CHP KARESİ İLÇE KONGRESİNDE İL BAŞKAN ADAYLARI BİRBİRİNE LAF SOKTU

CHP KARESİ İLÇE KONGRESİNDE İKİ KADIN ADAYDAN ÇOK İL BAŞKAN ADAYLARI YARIŞIYOR GİBİYDİ

 

 

ÖMÜR BOYUER VE ENDER BİÇKİ DİLEK YALÇIN’I,  SERKAN SARI İSE HÜRMÜZ AVCI’YI DESTEKLEDİ

CHP Karesi İlçe kongresinde Dilek Yalçın ve Hürmüz Avcı’nın listeleri yarıştı. Kazanan Dilek Yalçın oldu. Kongrenin son anına kadar gerek salon içinde gerekse dışarıda son dakika kulis faaliyetleri devam etti. İl Başkan adayları Ömür Boyuer ve Ender Biçki, Dilek Yalçın’dan yana tavır koydu. İl Başkanı Serkan Sarı ise kaybeden aday Hürmüz Avcı’yı destekledi. Dilek Yalçın, Sarı’nın da destek verdiği Avcı’yı sandıkta ikiye katladı. Ancak Karesi İlçe kongresi daha çok İl kongresi havasında geçti. Katılımın yoğun olduğu kongrede Boyuer kısa ve öz konuşmayı tercih etti; “ilkeli birlikteliklerden yanayız, ortak akılla hareket ediyoruz, kişisel pazarlıklar içinde değiliz” dedi. Ender Biçki ve Serkan Sarı ise birbirlerine sert eleştiriler yaptı.

 

 

BİÇKİ 31 MART’IN FATURASINI SARI’YA KESTİ,  SARI 2014’TEKİ SEÇİM SONUCUNU HATIRLATIP LAF SOKTU

CHP eski İl Başkanı ve İl Başkan Adayı Ender Biçki, sevgi ve hoşgörünün önemine vurgu yaptığı sözlerle başladığı konuşmasını, İl Başkanı Serkan Sarı’yı suçlayarak sürdürdü. Biçki, 31 Mart sürecinde CHP’nin Büyükşehir adayının geri çekilmesinin faturasını Sarı’ya kesti, “sizin hiç mi hatanız yok, hiç mi sorumluluğunuz yok, bir ders çıkarmıyor musunuz, özeleştiri yapmıyor musunuz; Balıkesirli’ye beş yıllık bir gecikme zammı ödetiyorsunuz” sözleriyle eleştirdi. Biçki’ye yanıt veren Sarı ise, 2014 yerel seçimlerindeki sonuca dikkat çekti, o dönem Karesi Belediye Başkan Adayı gösterilen Biçki’nin sandıktan üçüncü çıktığını hatırlattı. Sarı, “Karesi’de CHP’yi üçüncü parti yapanlar, yapamadıklarıyla değil yaptıklarımızla gurur duysunlar” dedi.

 

 

 

 

DİLEK YALÇIN ve Hürmüz Avcı’nın yarıştığı CHP Karesi İlçe kongresinde kazanan taraf, mevcut İlçe Başkanı Dilek Yalçın ve ekibi oldu. CHP Karesi İlçe kongresi iki ilçe başkan adayının yarışından çok, Şubat ayında yapılacak İl kongresine hazırlanan üç il başkan adayının yarışı havasında geçti. Burhaniye Belediye Başkanı Ali Kemal Deveciler’in Divan Başkanlığı yaptığı kongrede İl Başkan adaylarına da söz verildi. Ömür Boyuer, kişisel pazarlıklar içinde olmadıklarını söyledi. Boyuer, kendinin etrafında birleşen bir örgüt modeline karşı olduklarını da hatırlattı. İl Başkan adayı Ömür Boyuer partililere şu mesajları verdi:

 

İNANÇLI VE KARARLI BİR ÖRGÜT YAPISI

 

“31 Mart yerel seçimlerine kadar bu ülkede toplum öğrenilmiş çaresizlik içerisindeydi. Yani ne yapılırsa yapılsın AKP iktidarı, bu hükümet alt edilemez anlayışındaydı. Ancak 31 Mart yerel seçimlerinde bu yıkıldı. Halkın tekrar bu ülkenin kurtuluş değerlerine yüzünü döndüğü bir süreci yaşıyoruz. Tabi 31 Mart yerel seçimleri sonrasında değişen bu siyasi atmosferin tabi ki baş mimarı, ittifak cephesini genişleten, liyakat sahibi, doğru adayları halkla buluşturan Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Ancak burada özellikle büyükşehirlerde zaferle çıkılan örgütlere baktığımız zaman; örgütüyle kavga etmeyen, inançlı ve kararlı bir örgüt yapısıyla karşı karşıyayız. Şunu söylemeye çalışıyoruz: Biz yola çıkalı 7 ayı falan geçti. Önümüze şunu koyduk; Balıkesir’de ortak aklı egemen kılabileceğimiz bir gelecek mümkündür dedik. Ben Ömür Boyuer olarak karşınızdayım ancak Ömür Boyuer’in etrafında birleşen bir ekip olarak yol almıyoruz. Bir anlayışın etrafında buluştuk. Yani yüzünü halktan yana, emekten yana dönen, antiemperyalist, yurtsever bir anlayışla bu partinin yönetim kademelerine bu anlayışın gelmesini savunuyoruz. Bu anlayış etrafında birleşen bir ekiple yol alıyoruz. Yani ben değil, biz çıkış noktamız. Ben olayı bir futbol takımına benzetiyorum. Bir futbol takımının kaptanı; yönetimlere gelen il yöneticileridir, ilçe başkanlarıdır, il yönetimidir, il başkanıdır. Fakat takım kaptanı tek başına o sahada koşarsa hiçbir sonuç alamayız. Takımın diğer fertleri, kadın kolları, gençlik kolları, parti üyeleri eğer aynı çabayı göstermez ise o maçı kazanmamız mümkün değil.

 

 

KADINLAR VE GENÇLER PARTİ İÇİ YARIŞTA TARAF OLMAMALI

 Yani ortak aklı hayata geçirebilmenin yolu her bir parti üyesini bu sürece katabilmekten geçiyor. Yani bunu sağlayacak olanlar yönetim kademeleridir. Bu partinin sandık çevresinden genel başkanına kadar olan dikey örgütlenmede iletişim kanallarının açık olması lazım. Bunun dışında kurulacak olan komiteler, gençlik kolları, kadın kolları, komisyonlar da yatay örgütlenmeyle bu ülkenin sendikalarıyla, esnaf odalarıyla, sivil toplum kuruluşlarıyla, demokratik kitle örgütleriyle, vakıflarla, derneklerle ilişki içerisine girmesi lazım ki ancak başarıyı o şekilde sağlayabilelim. Bu ülkenin gençlerine, kadınlarına sahip çıkmamız gerekiyor. Burada her çıkan gençlere, kadınlara değindi ama, gençler ve kadınlar bu parti içi yarışta taraf olmaması lazım. Özellikle gençler size sesleniyorum; Atatürk bu ülkeyi sadece ve sadece gençlere teslim etti, başka hiç bir kesime teslim etmedi. Yüzünüzü burada iç kavgaya ya da iç çekişmelere değil halka ve sokağa dönmemiz lazım. Biz yola çıktık ve bugüne kadar da ilkesel birliktelikten yana hareket ettik. Yani kişisel pazarlıklarla, kişisel pazarlıklar yoluyla bu göreve talip değiliz, ilkesel birliktelikten yanayız. Yoksa kişisel pazarlıklarla bir şeyleri kazanmak kolay olabilir ama sonuçta bunun bedelini hem parti hem ülke öder diyoruz. Son olarak yaşasın onurlu mücadelemiz, yaşasın tam bağımsız Türkiye, yaşasın Cumhuriyet Halk Partisi.”

 

 

 

 

ENDER BİÇKİ, İL BAŞKANI SERKAN SARI’YA YÜKLENDİ

CHP eski İl Başkanı ve Başkan adayı Ender Biçki ise, konuşmasını daha çok Büyükşehir Belediyesi’nin kaybı üzerine kurguladı; kongre salonlarında “beş yıl kaybettik” şeklinde konuşan İl Başkanı Serkan Sarı’ya “bu kayıpta senin hiç mi sorumluluğun yok” diye sordu. Biçki, Mevlana, Hacı Bektaş Veli ve Yunus Emre’nin sevgi ve hoşgörüyü anlatan sözlerinden de örnekler verdi.

 

İNSANI İNSANLA KIRDILAR, BİRİ AÇ BİRİ TOKTU

Ender Biçki şu mesajları verdi:

“Bugünkü düzeni çok anlatmaya gerek yok. Hepiniz çok iyi biliyorsunuz. Bu düzenin bir baskı düzeni olduğunu, bu düzenin bir zulüm düzeni olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Bunu zaten yüzyıllar öncesinde Pir Sultan anlatmış, demiş ki: ‘Demiri demirle dövdüler biri sıcaktı, biri soğuktu. İnsanı insanla kırdılar biri aç, biri toktu.’ İşte bu düzen bugün değil yüzyıllar öncesinden beri dünyanın her köşesinde var olan bir düzen. Ama bize düşen bir görev de var tabi ki biz Cumhuriyet Halk Partililer, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran, sosyal demokratlar, Atatürkçüler, Kemalistler, yurtseverler, sosyalistler bu düzeni yıkmak da bizim öncelikli görevimizdir. Ve emin olun ki çok değil 2023’de bu düzen yıkılacak, bu düzen yerle bir olacaktır. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın.

 

SEVGİ VE HOŞGÖRÜ DİLİYLE 31 MART’TA KAZANDIK

31 Mart seçimleriyle birlikte Türkiye’de siyasetin dili değişti. Bunu söyleme sebebim şudur: Çünkü bundan sonraki süreçte izleyeceğimiz yol, yöntem, kullanacağımız dil çok önemlidir. Çünkü 31 Mart’la birlikte Türkiye’de sistemin değişmesiyle birlikte yeni bir anlayış ortaya çıktı. İstanbul’da, Ankara’da, Adana’da, Mersin’de bize bu başarıyı getiren de bu söylemdir, bu dildir, bu üsluptur. O da nedir? Birbirimizi kötüleyen, birbirimizi karalayan değil, birbirimizi kucaklaştıran sevgi dilidir, barış dilidir, hoşgörü dilidir. Zaten dememiş midir ki Hacı Bektaş Veli ‘yolumuz sevgi yoludur, yolumuz kardeşlik yoludur.’ Yunus Emre ne demiştir? ‘Yolumuz sevgidir bizim, düşmanımız kindir bizim.’ İşte önümüzdeki süreçte izleyeceğimiz yol bu yoldur. Önce birbirimizi seveceğiz, birbirimizle kucaklaşacağız, birbirimize kin tutmayacağız. Geçmişi geçmişte bırakacağız. Çünkü ‘dün dünde kaldı cancağızım’ diyor Mevlana, şimdi yeni şeyler söylemek lazım. Onun için kucaklaşacağız kendi içimizde, barışacağız, yan yana duracağız, yan yana yürümenin yollarını bulacağız. Eğer bunu yapamazsak; sistem değişti bakın artık ittifaklar oluştu, biri Millet İttifakı oluştu. O Millet İttifakı’nda ülkenin demokrasiden yana olan bütün güçleri var. Eğer biz tekrara başarıyı yakalamak istiyorsak, tekrar biz bu ülkede aydınlık yarınları kurmak istiyorsak, kendi içimizde barıştığımız gibi dışarısıyla da barışacağız. Bu ülkenin yurtseverleriyle, demokratlarıyla, cumhuriyetçileriyle, Kemalistleriyle, Atatürkçüleriyle; daha da işin özü bu ülkenin bayrağını seven, bu ülkenin topraklarına sahip çıkan, bu anlayışta olan herkesle barışmak, birlikte olmak zorundayız. Çünkü bu mücadele ancak bu demokrasi güçleriyle hep birlikte, hep beraber yürüyecektir.

 

2023 CHP’NİN HEDEFİDİR, TAYYİP ERDOĞAN’IN HEDEFİ OLAMAZ

 

Önümüzde önemli bir süreç var. Bu kongreler demokrasi kongresi olduğu kadar da bir umut kongresidir. Bu kongrelere umudun yaratıldığı, bizi dışarıdan izleyen, bu kongreleri takip eden, CHP’den umut bekleyen, yatağına aç giren, her gün kadın cinayetlerinin işlendiği, bu acıyı yaşayan insanların bizi dört gözle izlediği kongreler. Bu kongreler umut kongresi olmalı. Bu kongreler 2023’e giderken; yani Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100’ncü yılı 2023’ün bizim için, Cumhuriyet Halk Partililer için, Atatürkçüler için, yurtseverler için böyle bir tarihsel önemi var. 2023 asla Tayyip Erdoğan’ın hedefi olamaz. Bu hedef olsa olsa işte bu salonda olan ve bu salonda olmayan ama yüreği, kalbi bugün bizimle çarpanların hedefi olacaktır. İşte 2023’e giderken ne yapacağız? Nasıl hareket edeceğiz? Öncelikle barışacağız, kucaklaşacağız, dışarıdaki insanlarla da içerideki insanlarla da. Nasıl yol izleyeceğimizi, neler yapacağımızı, neler yapmamız gerektiğini bize yüzyıllar öncesinin felsefe adamları anlatmış. Biz onlardan ders aldık. Biz onların öğretilerini dinleyerek, onların öğretilerini okuyarak bugünlere geldik. Ne demiş Mevlana; “Sevgide güneş gibi ol, dostluk ve kardeşlikte akar bu gibi ol, hataları örtmede gece gibi ol, tevazuda toprak gibi ol” demiş. İşte hümanizmin, sosyal demokrat olmanın, solcu olmanın, Atatürkçü olmanın, Kemalist olmanın öncelikli koşulları bunlardır, bunlar bizim temel ilkelerimizdir ve bizi aydınlık yarınlara taşıyacak ilkelerdir.

 

BÜYÜKŞEHİR’İN KAYBINDA İL BAŞKANI’NIN SORUMLULUĞU YOK MU?

31 Mart’ta Büyükşehir’i kaybettik. Bu bir gerçek mi? Gerçek. Ama bu kaybedilişin sebebini oraya, buraya, şuraya atmanın da bir anlamı yok. Sonuçta Balıkesir’de Büyükşehir Belediyesi kazanılmadı. Millet İttifakı’nın adayı olsa bile burada bu seçim alınacaktı. Burada bugün Millet İttifakı’nın adayı Büyükşehir Belediyesi’nde oturuyor olacaktı. O zaman ne olacaktı? Burada genç arkadaşlarımın bir çoğuna da iş kapısı açılacaktı. Şimdi bunu telafi etmenin yolu var tabi ki. Sayın İl Başkanım bir çok ilçe kongresinde 5 yıl gecikme yaşandığını ifade etti. Doğru, güzel, gecikme yaşandı ama bu gecikmede sizin hiç hatanız yok mu, sizin hiç sorumluluğunuz yok mu, siz buradan bir ders çıkarmıyor musunuz, buradan bir özeleştiri yapmak zorunda değil misiniz? Ben bir Mali Müşavir olarak şunu ifade edeyim; bizde vergi zamanında ödenmedi mi, gecikme deyince aklımıza gecikmenin zammı gelir. Bu millete, bu Balıkesirlilere sizin gecikme zammı ödetmeye hakkınız yok. Çünkü bu gecikme zammını siz değil, biz ödeyeceğiz. Şimdi önümüzde yine 2024 seçimleri var. Bizim yarım kalan bir işimiz var. Hayalini kurduğumuz Cumhuriyet Halk Partisi’nin bayrağını o Büyükşehir’e dikmek gibi Mustafa Kemal Atatürk’e bir borcumuz var. Bu borcu yerine getirmek için bu yarım kalan işi tamamlamak için yeniden yollardayız. Bunu başaracağız. Bunun için de sizlere, örgüte güveniyorum. Çünkü örgüt güçlü olursa, örgüt önde olursa, örgütün üzerinde hiçbir güç olmazsa mutlaka başarırız. Onun içini de kullandığımız sloganımız şu: Önce CHP, önce güçlü örgüt. Güçlü örgütü yaratacağız 2024’de büyükşehirin semalarına mutlaka hep birlikte Cumhuriyet Halk Partisi’nin bayrağını dikeceğiz. Buna inancımız tam, buna kararlıyız, bunu başarabilecek güçteyiz, kudretteyiz.”

 

 

 

SERKAN SARI: CHP İKTİDARA KOŞUYOR

Karesi İlçe kongresinde Dilek Yalçın’ın rakibi Hürmüz Avcı’ya destek verdiği bilinen Serkan Sarı, 31 Mart’ta CHP’nin Balıkesir’de yakaladığı başarıya dikkat çekti. İlçe belediyesi sayısının arttığını, 8 ilçeye CHP bayrağının dikildiğini belirten Sarı, Biçki’nin sataşmasına da karşılıksız kalmadı. Sarı, “hesap vermeye hazırım, bedel ödemek gerekiyorsa öderim” dedi.

Serkan Sarı da şu mesajları verdi:

 

“Bugün geldiğimiz nokta Cumhuriyet Halk Partisi’ne gönül vermiş, yüreğinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün sevdasıyla bu ateşi yakan sizler sayesinde olmuştur. Şimdi geçtiğimiz dönemi değerlendirerek hızlı bir şekilde toplamak istiyorum. Bu seçimler parti içindeki bu kongrelerde öncelikle yerel seçimleri değerlendirerek gidiyoruz gördüğünüz gibi. Yerel seçimlerde neler oldu bir daha hatırlayalım: Bugün İstanbul’da Cumhuriyet Halk Partisi’nin bayrağı dalgalandığında, Ekrem İmamoğlu dendiğinde ne hissediyorsunuz? Ankara’nın, Antalya’nın, Adana’nın, Türkiye’nin dört bir köşesinde dalgalanan Cumhuriyet Halk Partisi bayrağının coşkusunu hissediyor muyuz damarlarımızda. İktidara koşan Cumhuriyet Halk Partisi’nin coşkusunu hissediyor musunuz?”

 

SARI’DAN BİÇKİ’YE: “KARESİ’DE BU PARTİYİ ÜÇÜNCÜ YAPTIN”

Bu coşkuyu, bu heyecanı nasıl yakaladık bir de oraya gelelim. Biraz önce bunu anlayamamış olanları gördüm, üzüldüm. İttifakı, ittifakın ruhunu, birlikteliği, özveriyi anlayamamış olanları gördüm, üzüldüm. Cumhuriyet Halk Partisi’nin bayrağını bugün Balıkesir’in dört bir köşesinde dalgalanıyor olmasının gururunu yaşayamayanları gördüm, üzüldüm. Bu bayrağı dikmek için yetki alanlar, bugün bulunduğumuz bu ilçede ne yazık ki aldıkları yetkiyi kullanamayıp bizi üçüncü parti yapmış olanlardır. Yapamadıklarıyla değil, yaptıklarımızla gurur duysunlar. Bugün yıllar sonra Gömeç’te Cumhuriyet Halk Partisi’nin bayrağı dikildi. Yine kısa bir aradan sonra Burhaniye’de Ali Kemal Deveciler Başkanımızla Cumhuriyet Halk Partisi’nin bayrağı dikildi. Balya’da Orhan Başkanımız, Gülizar Başkanımız, örgütümüzle beraber Cumhuriyet Halk Partisi’nin bayrağı dikildi. Gönen’de 35 yıl sonra Cumhuriyet Halk Partisi’nin bayrağını bu salonda, bu ittifaka gönül vermiş olan sizler sayesinde dikildi. Bu gün bizlerle Cumhuriyet Halk Partisi’nin bayrağını Büyükşehir Belediye Başkanlığına dikmek üzere yola çıktık. Bu salonda hiç kimsenin farklı bir niyeti yoktu kanımca, farklı bir inancı, farklı bir iddiası da yoktu. Bu inanç ve bu iddiayla da bu yola çıktık ve bu yolda da birbirimize destek olduk.

 

BEDEL DE ÖDERİZ, HESAP DA VERİRİZ

O dönemin Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ahmet Akın Balıkesir’imizin dört bir köşesinde mitingler yaptık. Sağ olun, bizleri hiçbir yerde yalnız bırakmadınız. O coşkuyu, o heyecanı hem bizlere, hem sizlere yaşatmış olmanın verdiği umutla ilmek ilmek dokuyarak Cumhuriyet Halk Partisi’ni Büyükşehir’de iktidar yapmak adına bir yola çıktık. İttifaklaşma süreciyle ki biz adayımızı açıkladıktan sonra İttifaklaşma yaşandı biliyorsunuz. Biz Büyükşehir adayımızı açıkladık ve çalışmalara başladık. Bu örgüt hep bir şey istiyordu bizden; Büyükşehir adayımız bir an evvel açıklansın, bir an evvel çalışmalara başlayalım, bir an evvel adayımızı tanıtalım, çalışalım, başaralım, kazanalım diyordu. Siz ne istiyorsanız biz onun için sonuna kadar mücadele ettik ve adayımız Ahmet Akın’ı Büyükşehir adayı olarak Türkiye’de birinci olarak açıklandı. Genel başkanımız, ilçelerimiz, milletvekillerimiz, örgütlerimizin desteğiyle adayımız açıklandı. Adayımız açıklandıktan sonra da süreci hep birlikte yaşadık. Evet, bizler de istemiyorduk böyle bir kayıp yaşamak, aday çıkarma hakkımızın alınmasını. Çünkü gerçekten inanmıştık. Bugün de hala aynı inancımız devam ediyor. Bugün Cumhuriyet Halk Partisi belki sayın milletvekilimizi o koltuğa oturtamadık, Cumhuriyet Halk Partisi’nin bayrağını orada dalgalandırmadık. Ama hiç kimsenin umutsuz olduğunu, kaygılı olduğunu, Hiç kimsenin bu mücadeleye dair tereddüdünün de olduğunu düşünmüyorum. Evet, söylediğimi bir daha söylüyorum; eleştirsinler bir daha söyleyeceğim. O Büyükşehir Belediye Başkanlığı bizim. Beş yıllığına kiraya verdik diyorum. Gecikme faiziyse onu da öderiz. Hesabını da yapın, o hesabı vermeye hazırız. Mesele oysa bu bedeli de hesabı da vermek üzere biz bu yola çıktık, hiç kimsenin tereddüdü olmasın.

 

BİRBİRİMİZİN EKSİKLERİ ÜZERİNE GELECEK KURMAYALIM

Bu eleştiriler beni üzüyor ve kırıyor. Bu görüntü sizi korkutmasın. Biz birbirimize güç verebiliyorsak, bir omuz verip de ileriye taşıyabiliyorsak o zaman Cumhuriyet Halk Partili olabiliriz. O zaman Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yolunda, onun devrimlerinin ışığında yürüdüğümüzü gösterebiliriz. Birbirimize güç veremeyen, birbirimizin eksiklerinden gelecek hayal edenler bizimle aynı yolda yürümüyorlar. Biz Mustafa Kemal Atatürk’ün askerleri, Mustafa Kemal Atatürk’ün yoldaşları olarak bize yoldaşlık edenleri arıyoruz. Ve bu salonun bunlarla dolup taştığını görüyoruz. Bugün bu salon bizleri almıyorsa geleceğe dair umutlarımızın bir göstergesidir. Bu salon bizleri almıyor, doluyor taşıyorsa geleceğimize dair hedeflerimize çok yakın olduğumuzun göstergesidir. Bugün beş olan belediye sayımızı sekize çıkardık. Emin olun yakın gelecekte sekiz olan belediye başkanlığımızı çok daha yukarılara taşıyacağız. Bu birikim, bu enerji ve bu kadro bize inanan, Cumhuriyet Halk Partisi’ne inanan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün askerleri ve yoldaşları bu salonda olduğu sürece bunu hep birlikte başarabiliriz. Hazır mısınız başarmaya? Bunu başarabilmek için ilk önce doğru kadrolarla yola çıkmamız gerekiyor. İttifak ruhunu anlayabilecek olanlarla. Bugün özveri gösterebilecek, sorumluluk alabilecek, sorumlulukları uğruna her şeyi göze alıp mücadele edebilecek, eğer direnmemiz gerekiyorsa direniş, kavga gerekiyorsa kavga, mücadele gerekiyorsa mücadele bunu yapabilecek kadrolarla yürümemiz lazım. Bu gün birçok siyasi partiyle ittifak yaptık. Sokakta birbirimize destek olduk. Şimdi bu ittifakın çatısı daha da büyüyecek yakın zaman içerisinde.

 

GENEL BAŞKANIMIZIN ARKASINDA DİMDİK DURACAĞIZ

50+1 sistemi olduğu sürece bizler parlamenter, demokratik, laik, güçler ayrılığına dayanan, hukuk devletini hedeflemiş olan bütün siyasi partilerle omuz omuza bir araya geleceğiz. Bu hedef uğruna da birlikte mücadele edeceğiz. Bugün ben değil biz olabilmeyi başarmalıyız. Bu sizi sadece bu salonda değil, şehrimin, kentimizin dört bir tarafında ve ülkemizin dört bir tarafında inşa etmek zorundayız. Buna önderlik eden Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu hak, hukuk, adalet diyerek başlatmış olduğu bu mücadele ve bu yürüyüş bu gün bizi buralara getirdi. Bu yürüyüşe hep birlikte güç vereceğiz. Genel başkanımıza hep birlikte destek olacağız. Genel başkanımızın arkasında dimdik duracağız ve Cumhuriyet Halk Partisi’ni en yakın zamanda iktidar yapacağız. Buradan genel başkanımıza başlatmış olduğu bu yürüyüş, kurmuş olduğu bu ittifaktan dolayı teşekkür ediyorum. Sizlere güveniyor ve inanıyorum. Bu gün burada biz çatışmak üzere değil, yarışmak üzere bir araya geldik. Herkes bir iddia, bir inanç ortaya koydu ve sizlerin desteğini alabilmek üzere sizlerin karşısına çıktı. Bizler birliği, beraberliği, bütünlüğü sağlamak üzere, sokakta uzlaşı dilini hakim kılmak üzere, çalışma, ayrışma, kutuplaşma dili değil, kucaklaşma, birleşme dilini sokağa taşıyabilmek uğruna bu gün kadrolarımızı seçeceğiz. Hak, hukuk, adalet mücadelemiz sonuna kadar devam edecek. Her şey çok güzel olacak.”

 

 

 

Exit mobile version