzde 48’lik oy Erdoğan karşıtı bir blok mu yoksa Kılıçdaroğlu’nun sağladığı başarı mı!

Kararsız; ‘değişim’ kaçınılmaz ama nasıl?  Değişimi savunuyor ama birlikte hareket edeceği yapı yok!

Toplumun geniş kesimlerinin düşündüğü gibi düşünen CHP’liler ise kazanılması çok muhtemel seçimlerin ‘öyle veya böyle’ kaybedildiğini, en tepeden başlayacak bir ‘değişim’ olmadan ‘aynı anlayış, aynı politikalar, aynı stratejilerle’ gidilecek yerel seçimlerde yüksek başarı elde etmenin mümkün olmadığını dile getiriyor.

 

Bir başka şaşkınlık ise seçimlerin kaybına yönelik yapılan eleştirilere verilen ‘aşırı duygusal’ tepkilerdir. O tepkileri dile getirenler ‘başarısızlık eleştirilerini’ genel başkanın şahsında kendilerine yönelik ‘kimlik eleştirisi, kimlik itirazı’ gibi algılıyor olmasıdır. Oysa ne en yüksek oyla genel başkan seçilirken ne de bugüne kadar genel başkana kimliği üzerinden herhangi bir eleştiri yapılmamıştır. Ayrıca kendini sol, sosyal demokrat veya asgari demokrat olarak tanımlayan birinin ‘renk, dil, inanç, kimlik ve bölgecilik’ üzerinden siyaset yapması asla kabul edilemez. Ama aynı zamanda en küçük bir eleştiriyi ‘kimliklerine’ bir saldırı olarak görenlerinde; kimliklerini bir üstünlük olarak görmemeli, kimliklerini diğerleri üzerinde baskı aracı olarak dayatmamalıdır.

Yine iktidar aleyhine tüm olumsuz şartlar ortadayken ve muhalefet lehine tüm şartlar oluşmuşken kaybedilen seçimler sonrası seçmende oluşan umutsuzluk, çaresizlik ve gelecek kaygıları bilindiği halde; seçmende umutsuzluk, sandığa küsme yok deniyor. Oysa bunu iddia edenlerde yüksek iktidar beklentilerinin hayal kırıklığıyla sonuçlanmasından sonra kitlelerin umutsuzluğa düştüğünün farkında!

Var olan tabloda gözüken o ki CHP’de beklenen köklü bir değişim başka bir bahara! Değişimsiz değişimle, son on yılda üç kez yapılan ama bir türlü uygulanmayan tüzük değişiklikleri, daha önce yüzlerce kadro yenilenmeleri yapıldığı gibi yapılarak. Yine her seçimin olduğu gibi bu tarihi yerel seçimlere de bugüne kadar izlenen stratejiler çerçevesinde gidilecek.

 

14/28 Mayıs seçimlerine, 2019 yerel seçimlerinde kazanılan 11 büyükşehir belediye seçimlerinin moral üstünlüğüyle gidilmiş ve özellikle İstanbul’un kazanılmasıyla Erdoğan’ın artık seçim kaybetmeye başladığı, düşüş trendine girdiği iddia edilmişti…

Şimdi ise çok yüksek moral üstünlüğüne ve muhalefet lehine oluşan şartlara rağmen kaybedilen ve aynı zamanda en zor durumda iken bile seçimleri kazanmış iktidara karşı seçimlere gidilecek.

Aslında can alıcı soru şu, seçim kaybının sebebi olarak sunulan iktidarın eşitsiz, haksız, hukuksuz bir biçimde kullandığı devlet olanaklarını kullanmasının önüne nasıl geçilecek? Nasıl bir önlem veya tedbir alınacak? Yoksa iktidar olanaklarının bu yerel seçimlerde kullanılmayacağı mı düşünülüyor!

İttifak partilerine verilen milletvekilliklerinin doğruluğu savunulurken, seçimlere her partinin ayrı girmesini savunan ittifak ortakları ‘kutsal ittifak’ da tekrar bir araya gelecek mi?

Exit mobile version