MASKE TERLETİYO BE ABİ!..

Abone Ol
HAZİRAN sıcağı tepemize binmiş, her yanımız yapış yapış. Üstüne bir de maske takıyoruz yüzümüze! (Maske zaten yüze takılır.. Tampona maske olmaz.) Ama ‘çene altı’ maskelerimiz de var bizim. Sokakta gezerken, yüzün büyük bölümünü kapatan maske, yüzdeki allığı, dudaktaki boyayı, berberin yeni makasladığı kaytan bıyığı, gölge sakalı göstermiyor. Bir tek kaş göz. O sebeple özellikle gençler çene altı maske modası başlattı. O kadar sakil duruyor ki. Cep telefonuyla konuşurken maskeyi çene altına kaydırıyor adam. Ağızda maske olunca karşı taraf duyamıyor tabi!.. Mizahını da yapıyorlar.. Maskenin ağız kısmını ortadan makaslamış hatun; maskeyi hiç çıkarmadan sandviç yiyor meselâ… Ya da kapak takmış maskeye.. Yan taraftaki mekanik düğmeye basıp kapağı açıyor, bira içiyor. En sinir bozucu görüntüyse, bileğe takılan maske! Maskeyi takmayacakları zaman pantolonun ceplerine koyup kirletmektense, bilekte hiçbir yere değdirmeden taşıdığını düşünüyor vatandaş. Sokakta, binlerce insanın arasında yürüyor.. Millet birbirine sürtünüp geçiyor. Maske bilekte! *** HAFTALARDIR ‘ikinci dalga’dan söz ediliyor. Daha kırıcı, daha yıkıcı, daha can alıcı olacağı ileri sürülüyor. Çin’de başlamış meselâ. Yarın buralara da gelir. Bizim milletin korkusu yok. En çok da gençler.. Hiç korkmuyorlar! Maskesiz sokağa çıkmanın cezası olduğunu bile bile maskesiz dolaşan o kadar çok vatandaş var ki. *** ŞEHİR çöplüğüne gidip bakalım; temizlik işçilerinin yerlerden toplayıp götürdüğü atık maskeler dağ olmuştur eminim. Haydi çekirdek çıtlayıp kabuğunu yere atıyorsun, izmariti sokağa fırlatıyorsun, anladık da.. Ağzındaki maskeyi niye çöp kutularına atmıyorsun? Herifin umurunda mı; virüs taşıyormuş, başkasına da bulaşırmış falan.. Çok benciliz çok! *** KAFELER, lokantalar açık şimdi. Yeni normal hayatın koşullarına göre çalışıyorlar. ..ve fakat yine dip dibe insanlar; masaların, menülerin, küllüklerin her müşteriden sonra temizlendiği falan yok. Senden önceki söndürmüş izmariti küllüğe.. Üstüne sen söndür.. Söndürürken küllüğe dokun. Sonra garson yarısı su yarısı deterjandan mamul dezenfektan spreyi getirip sıksın ellerine. Al sana babalar gibi hijyen işte… *** YAŞAMI en çok seven, taşıdığı canı koruyandır. Demek ki en çok altmış beş üstü seviyor yaşamayı. İzliyoruz; maske – mesafe – tedbir kuralına en çok onlar riayet ediyor. Ununu elemiş, eleğini duvara asmış dersiniz.. Yani, öbür tarafa daha yakındırlar. Geriye kalan ömrü sağlıkla, huzurla yaşamanın derdindeler. Gençlerde böyle kaygılar yok. Oysa gelecek onlar; daha dikkatli, özenli, tedbirli olmaları gerekmez mi? “Maske terletiyo be abi!..” Yarın virüsü kaptın mı, entübe halde götünden ter akacak, farkında mısın? ***

VİZYONLU

DEZENFEKTASYON

İŞLERİ

  BALIKESİR Toplu Taşıma A.Ş. çok önemli bir iş yapmış! Toplu taşıma araçlarında ‘ineceğim’ demek elinizle bastığınız butonları değiştirmiş. Ayakla basılanlardan koymuş. Otobüsün durmasını istediğiniz zaman ayakla basacaksınız butona. BTT A.Ş. işletme Müdürü Halil Aygün şöyle demiş: “Bu süreçte vatandaşlarımızın sağlığını düşünerek Büyükşehir Belediye Başkanımız Yücel Yılmaz’ın vizyonuyla önleyici sağlık tedbirlerimiz almaktayız.” Büyükşehir’den gelen her haber bültenine bu cümle eklenir: “Yücel Yılmaz’ın vizyonuyla…” Belli ki Halil Aygün’ün ağzından verilen ‘vizyon’ mesajı da Büyükşehir Basın Servisi’nin rutin kaleminden çıkma. Ayak basmalı buton koyunca otobüslere, vizyoner olunuyor. Sabah akşam dezenfektasyon yapınca da öyle. Ama öyle demeyin, kameradan ateşini ölçüyorlar yolcunun.. Ayrıca akşamları onar dakika ultraviole ışını tutuyorlarmış otobüslere. Yani tertemiz otobüsler sunuyor Büyükşehir. Tamam da, bunun adı vizyon mu oluyor? Yurdun her köşesinde bu dezenfektasyon çalışmalarının aynısı, hatta daha fazlası yapılıyor. Onlarınki rutin, bizimki ‘vizyon’ oluyor. Bir de trafik lambalarına ‘maske – mesafe – tedbir’ uyarıları koyduysan.. Ultraviolevizyonersin!.. ***

Vekillik mevzuları

CUMHURBAŞKANI Erdoğan, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi’nde Tıp Fakültesi kurulması kararını onayladı. Karar Resmi Gazete’de yayımlandı. Fakülte kim bilir ne zaman kurulur.. Tıp Fakültesi kurmak zor iştir yani. Aynı ilde iki tıp fakültesi gelecek için Balıkesir’in avantajına olur herhalde. Konu bu değil tabi.. Konu, iktidar milletvekillerinin mevzuya balıklama atlaması! Hepsi birden Cumhurbaşkanı kararıyla ilgili belgeyi sosyal medyada paylaştı. Müjdeyi verdiler yani Balıkesir’e. Bu mevzuda ne miktarda ter döktüler, hangi kapıları zorladılar, neler yaptılar bilmiyoruz. Ama böyle mevzularda “istedik, koşturduk, terledik, kazandırdık” demeyi çok seviyorlar. Tıp Fakültesi kararı sıradan bir örnek. Bunun böyle olduğunun sayısız örneği var. Fakat her mevzuda basın bültenleri yağdırıp olayı sahiplenme yarışına giren vekiller.. Sadece sosyal medyadan duyurdular. Bülten gönderip “işte hizmet, işte memleket, işte vekil” havası estirmediler bu kere. Bir tek Yavuz Subaşı’ndan açıklama geldi. Belki de sıraya koymuşlardır: “Bu kararla ilgili bülteni sen yolla, bundan sonrakini ben göndereyim…”