SOKAK HAYVANLARI SORUNU ÇÖZÜMSÜZ DEĞİLDİR!

Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Hüdayi Tanrıkulu son zamanlarda gündemde olan sokak hayvanları ile ilgili açıklama yaptı. Tanrıkulu son dönemde bir kişinin papağana eziyet etmesi ve sahipsiz başıboş köpeklerin lise öğrencisinin ölümüne sebep vermesinin sorunu tekrar gündeme getirdiğini söyledi.

Günümüzde toplumun bir kesiminin hayvanları yaşamın bir parçası olarak gördüklerini belirten Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Hüdayi Tanrıkulu, bir başka kesimin de hayvanları tahdit olarak gördüğünü ifade etti. Tanrıkulu toplumdaki farklı bakış açılarının hem insanların hem de sokak köpeklerinin korunması için doğru çözümlerin ortaya konamadığına işaret etti.

HAYVNLARI KORUMA YASASINDAKİ DEĞİŞİKLİKLER TÜM PAYDAŞLARLA YAPILMALI

Balıkesir Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Hüdayi Tanrıkulu sokak hayvanları ile ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Geçtiğimiz günlerde bir şahıs tarafından papağana eziyet ederek, ölümüne sebebiyet vermesinin ardından Kayseri’nin Hacılar ilçesinde sahipsiz başıboş köpeklerin bir lise öğrencisine saldırmaları sonucu vefat etmesi ülkemizde hayvan koruma ve sokak hayvanları sorununu tekrar gündeme getirmiştir. Yaşanan acı olay herkesi derinden üzmüştür. Bir daha yaşanmaması en büyük temennimizdir. Bu vesile ile 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanununda yapılması düşünülen değişikliklerin ilgili tüm paydaşların katılımıyla ve bilimsel bir çerçevede ele alınmasının önemi tekrar ortaya çıkmıştır.

TOPLUMDAKİ FARKLI BAKIŞ AÇILARI DOĞRUYU ENGELLİYOR

Günümüzde ise toplumun bir kesimi hayvanları yaşamın bir parçası olarak değerlendirirken başka bir kesimi onları kendileri için bir tehdit unsuru olarak görmektedir. Toplumumuzdaki bu farklı bakış açıları hem insanların hem de sokak köpeklerinin korunması için doğru çözümleri ortaya koymaya engel teşkili etmektedir. Kanunun yayımlanmasından bugüne uzun yıllar geçtiği halde; organizasyon ve bütçe eksikliği, yeterli sayıda veteriner hekim ve yardımcı personel istihdam edilmemesi gibi çeşitli nedenlerden ötürü hala çoğu ilçe ve belde belediyesi hayvan bakımevi kurmamıştır. Hayvan severlerin iyi niyetli çalışmaları da yetersiz kalmaktadır. Kırsal alanda ise konu tamamen sahipsizdir.”

 OYSA SOKAK HAYVANLARI SORUNU ÇÖZÜMSÜZ DEĞİLDİR.

Sokak hayvanları sorunu ile ilgili yapılması gerekenler hakkında da bilgiler veren Balıkesir Veteriner Hakimleri Odası Başkanı Hüdayi Tanrıkulu şunları kaydetti:

“Ülkemize uygun stratejik planlarının hazırlanması ve kaynakların bu plan dâhilinde doğru yerlerde kullanılmasıdır. Mevcut mevzuat düzenlemelerine ilave olarak; yüz binlerce sahipsiz sokak hayvanının bakımı, rehabilitasyonu ve temel sağlık hizmetlerinin verilebilmesi için belediyelerin yanı sıra Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde merkez ve taşrada müstakil bir teşkilat kurulmalıdır. Sokak hayvanı rehabilitasyonu yapan merkezleri günün şartlarına ve ihtiyaca uygun donanım, personel ve fiziki şartlara kavuşturulmalıdır. Rehabilitasyon ünitelerinin bulunmadığı ya da veteriner hekim sayısının az olduğu yerlerde, serbest veteriner hekim kliniklerinden de kısırlaştırma ve tedavi için hizmet satın alınmalıdır. Sokak hayvanlarının kontrol altına alınması çabaları içinde, hayvanların üremelerinin engellenmesinin esas olduğu unutulmamalıdır. Sokak hayvanları sorununun çözümü için ülkedeki tüm sokak hayvanları aynı anda kısırlaştırılmalı, aşılanmalı ve işaretlenmelidir. Sahipli ve sahipsiz hayvanların, mikroçip ile kimliklendirilmesi ve dijital tek bir bilgi ağına kaydedilmesi zorunlu hale getirilmelidir. Sokağa terk edilen hayvanlara ilişkin hayvan sahiplerine ciddi yaptırımlar uygulanmalı, yurt dışından hayvan ithalatı da yasaklanmalıdır.

 

KENTLERDEKİ KONTROLSÜZ BÜYÜME HAYVANLARIN YAŞAM ALANLARINI KISITLIYOR

Kentlerdeki kontrolsüz büyümen hayvanların yaşam alanlarını elinden almaktadır. Normalde köpekler sosyal varlıklar olup ve insanlara zarar vermezler. Evlerin civarında yemek verilen alanda bekleyen köpekler, köpeklere yemek verip bakmaya başladığınızda köpeklerde bölge hakimiyeti söz konusu oluyor. Köpeklerin kendi bölgesine giren diğer köpeklere çok sert hareketler yapabileceğini, hatta bunların ölümcül darbelere yol açabileceği unutulmamalıdır. Buradaki amaç diğer köpekleri bölgelerinden uzak tutmaktır. Alanlarına giren başta kedi ve köpekler olmak üzere her şeyi tehdit olarak algılarlar. Çocukların belli bir saatten sonra köpeklerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerden geçmesine kesinlikle izin verilmemeli. Çünkü böyle alanlarda bu agresiviteyle karşılaşabilirler. Çocuğun korkup çığlık atması, koşması onu bir anda köpeğin gözünde av haline getirebilir. Bir kere kesinlikle kaçmayacağız, kaçarsanız sizi yakalar. Bağırıp yardım isteyeceğiz. Yüksek bir yere çıkmaya çalışmalıyız. ‘Dur, yapma’ gibi sert komutlar vermeliyiz. Sokak köpekleri ile pek göz temasına girilmemeli. Özellikle köpek gruplarının lideri, gözüne bakılmasını bir tehdit olarak algılayabilir. İlköğretim öğrencilerine yönelik olarak hayvan sevgisini aşılayan dersler konulmalıdır. Vatandaşlarımız hayvan satış yerlerinden hayvan satın almak yerine, barınaklardan ücretsiz olarak kedi-köpek sahiplenmelidirler.

BİLİMİN VE AKLIN REHBERLİĞİNDE SORUNLAR ÇÖZÜLÜR

Sonuç olarak, bilimin ve aklın rehberliğinde hareket edilmesi durumunda ülkemizde sokak hayvanlarının kontrolü, hayvan hakları ve hayvanların korunması sorunu, kararlı şekilde uygulamaya konulacak bir programla orta vadede çözülebilecek bir konudur. Nitekim günümüzde gelişmiş ülkelere bakıldığında sokak hayvanı sorunu bulunmamaktadır.  Daha fazla zaman kaybetmeden yasal ve yapısal düzenlemelerin ivedilikle yapılması ve devlet kurumlarının, hayvan sever örgütlerinin ve veteriner hekimlerin el ele vermesi gerekmektedir.

Exit mobile version