Ş. TARIK SÜRMELİOĞLU

YİNE “ortalığı karıştırıyor” diyeceksiniz ama.. Demeyin.

Hani daha demokratik, daha birleştirici, daha kaynaştırıcı olur diye yani!

Yoksa, “zaten ortalık karışık, iyice karışsın, biz de keyif çıkartalım” derdinde değiliz.

***

DİYECEĞİMİZİN özeti şu:

CHP’nin 16 Şubat’ta yapılacak İl kongresinde blok listeler çarpışmasın.

Delegelere sorulsun önce: “Blok liste mi, çarşaf liste mi?”

Zamanın birinde Kurtdereli Spor Salonu’nda yapılan İl kongresinde bu mevzunun kavgası olduydu hatırlarsanız.

‘Çarşaf liste’ ısrarı üzerine oylama yapıldıydı. Partiiçi demokrasiden, katılımcılıktan, birlikte yönetmekten, şundan bundan dem vuran abiler, çarşaf liste önerisine karşı çıktıydı hani.

Çarşaf listeden yana tavır koyacağını düşündüklerimiz blokçu kesildiydi.

Bayağı bir şamatası olduydu o zaman mevzunun.

***

KARŞIMIZDA İzmir örneği var şimdi. Delegeler çarşaf liste ile seçime gidilmesini istedi. Oylandı, kabul edildi.

Balıkesir CHP’de neden olmasın?

Hani “delegeler sizin marabanız mı” diye sormuştuk, iki adayı birleştirip CHP İl Başkanı Serkan Sarı’yı alaşağı etmek isteyen kimi ilçe başkanlarına.

Öyle ya, blok listelerle gidilecek bir seçimde, önceden at pazarlığı yapar gibi pazarlık üstüne pazarlık yapıp, kendi delegesinin vereceğe oyu yine kendine tahvil etmenin derdindeki ilçe başkanlarına da “bu işler o kadar basit değil hemşehrim” diyebilmek mühim.

Meselâ Serkan Sarı’nın listesindeki üç beş ismi beğenmedin; çiz üstünü.. Kafandaki ismi yaz yerine. Anahtar listeler falan.

Ender Biçki’nin kurultay delegeliğine yazdığı isimleri beğenmedin mi; çiz, kendi ismini yaz. Delegeleri ayar et, çizik sayısını çoğalt, kafa kopart, kendi kafanı koy ortaya, seçtir.. Sonra git Kurultay’da oy kullan.

Böylesi daha demokratik değil mi?

Dayatma listelerle iş başına gelemesin hiç birisi. Delinsin listeler, yönetimlerde, diğer organlarda, kurultay delegeliklerinde falan harbi harbi demokrasi olsun yani.

***

PARTİYİ kendi istediği gibi şekillendirip yönetmenin derdindeki belediye başkanlarına, ilçe başkanlarına, gruplara, kutuplara, kliklere, kendini güç odağı zannedenlere falan bir ders vermek lazım.

Çünkü onlar oy kullanacak delegeyi ‘sayı’ olarak görüyorlar. Rakamsınız yani. İsminizin, cisminizin, mücadelenizin hiçbir hükmü yok onların gözünde.

***

TAMAM, sonuçta o delegeler de birilerinin hazırladığı blok listelerle seçildiler. Bu yöntemle boyunlarına ‘delege kartı’ taktılar falan ama..“Bizi şu ilçe başkanımız delege yaptı, onun dediği olur” formatında siyaset yapılmaz. Hani 16 Şubat’ta oy verip bir daha hatırlanmayacaksınız ya. Bu operasyonla her zaman hatırlanacaksınız sonuçta.

*******

Ender Biçki ile Dilek Yalçın bu pazarlığı yaptı mı?

TEVATÜR o ki, CHP İl Başkan Adayı Ender Biçki, ilçe başkanlarının iki adayı birleştirme çalışmaları sürerken..

O saate kadar her yerde “Ömür Boyuer’i destekliyorum” dediği söylenen Karesi İlçe Başkanı Dilek Yalçın ile İl Başkan Adayı Ender Biçki, il başkanlığı – milletvekilliği pazarlığı yapmış.

Yine bir tevatür; aslında Dilek Yalçın,Boyuer’i oyalama taktiği uygulamış.. “Yanındayım” deyip, arkasından iş çevirmiş.

Açıkçası, Boyuer’in İl Başkanlığı’nda siyasi hedeflerine kolayca ulaşamayacağını düşünmüş.

Neymiş o hedef?

Burhaniye Belediye Başkanı Ali Kemal Deveciler, bu pazarlık işlerinin başında Dilek Yalçın’ın İl Başkanlığı’na aday gösterilmesi fikrini ortaya atmıştı. Sonrasındaki ikili, üçlü, dörtlü görüşmelerde bu fikir çok karşılık bulmadı.

Ömür Boyuer, ilçe başkanlarının birleştirme operasyonuna karşı çıktı. Davet edildiği toplantıya gitti; ama “birleşin” çağrısına karşı çıktı; etik bulmadığını, kendi ekibiyle yoluna devam edeceğini söyledi.

Sekize dört ‘Ender Biçki’ye destek’ çıktı gizli oylamada.

Dilek Yalçın’ın tercihini Boyuer’den yana kullandığı söyleniyor ama, gelişmeler öyle olmadığını gösteriyor.

Neyse.

Tevatürü açalım biraz.

Ömür Boyuer, Bandırma ilçe kongresinde “ben milletvekili adayı olmayacağım” sözünü verdi. Serkan Sarı ve Ender Biçki’nin ağzından böyle bir söz çıkmadı. Biçki’nin tek hedefi milletvekili olmak. Bandırma’da sormuştuk kendisine, “sen de aynı sözü verecek misin” diye.

“Milletvekilliği benim de hakkım değil mi, olmayayım mı yani” şeklinde yanıt vermişti.

Yani ne olacak bu durumda; İl Başkanlığı görevi, Biçki için milletvekilliği yolunda basamak olacak.

Tabi erken ya da zamanında yapılacak bir genel seçimde örgüt desteğine ihtiyaç duyacak.

Bu noktada, kendisinin milletvekili adaylığını destekleyecek bir İl Başkanı lazım.

Tevatür bu ya; Biçki zamanı geldiğinde Karesi İlçe Başkanı Dilek Yalçın’ı dışarıdan İl Başkanlığı koltuğuna oturtacak, böylece al gülüm ver gülüm olacak.

Mevlana’dan, Yunus Emre’den deyişlerle kongre salonlarında ‘sevgi pıtırcığı’ görüntüsü veren Ender Biçki’ye selam ederim.

***

“Serkan Sarı maviyi kaptırmadı” diye yazmıştık.. Edremit’teki kurada mavi renk Sarı’ya çıktı!

EDREMİT’te CHP İl Başkan Adayları ve delegelerin buluşmasında adaylar için renk kurası’ çekildi.

İl Başkanı Serkan Sarı’ya ‘mavi’ çıktı. Ender Biçki sosyal medya hesaplarında kafasına göre “benim rengim mavi” demişti. Sonra mavi kravatla dolaşmaya başladı.

Serkan Sarı, adaylığını açıkladığı toplantıda ekibiyle birlikte mavi kaşkollar, mavi kravatlarla çıktı üyelerin karşısına.

Edremit’teki toplantıda “renk kurası çekelim” dediler; Sarı’ya mavi renk çıktı.

Ömür Boyuer’inki beyaz.

Adaylığını resmen açıklamayan Ali Kesen de oradaydı. Kuraya dahil oldu; yeşili seçti.

Boyuer, kura sırasında “kırmızı olmasın, isimler okunmuyor, listenin bir tanesi sarı olsun” dedi. Vaktiyle Sarıgül hareketine geçiş yapan, o dönemde sarı kaşkollar, sarı kravatlar takıp sarı güller dağıtan Biçki itiraz etti.

Kurada O’nun payına kırmızı çıktı.

*************

Edremit’teki toplantıdan çıkardığımız sonuç

EDREMİT Belediye Başkanı Selman Hasan Arslan ve ekibi, CHP İl kongresi sürecinde baştan beri Serkan Sarı’ya destek veriyor. Edremit İlçe Örgütü de öyle.

Bu tavır ortadayken, tüm İl Başkan Adaylarını Edremit’e davet edip delegelerle bir araya getiriyorlar.

Tabi bu hamleden “tüm adaylara eşit mesafedeyiz” anlamı çıkmıyor. Hani tabana ve kamuoyuna böyle yansıtılmak istense de öyle değil.

Delegeyi zaten koşullandırmış durumdalar. Yani, diğer adayların koşullanmış delegeye verebileceği pek bir şey yok. Herhalde, “Pazar günümüz boş geçmesin, akşama Altıeylül ilçe örgütünün dayanışma yemeğinde rakı içerken konuşacak mevzumuz olsun” diye düşündüler.