BALKENT ESKİ ŞEHRİ YAŞATMAK PROJESİ (1993-2002)

YILMAZ SİMAV / Balıkesir Belediyesi eski Başkan Yrd.

 

Bu projenin alt yapısını oluşturan çeşitli yazılarım var. Gazetemizin 15 Haziran 1993 tarihli sayısında Kültür Kirliliği başlıklı yazımdan alıntı yapalım:

KÜLTÜR KİRLİLİĞİ

Kültür mirasımızı oluşturan anıt yapılarımızla sivil mimari örneği eserlerimizin bakım ve onarımlarının yapılmaması, koruma altına alınmayarak yitirilmesine göz yumulması, amacı dışında ya da yanlış kullanılması, aslına sadık kalınmayarak değişikliklere uğratılması, yanlış restore edilmesi gibi olgular Kültür Kirlenmesi sayılmaktadır. [Yıldırım Külliyesindeki, çeşmesindeki, Zağnos Paşa Camiindeki, anormallikler] Her ne kadar yazımızın başlığı Kültür Kirliliği ise de olan bitenleri göz önüne getirdiğimizde bütün bunlara Kültür Kaybı, kültür dağınıklığı, kültür savurganlığı da diyebiliriz.

Gazetemizin 2 Temmuz 1993 tarihli Tarihi Eserlerin Onarımı başlıklı yazımdan alıntı yapalım:

TARİHİ ESERLERİN ONARIMI

Tarihi eserlerin onarımında, yenilenmesinde, restore edilmesinde tutulan yol endişe vericidir. Çağı uygulama, tarihi eseri kendisine yabancılaştıracak şekilde olup adeta eseri modernize etmektir. Onarımlarda, elverdiğince aslındaki malzemenin kullanılması esas olmalıdır. Kiremitler çok önemli oluyor, yapının eskiye ait olduğunu hemen ortaya koyuyor. [Tuğlaları da öyle. Karaoğlan’da Pazar alanındaki kubbeli çeşmenin orijinal tuğlaları pek haraptır. Ne durumdadır? Acil !]

Keza 24 Aralık 1993 tarihli Eski Kentten Bir Parça Saklamak başlıklı yazımdan alıntı yapalım:

ESKİ KENTTEN BİR PARÇA SAKLAMAK

Eski şehir göreceli olarak gittikçe küçülüyor. Yarınlarda, eski şehir nasıldı, ne gibi özellikleri vardı Balıkesir’in diye merak edecek, torunlarımıza ve gezginlere ESKİ KENTTEN hiç değilse BİR PARÇA BIRAKMAMIZ gerekmez mi? Gerçekten bu tür yapıları bünyesinde barındıran mahalleler giderek yenileniyor. Tarihi yapıların tespitini sadece SİT uygulamalarına bırakmamak, kent olarak özel çalışmalar yapmak zorundayız. Gösterebileceğimiz belli bir bölge ve sokak kalmayacaktır elimizde. Oysa SİT uygulamaları çerçevesinde BİR  MINTIKA veya SOKAĞIN olduğu gibi KORUNMASI gerekirdi. KARAKTERİ BOZULMAMIŞ SOKAKLAR UYGULAMASI olarak OLMADI. Şimdi bizim kent olarak gerekiyor. ÖRNEĞİN KARAOĞLAN’DA çarşıdan girişte İĞNECİ SOKAK Karaoğlan Camii eğrisinden PAZARTESİ PAZARI-SALIKAVDAN SOKAK İLE ÇEVRİLİ ALAN stratejik bir alandır. Pazar meydanından güneye doğru Ulus sokağa [Fotoğraf Müzesi sokağı] dolanan çizgi içindeki bölüm genişletilebilir. ÇATAL SOKAK da [Paşa Hamamı karşısı] uygundur. Yapı sahiplerine de kolaylık gösterilmelidir. YEKER Kİ, eski kentten biir parça saklamak için KARARLILIĞIMIZ olsun.

KARAKTERİ Korunacak Sokak başlıklı yazımdan da kısa bir alıntı yapalım:

KARAKTERİ KORUNACAK SOKAK

Kültür mirasımızı oluşturan eserlerimizi, mekanlarımızı, sokaklarımızı bulup gün yüzüne çıkarmak için çaba göstermek zorundayız. Oysa SİT uygulamaları kapsamında bu yapılabilirdi. KARAKTERİ AZ VEYA ÇOK KORUNMUŞ mıntıka ve sokaklara Kent ve Belediye olarak sahip çıkmamız halinde KARAKTERİ KORUNACAK SOKAK uygulamasına geçilecektir.

11 Şubat 1994 tarihli Karakteri Bozulmamış Sokak-Karesi Evi başlıklı yazımdan alıntı yapalım:

KARAKTERİ BOZULMAMIŞ SOKAK-KARESİ EVİ

Tarihi yapıların bulunduğu, ÖZELLİKLER GÖSTEREN bir mıntıka veya sokağın OLDUĞU GİBİ, biri bütün olarak korunmasını önermekteyim. Paşa Camii karşısı, Karaoğlan Mahallesi’nin İğneci Sokaktan [İsim eski İğneci Medresesinden gelmektedir] Karaoğlan Camii altından çarşıya [Meyhane Boğazına doğru] uzanan Balıkavdan sokağı hatta az ötedeki Ulus sokağı, Karakteri Bozulmamış Sokak olarak nasıl koruma altına alabiliriz? Uygulamanın öncelikle mal sahibine ekonomik fayda getirmesi, bunun için de sokağın (kısmen) ticari alan avantajlarından faydalandırılması düşünülmelidir. Binaların alt katlarının –olduğunca- dükkan olarak kullanılmasına imkan verilmelidir. [Yenileme yerine özelliği korunarak] Binalar restore edilebilmelidir. Evlerden birisi özel olarak KARESİ EVİ tarzında düzenlenecektir. [Kazım Özalp caddesi üzerindeki ESKİ BARO BİNASI olabilir. Bu cadde esasen bu iş için öteden beri ilk akla gelen caddedir.] Karesi Evinin iç bölümlerinde ESKİ YAŞAMI CANLANDIRAN uygulamalar yapılabilir. Misafir odası, mutfak, sofa, yatak odaları, avlu; bu güne kadarki değişiklikleri ortaya koyacak şekilde tefriş edilecektir. Bu ünitelerden birisini, mesela MUTFAĞI ele alalım. Isı temini (ocak) hangi evrelerden geçmiştir. Odun ateşi, mangal, maltız, pompalı gaz ocağı, fitilli gaz ocağı [Balıkesirli Mustafa Özütürk ustanın, sanayicinin imalatı MO-BAL marka] nihayet bütangaz ocağı. Aydınlatma da benzer şekilde. Ayrıntıya girersek çok şeyler düşünülüp bulunabilir. Böylece kentimiz bir YAŞAMBİÇİMİ MÜZESİ kazanmış olur. Karakteri Bozulmamış Sokaklar da bir bakıma müzedir. Tarihi yapı örgüsü olmayan şehrimizin eski bölümlerini MÜZE-KENT olarak canlandıramayacağımıza göre, sokaklarla yetineceğiz gibi geliyor bana.

Gazetemizin 6 Nisan 2002 tarihli Eski Kenti Yaşatmak başlığı ile yayınlanan yazımdan alıntı yapıyorum:

BALKENT ESKİ KENTİ YAŞATMAK PROJESİ (1993/2002)

Eski kenti insanları ile birlikte yaşatmak değil elbette konumuz. Amacımız; eski eski kenti, eski kentin bir parçasını; özellikle karakteri bozulmamış sokaklarını, tescilli tarihi yapılarını, hatta tescilsiz ancak tarihi değeri olan yapılarını, sivil mimari örneklerini koruma altına almak, aslına sadık kalarak restore edip kalıcılıklarını sağlamaktır. Böylece kültür mirası ortaya çıkartılarak gelecek kuşaklara aktarılacaktır.

SİT UYGULAMALARI YANLIŞ OLMUŞTUR

Aslında SİT uygulamaları koruyucu bir araçtır. SİT,stratejik olarak korunan, emniyet altına alınan mıntıka anlamına gelmeektedir. Ama tam bir facia yaşandı şehrimizde. Tarihi binaların tespiti ve ardından tescili gerekmeyenlerin ayrılması uzun sürdüğü gibi, genel SİT’in kaldırılmasından sonra da bu defa tescilli eserlerin ÇEVRE KORUMA PLANLARI istendi. Bu uzamalarda OLANLAR OLDU. Tescil dışı kalan fakat SOKAKLARA KARAKTER VEREN binalar, önce dışlandı, tamir dahi edilemeyecekleri için sahipler tarafından terk edildi. Ardından da kimisi yıkıldı ve çöktü. Kalanlar da ekonomik değerini kaybetti. SİT uygulamasının kalkmasıyla gözden düşen yapılar tasfiye edildi. Yerlerine yenileri yapıldı. Süreç, şimdilerde de devam etmektedir. Eski sokaklara karakter vermekte olan yapılar vaktinde tamir edilebilseydi durum çok daha değişik olurdu. Ayakta kalabilecek yapılarbirer birer elden çıkmazdı.

TESCİLLİ TARİHİ YAPILAR

Belirttiğim genel kayıplar yanında tescilli yapılarda da durum iyi değildir. Onlarda o yolun yolcusudur. Kentimizdeki SİT uygulamalarında; “karakteri BOZULMAMIŞ korunması gerekene sokak” belirlemesi yoluna gidilmemesi büyük biir eksikliktir.

TARİHİ İKİ BİNA

Daha önceleri ne yazık ki Özel İdare kaynakları harekete geçirilememiştir. Karakteri Bozulmamış Sokak uygulaması tam anlamı ile gerçekleştirilemeyeceğine göre, hiç değilse TESCİLLİ YAPILARIN KURTARILMASI zaruridir. Bu konuda, Vali ACUN ile bir şans yakalanmıştır. Onun öngörüsü ve özel çabası ile iki tarihi tescilli yapı, bedelleri tamamen Özel İdare bütçesinden ödenerek satın alınmıştır. Üstelik acil onarımları da hemenbaşlatılmıştır. Bu yapılardan PAŞA KONAĞI, ETNAĞRAFYA MÜZESİ olarak; İplikçilerin SÜTUNLU KONAK ise SANAT MÜZESİ olarak hazırlanacaktır.

YAŞANACAK TARİHİ MEKAN

Saat Kulesinden başlayıp Özalp caddesi boyunca uzanan Sütunlu Konak önünden geçen ve Ulus’taki bahçeli taş binaya ulaşan ve çatal olarak Perşembe Pazarı (Bugünkü Pazartesi Pazarı) yönünde (Balıkavdan Sokak devamı) ilerleyen, Pazar yerindeki KUBBELİ ÇEŞME ve onun alt tarafındaki canlandırılması yapılmış eve varan; Zağnos Paşa Camii’nden 103 yıl kıdemli olan KARAOĞLAN CAMİİ ve onun üst tarafındaki CAMİ ÇEŞMESİNE uzanan çizgilerle çevrili ALAN; 24.12.1993 tarihli ESKİ KENTE ilişkin yazımda sözünü ettiğim gibi KORUNARAK SAKLANMASI gerekli düzenlemeler, sağlıklaştırmaları yapılarak YAŞANACAK TARİHİ MEKAN haline getirilmesi özlem ve dileğimdir.

Exit mobile version