ZİNCİRLİ, ASMA KİLİTLİ DEMOKRASİ
GELELİM CHP’NİN MUHALEFET TARZINA
Kemal Kılıçdaroğlu 128 milyar dolar süreciyle birlikte Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu ziyaretiyle proaktif bir siyaset sürecini başlattı. MB ziyareti sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘bakın Merkez Bankası size randevu verip görüştüğüne göre demek ki bağımsızmış’ açıklamalarından randevunun Erdoğan’ın bilgisi dahilinde olduğu anlaşıldı. Kılılçdaroğlu’nun ekibiyle birlikte yaptığı MB Kavcıoğlu ziyareti kamuoyunda ciddi karşılık buldu, ses getirdi.
Merkez Bankası ziyaretinin yankıları Erdoğan’ı tedirgin etmiş olmalı ki; TÜİK başkanı ve Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer Kılıçdaroğlu’nun randevularına olumlu yanıt vermediler.
Kılıçdaroğlu enflasyon rakamlarının güvenilmezliğinden yola çıkarak TÜİK’ten randevu istedi, randevu verilmeyince zincirli asma kilitli TÜİK kapısı önünde kamuoyuna açıklamalar yaptı. İktidar destekçileri Kılıçdaroğlu’nun TÜİK ziyaretini eleştirdi, TÜİK başkanı sizin muhatabınız değil varsa sorularınız bağlı olan bakanlıkla görüşmelisiniz, bürokrasi siyasilerin muhatabı olmamalı dediler.
Muhatabınız bürokrat değil, bakan dendi; bakan da muhatap kabul edip randevu vermedi.
Yazılı sınavlarda çok yüksek notlar alıp, sözlü mülakatlarda düşük notlarla hak kaybı yaşayan öğretmen adaylarının haklarını aramak için Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’den randevu istedi. İstenen randevu verilmeyince bakanlığa gideceğine dair tweet attı ertesi günde ekibiyle Milli Eğitim Bakanlığı’na gittiğinde yine kapıların asma kilitli zincirli olduğunu gördü. Kapı önünde sözlü sınavla elenen öğretmen adaylarının sorunlarını kamuoyuna anlattı.
Asgari demokratik kuralların uygulandığı ülkede bu sahneler asla yaşanmamalı. Bakanlar ve bürokrasi tüm siyasi parti genel başkanları ve tüm milletvekillerine randevu vermeleri gerekmektedir.
Ve fakat CHP Genel Başkanının bu siyaset yapma şekli toplum tarafından yeterince anlaşılmayabilir. İstediği kurumlara giremeyen, kapılardan çevrilen siyasetçi pozisyonuna düşme ihtimali yüksektir. Devletin ‘ceberut’ uygulamaları karşısında mağduriyet yaşayan çevreler devlet karşısında çaresiz kalan siyasetçiyi kendi sorununu çözmekte aciz kalacak siyasetçi olarak görür. Kendi sorununu çözemeyen, bakanların ve bürokrasinin muhatap almadığı siyasetçinin kendi sorunlarını çözemeyeceğini düşünür.
Normal siyasi bürokratik iletişim görgü kurallarına göre istenen randevulara geri dönüş yapmayan veya olumsuz dönüş yapan bakan, bakanlık, bürokrasinin topluma deşifre edilmesi, kurumlara giremeyen, bakanların randevu vermediği genel başkan görüntüsü verilmemesi, toplumda daha geniş kabul görecektir.