“DALYAN’DAKİ DURUM DOĞAYA VE KAMU HAKKINA SAYGISIZLIK” Tescili yapılmayan ve baskı altında olan bu türden sulak alanlardan birisi de bizim yaşam alanımızda. Edremit ile Burhaniye ilçeleri arasında kalan ve Kazdağları ekosisteminin denizle birleştiği bölgeyi tanımlayan Akçay Sulak Alanı veya bilinen diğer ismiyle Dalyan, geçmiş yıllardaki görkeminden uzaklaşmış olsa da, elimizde kalan son doğal miras olma özelliğini halen koruyor. Binlerce yıl boyunca, dağ ile deniz arasında yer alan su ortamındaki kucaklaşmayı, doğal dengeyi de koruyarak makul bir şekilde sağlamış bu alan. Ancak 1960’lı yıllardan itibaren artan insan baskısı ile bu doğal denge her sene biraz daha bozularak, günümüzde neredeyse ortadan kaldırılacak hale gelmiş durumda. Ne yazık ki, son yıllarda bir tarafından Balıkesir Büyükşehir Belediyesi eliyle satılmak, diğer tarafından da Edremit Belediyesi tarafından imar izinleri verilmek suretiyle, Dalyan’ın sonu hazırlanıyor. Bu son sulak alanlar, insafsızca yöntemlerle doldurarak, suya ve toprağa aykırı uygulamalara tabi tutarak, her gün yeni bir yapılaşma girişimine konu edilerek yok edilmeden de bu iştah bitmeyecek gibi duruyor. Üstelik ne deprem olgusu, ne zeminin yapısı, ne de denizdeki balçık artışı dikkate alınmıyor. Derelerin bile kirletici kaynaklardan temelli kurtarılmaları yerine, dip temizlikleri yapılıyor sadece. Bütün bunlar için çok büyük kaynaklar da harcanıyor ama ortada herkesin anlayacağı bir müşterek plan bile yok halen. “Şuraya bugün bunu koyalım, yarın da şunu satalım” diyerek yönetilemez Dalyan. Bunun adı duyarsızlıktır, doğaya ve kamu hakkına saygısızlıktır. Nitekim bu şekilde atılan bütün adımlar tıkanıyor, kent ve geleceği için belirsizlik haline geliyor, doğa daha da kirletiliyor, çözümler iyice ulaşılamaz hale getiriliyor, haliyle hukuka başvurular da giderek artıyor. O nedenle, yaşam alanımızdaki sulak alanlara bütün bunları reva görenleri bu 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü’nde şiddetle kınıyoruz. Hem bugün ve hem de yarın, kente karşı suç işleyenlerden, doğal değerlerimizi korumak yerine kazanca tahvil etmeye koşanlardan, sulak alanları akılcı yönetemeyenlerden mutlaka hesap soracağımızı bir kez daha duyuruyoruz.”