Bahçelievler Mahallesi’ne kadın eli değdi

Mahallenin Muhtarları dizisinin 2’inci konuğu Bahçelievler Mahallesi Muhtarı Dilek Ünal. Muhtar Ünal, Muhtarlığın Devletin kılcal damarları, devletin en küçük resmi kurumu olduğunu söylüyor. Mahalle sakinlerinden gelen şikayetlerin başında Suriyeliler ve diğer sığınmacıların olduğunu vurguluyor. En büyük yakınmanın Bahçelievler Mahallesinin göbeğinde uyuşturucu hap satılması olduğunu kaydediyor. Muhtar Ünal, teknolojiyi de iyi kullanıyor. Muhtar olur olmaz, Mahalleli ile WhatsApp grubu oluşturdu, İnstagram hesabı açtı. Halkın sorunlarını en hızlı bu kanallardan öğrenip, çözümü en kısa zamanda bulmayı planlıyor.

dilek-ünal-bahçelievler-mahallesi-muhtarı

Hilmi DUYAR /POLİTİKA

 

Mahallenin Muhtarları dizisinin 2’inci konuğu Bahçelievler Mahallesi Muhtarı Dilek Ünal. Muhtar Ünal, Muhtarlığın Devletin kılcal damarları, devletin en küçük resmi kurumu olduğunu söylüyor. Mahalle sakinlerinden gelen şikayetlerin başında Suriyeliler ve diğer sığınmacıların olduğunu vurguluyor. En büyük yakınmanın Bahçelievler Mahallesinin göbeğinde uyuşturucu hap satılması olduğunu kaydediyor. Muhtar Ünal, teknolojiyi de iyi kullanıyor. Muhtar olur olmaz, Mahalleli ile WhatsApp grubu oluşturdu, İnstagram hesabı açtı. Halkın sorunlarını en hızlı bu kanallardan öğrenip, çözümü en kısa zamanda bulmayı planlıyor.

 

 

 

Dilek Ünal kimdir?

Doğma büyüme Balıkesirliyim. Çocukluğum Karesi Türbesi’nin çevresinde geçti. Efe Sokak’ta oturuyorduk. Seksenli yılların çocuklarıydık. O dönemde evlerin kapıları hiç kilitlenmezdi. Sokaklarda koşturarak büyüdük. Komşuluk ilişkilerimiz bambaşkaydı. Herkes birbirinin yardımına koşardı. Şimdi insanlar birbirlerine, “Bir telefon kadar yakınım diyor” ama her şeyden de bir o kadar uzak oluyor. Ben Bahçelievler Mahallesini, çocukluğumun yaşandığı yılların mahalle kültürüne döndürmek istiyorum. İlkokulu Ali Şuuri’de okudum, Balıkesir Lisesi’nden Mezun oldum. Küçük yaşta evlendim. 31 yaşında oğlum, 17 yaşında kızım var. Çocuklarımı büyüttükten sonra Siyaset Bilimi okumaya başladım. Derneklerde aktif olarak çalıştım. Siyasetin içerisinde saha kültürü edindim. Kadın platformlarında, şehre vefa, TÜKODER gibi pek çok dernekte aktif rol oynadım. Yıllar sonra İngilizce kursuna başladım. Şu an Altıeylül İlçesi’nin Bahçelievler Mahallesi muhtarıyım.

 

 

Bahçelievler Mahallesi’nde kaç muhtar adayı vardı? Kazanmayı nasıl bir seçim çalışmasına borçlusunuz?

Bahçelievler Mahallesi’nde 6 Muhtar adayı vardı. Ben reklam ajanslarında ve derneklerde çalıştığımdan insanlarla ilişkilerim çok iyidir. Muhtarlık aklımda bile yoktu. Arkadaşlarım, yakın çevrem, sürekli muhtar olmamı öneriyordu. “Senin diyalogların iyi tuttuğunu koparıyorsun. Muhtar olsan neler yaparsın” diye telkinde bulunuyorlardı. Önceleri hiç umursamadım. Muhtar olmamı önerenlerin sayısı artınca, neden olmasın? Diye düşünmeye başladım. “Keşke” dememek için muhtar adayı olmaya, seçime girmeye karar verdim. Mahallemizde 41 binin üzerinde nüfus, 32 binin üzerinde seçmen var. Aslında nüfusumuz daha fazla, ikametleri köylerde olup Bahçelievler Mahallesinde oturan sakinlerimiz var.

Onlarla birlikte Bahçelievler Mahallesi’nde 50 bin civarında nüfus var. Yeni yılın ardından seçim çalışmalarına başladım. Önce dernekleri, okulları dolaştım. Sonra, sokak sokak, apartman apartman her kapının zilini çaldım. Muhtar adayı olduğumu söyleyip, sorunlarını, sıkıntılarını, beklentilerini sordum. Halkımızı dinledim. Mahalleye bir kadın eli değmesi gerektiğini, değişimin şart olduğunu söyledim. Sanayi bölgesindeki insanlar ayrı mahallelerde otursalar bile onlara ulaştım, yapmak istediklerimi söyledim. Muhtarlık yolculuğumda en büyük yardımcım ve destekçim eşim oldu. İlk başlarda olmaz, yorulursun, diyen eşim seçim çalışmalarım sırasında, sabah kahvaltımı hazırlayıp beni uyandırdı, yemeğimi yaptı, sabahın kör karanlığında kalkıp afişlerimi astı. Sonuçta halkımızın teveccühü ile seçildim.

 

 

 

Muhtar olmayı aklınıza koyduğunuzda özel bir nedeniniz var mıydı?

Çocukluğumda yaşadığım mahalle kültürünü geri getirmek istiyorum. İnsanlar aynı apartmanda oturuyorlar ama birbirlerini tanımıyorlar. İnsanlar aynı mahallede oturuyor ama birbirlerine selam bile vermiyorlar.  Çocukluğumda mahallemizde hırsızlık, ursuzluk olmazdı. Herkes birbirine yardımcı olmaya çalışır, birbirine güvenirdi. Anneler bir yere gidecekleri zaman çocuklarını komşularına emanet ederdi. Ben muhtarlığı eski mahalle kültürümüze geri dönelim, birbirimizden haberimiz olsun, apartmanımızda, yanımızda, kim oturuyor? Tanıyalım, komşuluk ilişkileri gelişsin diye yapmağa karar verdim. Muhtarlığı ofis olarak kullanmak istemiyorum. Halkla birlikte çözüm üretmek için buraya geldim. Seçim çalışmaları esnasında gezerken, muhtarlıkların, önemsiz, işlevsel değil, kaldırılması gereken bir kurum gibi algılanmaya başladığına tanık oldum.

“Yıllardır muhtarlığa gitmiyoruz, bütün işlerimizi e-devlet üzerinden yapıyoruz” diyenler vardı. Fakat mahallemde halen e postası olmayan, e devlet şifresi almayan binlerce vatandaşın olduğunu öğrendim. Ben bu işe karar verdiğimde, gidip kadın muhtarlarla oturdum, istişare ettim. Muhtarlık nedir, ne değildir? Diye sordum. Neler yapıyorsunuz? Halkın beklentileri nedir? Diye sorduğumda bana, “İnsanları çok seveceksin, her şeyden önce ihtiyaç sahiplerini belirleyeceksin” dediler. Muhtarların iş yükü azalmış gibi gözükse de biz, devletle, belediyeler arasında köprü kuruyoruz. Muhtarlıklar devletimizin kılcal damarlarıdır. Halkımızın nabzını tutar, belediyeyle yurttaş arasında aracı olur. Muhtarlıkları devletin en küçük kurumu gibi düşünün.

En küçük kılcal damarınıza bir şey olursa, organlarınızda bir şeyler aksar. Muhtarlıklar da devletin en küçük resmi kurumudur. Cumhuriyet Kadınları Derneği işbirliğiyle kadın muhtarlar ve kadın muhtar adaylarına bir sertifika programı yapıldı. Konuşmacı olarak katılan öğretim üyeleri,  “Seçimleri kazanın ya da kazanmayın; sizin bu yolculuğa çıkmış olmanız kız çocuklarına hatta erkek çocuklarına bile çok büyük örnek olacak. Yaptığınız, kadınlarımızın her alanda daha çok aktif olması, hizmet vermesi için yapılan kelebeklerin kanat çırpması sonrasında fırtınalar kopartması gibi” dediler. Bu beni çok duygulandırdı, gururlandırdı. 2 günlük seminerde insanlarla nasıl ilişkide olmamız gerektiği, nasıl davranmamız gerektiği ile ilgili bilgiler verdiler.

 

 

 

Halk sizi tercih edip muhtar seçti. Seçim çalışmalarında verdiğiniz sözler neydi? Neler yapmak istiyorsunuz?

Eski muhtarımız mahallenin ilk kurulduğu yıllarda nüfusu 4-5 bin kişiyken seçilmiş ve 7 dönem muhtarlık yapmış.  Sadece muhtarlık için değil, her nerede olursa olsun 2-3 dönemden sonra bir sirkülasyon olması gerekir. Çünkü bir mental yorgunluk oluyor. Devlet dairelerinde bile en fazla 25-30 yıl çalıştırıyorlar. Belki bu muhtarlık kanunlarının revize edilmesini gerekiyor. Ya da yaş sınırlaması getirilmesi gerekiyor. 32 yıldır Bahçelievler Mahallesinde oturuyorum. Sokaklarımızda gezerken, sürekli beklentileriniz, sıkıntılarınız nedir? Diye sorduk,  notlarımızı aldık. Genelde hep altyapı probleminden bahsedildi. Yağmur yağdığında bazı yerlerde bodrum katları su basıyor.

Arka sokakların çok iyi temizlenmediği söylendi. Vatandaş Beyaz Masaya sorunları ilettiklerini defalarca aradıklarını söyledi. Kimileri konuyla ilgili muhtarlığa uğramadıklarını belirtti. Ben de muhtarlıkların amacının halkın istekleri ve dilekleri doğrultusunda çözüm üretmek, aracılık yapmak olduğunu belirttim. Muhtarlığın bir bütçesi yok bizler aracıyız. Muhtarlık Osmanlı’dan gelen kadim bir kurum. Devletin ilk kapısı gibi düşünün. Bir muhtar telefon kaldırdığında işler çok daha hızlı çözülüyor. Bütün bilgileri topluyoruz, süzgeçten geçirip bildiriyoruz.

Belediyeler de hizmet vermek için ellerinden geleni yapacaklar. Beni kutlamağa muhtar oldum ama 2 gözüm 2 kulağım var. 8 azamın da, 2 gözü2 kulağı var. Nüfusu pek çok ilçeden yüksek olan, yaklaşık 50 bin nüfuslu mahallenin her yerine kısa zamanda yetişemeyiz diyerek, Her sokakta 2-3 duyarlı yurttaşımız ile Bahçelievler Mahallesi Gönüllüler WhatsApp grubu kurmak istediğimi,  gözüm, kulağım olmalarını önerdim.  Sokaklarda ne oluyor, ne bitiyor, kimin neye ihtiyacı var, fotoğraflayın, video çekin bana özelden ya da WhatsApp grubumuzla paylaşmalarını istedim. 268 kişilik bir grubumuz oldu. Bu gruptan gelen fotoğraflı, görüntülü sorunlar, istekler ilgili kurum ve kuruluşlara bildirilecek. Ayrıca Bahçelievler Mahallesi Muhtarlığı adına İnstagram hesabı açtım ve vatandaşları bu hesaptan bilgilendirmeye başladım. Mahalle sakinlerimizle sürekli iletişim halinde olacağız ve kısa sürede çözüm üreteceğiz. İşe gereksinimi olan bir yaşlı kadınımızı, İnstagram hesabı sayesinde iş sahibi yaptık, bir hayra vesile olduk. Daha seçim sürecindeyken bir fırıncı büyüğümüz ile askıda ekmek sistemini başlattık. İhtiyaç sahiplerine ekmek gönderiyor.

Bahçelievler Mahallesi çok kozmopolit.  Çok beyaz yakalı, çok zengini olduğu gibi bir o kadar ihtiyaç sahibi de var. Çünkü sahada gezerken, sokak sokak, kapı kapı dolaştığınızda o insanları görüyorsunuz. Vatandaşlarımız gelip gittikçe destek oluyor. 20-30 ekmek ile başladık. Üniversite öğrencilerine de sahip çıkmak istiyorum. Bizim için küçük gibi görünebilir ama Üniversite öğrencisi için 2 ekmek, 500-600 lira iyi para. Ufak ufak dokunuşlarla başladık, inşallah sonu dalga dalga gelir.

 

 

 

Mazbatayı aldığınız günden bu yana mahalle sakinlerinden en çok hangi şikayeti aldınız?

Asayiş olayları ile ilgili şikayetler var. Bahçelievler Mahallesinin göbeğinde haplar, uyuşturucular satıldığına dair duyumlar aldım. Mahalledeki park ve bahçelere kameralar isteyeceğim. Halkımız Suriyelilerden çok rahatsız. Özellikle Atatürk Parkı’nda toplu halde gezdikleri, yüksek sesle konuştukları insanları rahatsız ettikleri konusunda yakınmalar var. Vatandaş çocuklarını Atatürk Parkı’na götüremediklerini, Suriyelilere veya Afganlıların grup halinde gezmelerinden bıktıklarını belirtiyor. İnsanımız, 1-2 çocuk büyütelim tüm olanaklarımızı onlar için sağlayalım eğitimi ona göre alsın derken, sığınmacıların boy boy 5-6 çocukları var.  Bunlar bizim misafirimiz ama kültürleri bizimle çok farklı. Pervasızlar, saygısızlar. Demografik yapımız bozuluyor.

 

 

 

Çiçeği burnunda muhtardan uyarı:

Dilek Ünal, başından geçen bir olayı anlattıktan sonra özellikle yeni muhtarlara uyarıda bulundu. “Cep telefonundan arayan bir şahıs, kendisini Balıkesir Su Kanalizasyon İdaresi’nde(BASKİ) müdür yardımcısı, kontrolör olarak tanıttı. Mahallede ihtiyacı olan, işe girmek isteyenlerin telefonlarını almak istedi. Ayrıca sağlık raporu konusunda kendisinin yardımcı olacağını söyleyerek, İstanbul’da özel bir hastane adı verdi. Devlet hastanelerinde raporların geç verildiğini ve uzun sürdüğünü anlattı. Şüphe üzerine BASKİ’yi aradım işçi almadıklarını öğrendim. Daha sonra şahıs tekrar aradığında, BASKİ’de işçi aranmadığını neden yalan söylediğini sorduğumda, kendisinin BASKİ demediğini, Devlet Su işleri (DSİ) dediğini belirterek, işi geçiştirmeye çalıştı. DSİ’den de işçi alınmadığını öğrenince durumu polise bildirdim. Muhtarlarımız bu konuda dikkatli olmalı”

Exit mobile version