HAYKOOP BAŞKANI FARUK ÖZEN: SÜT FİYATI EN AZ 9 LİRA OLMALI

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

S.S. Balıkesir Bölgesi Hayvancılık Kooperatifleri Birliği (HAYKOOP) Başkanı Faruk Özen üreticilerin sorunlarına değinmeye devam ediyor. Tarım Bakanlığı tarafından açıklanan buzağı destekleri, Et ve Süt Kurumu’nun küçükbaş hayvan eti satışındaki yüzde 25’lik indirimi ve süt fiyatlarının güncellenmesi konusunda POLİTİKA’ya konuşan Faruk Özen, sıkıntıların sona erdirilmesi için yapılması gerekenler hakkında bilgiler verdi.

 

Buzağı desteklemelerinde iki buzağı arasındaki 450 gün sınırının kaldırıldığını söyleyen HAYKOOP Başkanı Faruk Özen Et ve Süt Kurumu’nun küçükbaş hayvan etinde uyguladığı yüzde 25’lik indirim hakkında görüşlerini açıkladı. Başkan Özen ayrıca süt fiyatının mutlaka güncellenmesine vurgu yaparak süt fiyatının en az 9 lira olması gerektiğine işaret etti.

 

“BUZAĞI DESTEKLEMESİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILDI”

HAYKOOP Başkanı Faruk Özen ilk olarak buzağı desteklemelerinde yapılan değişiklikle ilgili görüşlerini paylaştı. Özen şunları söyledi:

“Tarım Bakanlığından çiftçinin işletmesinde doğan buzağılara verdiği destekle alakalı bir sıkıntı vardı. 2020 yılında konulan bir kriter tutmadı, 2021 yılında değiştirilmişti. Fakat 2021 yılı için yine aynı kriteri bakanlık koymuştu. Şimdi 4 Ağustos’ta Resmi Gazete’de yayınlanan bir değişiklik tebliğiyle bu kriter kaldırıldı. Yani hayvanının iki buzağı arası 450 gün şartı getirilmişti, bu 450 gün şartı 600 güne çıkarılarak yaklaşık 800 bin adet daha buzağının destek almasının önü açıldı. Bu da üreticinin cebine para girmesi anlamına geliyor ve bu memnuniyetle karşılandı. Zaten bizler de dahil tüm üretici örgütleri bu konunun peşindeydi. Bakanlık değişikliğinden dolayı biraz gecikse de çıktığını memnuniyetle karşıladık. Bundan sonra da buzağı desteklemeyle alakalı böyle bir kriterin konulmayacağı beyan edildi. Ben şahsen sosyal medya hesabımdan üreticilere bu kriterin destek almak için kalktığını ama hayvancılıktan para kazanmak için bu kriterin daha sertini uygulamamız gerektiğini bildirdim. Bu kriterdeki 450 gün şartı dünya ortalamalarının üzerindedir. Dünyada 340 günde bir buzağı alınırken, bizde 480 günde bir buzağı alınıyor. Dolayısıyla bu ciddi olarak üstünde durulması gereken bir sorun olarak görüyoruz. Bu da genellikle besleme kaynaklı sorundur. Üreticilerimiz hayvanlarını doğru besleme konusunda itinalı davranmazsa bu 450 gün kendiliğinden aşağıya doğru inecektir. Yani 10 ay boyunca hayvanını tekrar gebe bırakamamak çok ilginç ve zarardır. O hayvandan o sürede alacağın sütten zarar, alamadığın buzağı zarardır. Bizde bu konuyla ilgili saha eğitimlerine başlayacağız. Üreticilerimizin kazanabileceği, kendi elleriyle kaybettiği bir para var ve buna dikkat çekmek istedik.”

 

“ET VE SÜT KURUMU YÜZDE 25 İNDİRİM YAPTI”

Et ve Süt Kurumu’nun kendi satış noktalarında küçükbaş hayvan etinde uyguladığı yüzde 25’lik indirim hakkında açıklamalarda bulunan Faruk Özen şunları söyledi:

“Et ve Süt Kurumu tarafından yeni alınan bir kararla küçükbaş sektöründe bir hareketlilik yaşanıyor. Bilindiği gibi Et ve Süt Kurumu son yıllarda regülasyon görevine eğildi. İşte bizler sütümüzü satamadığımızda ESK’ya süttozu yaparak veriyoruz. Üreticinin pazarlamadan oluşan mağduriyetini böylelikle gidermiş oluyoruz. Hayvanını satamayan yine ESK’ya kestirerek hayvanını satmış oluyor. Tabi ki ESK tüketiciyi de düşünmekle mükellef olduğu için Kurban Bayramı sonrası elinde kurbanlıkları kalan üreticileri “getirin bütün kurbanlıklarınızı ben alacağım” çağrısında bulundu. Ancak tüketiciye de ucuz et yedirme anlamında yüzde 25 oranında kendi satış fiyatında indirim yaptı. Bu piyasayı ne kadar etkiler? Bence çok fazla etkilemez. Kendi satış reyonlarında uyguladığı bu fiyat elindeki fazlalık kurbanlık hayvanları bu süreç içerisinde değerlendirecektir. Ama diğer yandan da küçükbaşta ihracatla ilgili bir karar alındı. 6 aydan büyük toklu dediğimiz hayvanlar ve erkek kuzusu olanların ESK ile irtibata geçmeleri halinde ihracata gönderebilecek. Bu da dengeyi sağlar diye düşünüyorum. Yoğun olan bölgelerde küçükbaş hayvanın piyasadan bir miktar çekilmesiyle hak ettiği ücretlere gelmesidir. Keza  şu anda hem büyükbaş hem küçükbaşta besilik yapanlar para kazanamıyorlar. Tüketiciye fiyatlar bir yandan pahalı gelirken diğer yandan da yetiştiricinin maliyetlerini göz önünde tuttuğunuzda et üreten işletmeler şu anda süt üretenlere nazaran para kazanma noktasında bir tık daha geride kaldılar.”

 

“SÜT EN AZ 9 LİRA OLMALI”

Süt üreticisinin para kazanması için süt fiyatının mutlaka güncellenmesi gerektiğini söyleyen Faruk Özen şunları dile getirdi;

“Tabi ki geçen ay Gıda Komitesi’nin toplanması bizi heyecanlandırdı. Ancak Gıda Komitesi kış aylarında sebze-meyve fiyatlarının artmaması ve yem fiyatlarının artmamasıyla ilgili tedbirleri görüşerek süt fiyatını konuşmadı. Aslında bugünlerde süt fiyatına en az 1,5 TM zam gelmeli. Üreticinin eline geçecek olan fiyat anlamında 1,5 lira zam gelmeli. Çünkü şu anda açıklanan ve yürürlükteki 7,5 liralık fiyattan üreticinin eline 7 lira gibi bir para geçiyor. Bu 7 liradan kalan para geçimi için üreticiye yetmiyor. Bizler hep yem fiyatlarını söylüyoruz ancak hayvancılık yapan bir ailenin yem gideri yüzde 70’dir. Ancak bu ailenin market, eğitim, ulaşım gideri de var. Bunların yanında kış yaklaşıyor v e kömür fiyatları malum çok yüksek. Dolayısıyla sütümüzü üretiyoruz, satıyoruz, parasını alıyoruz ama elimizde bir şey kalmıyor. Yemciye borcumuzu ödedikten sonra başa baş noktasında bir durum var. Piyasada kabul gören bir yemin kilosu ortalama 6,5 lira, bir kilo süt ise 7 liradır. Yem-süt paritesinin oranı 1,3 olmalıydı ama şu anda 1,08. Dolasıyla paritenin 1,3 seviyesine gelmesi için süt fiyatının 9 lira gibi bir ücrete güncellenmesi gerekiyor ki çiftçi ürettiği sütten elde ettiği gelirle yemin borcunu ödesin, samanını alsın, silajını yapsın kalanıyla da ailesiyle geçimini sağlasın, Birikim yapsın diyemiyoruz. Ancak bunu anlatmakta zorlanıyoruz.

 

“FİYATLAR ARTTIĞINDA BİZ NE YAPTIYSAK TÜKETİCİ DE ONU YAPACAK”

Gıda fiyatlarının artmaması için kendilerine defans uygulandığını dile getiren Faruk Özen, sektörel olarak yaşanan artışlara değindi. Özen şunları kaydetti:

“Devletin üst organlarında görev yapan bürokratlar ve bakanlar, bakan yardımcıları nedense bana göre Cumhurbaşkanımızdan korkuyorlar gibi geliyor. Ete, süte zam konusu gelince ‘sakın’ diyorlar. “Hayır öyle bir şey olamaz, et 110-120 lira olunca biz ne yaparız’ diyorlar. Biz mazot 30 lira olunca ne yaptıysak onu yapacaksınız. Biz yemin çuvalı 370’leri gördüğünde biz ne yaptıysak onu yapacaksınız. Gübrenin çuvalını 650 liraya çiftçi alırken ne yaptıysa tüketici de et 120 lira olunca onu yapacak. Dolayısıyla TÜİK verilerine baktığımızda yıllık üretici fiyat artış oranını yüzde 144 olarak açıkladı. Üretici fiyatları toplam endeksi yüzde 144 olarak artmış. Peki, bunların içinde gıda ürünleri ne kadar artmış? O da yüzde 136 olmuş. Yani tüm üretici fiyat artışlarından bir tık daha; yüzde 8 oranında gıda fiyatları az artmış. Peki, yurt içi üretici fiyat artışı yüzde 144 olurken bunun üzerinde neler var? Kömür yüzde 175 artmış. Dolayısıyla biz bu kömürü tüketmek zorundayız, almak zorundayız. Ham petrol ve doğalgaz fiyatları yüzde 272, enerji yüzde 400 artmış. Gıda sektöründeki artış ortalamanın altında olduğu halde feryat figan bir defans görüyoruz. Bu yanlış ve bu üretimden kaçışı getirir.

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
harika
Harika
0
_ok_do_ru
Çok Doğru
0
kat_l_yorum
Katılıyorum
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
_zg_n
Üzgün
HAYKOOP BAŞKANI FARUK ÖZEN: SÜT FİYATI EN AZ 9 LİRA OLMALI
Giriş Yap

Balıkesir Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!