KABİNE TOPLANTISI SONRASINDA CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’DAN AÇIKLAMALAR

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından basın açıklaması yaptı.

“DEVLETİN TÜM İMKANLARI ORADAYDI”
Toplantıda ele alınan konulara ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
“Üst üste gelen iki deprem 11 ilimizde 62 ilçe 10190 köyümüzde yıkıma yol açtı. Depremin ülkemizde ve bölgede ağır kış şartlarının hüküm sürdüğü günlerde yaşanması işleri güçleştirdi. Yıkım enerjiden temel altyapıya hasara neden oldu. Şehirlerimizin afetlere acil müdahalede bulunacak insan kaynağının önemli bir kısmı da deprem enkazı altında kaldı. Buna rağmen depremde özellikle şehirlerdeki kamu personeli ile acil müdahale ekipleri toparlanarak milletimizin yardımına koştular. Ülkemizin 81 vilayetinin tamamındaki kamu gücü saatler içinde deprem bölgesi için harekete geçti. Depremin ardından yola çıkan bakanlarımız deprem sahasındaki şehirlere ulaşıp koordinasyonu sağladılar. Tüm bakanlarımız deprem bölgesi şehirlerine defalarca gederek eksikleri tespit edip hızla tamamlarken milletimizin acılarını da paylaştılar. Valilikler ve kaymakamlıklar başta, tüm birimlerimiz ile takviye ettik. Milletvekillerimizin her birini bölgede görevlendirdik, çalışmalara katık ermelerini sağladık. Askerimiz depremden dakikalar sonra harekete geçti, üzerine düşen görevi hakkınca yerine getirdi. Polis ve jandarma, düzenin ve güvenliğin sağlanması, arama kurtarma çalışmaları ve yardım faaliyetlerinde destan yazdılar. Sağlık personelimiz kimi yerlerdeki zarar gören hastanelere rağmen yaralılara şifa dağıtmak için insanüstü gayretle çalıştı. Belediyelerimiz arama kurtarma ve yardım çalışmaları için deprem şehirlerine koştu. Tüm AFAD ekipleri, madenciler, ormancılar, DSİ ve Karayolları ekipleri arama kurtarma çalışmalarında hazır buhurdu. 18 bin iş makinası, 116 helikopter, 75 uçak 38 gemi çalışmalara katıldı. Tüm sivil arama kurtarma potansiyelini değerlendirdik. Uluslararası yardım çağrımıza cevap veren NATO 90 ülkeden 11 bin arama kurtarma ekibi sahaya dağıtıldı. Böylece toplamda 35 bin kişiyle dünyada eşi benzeri görülmemiş bir arama kurtarma gücü bir araya getirildi. 271 bin kamu görevlisi ve gönüllü deprem bölgesinde görev üstlendi. Bireysel olarak gelenlerle yarım milyon insan depremzedelerin imdadına koştu. Bu tarihi dayanışma geleceğimize daha bir güvenle bakmamızı sağladı. Yıkım öylesine çok, yıkım alanı böylesine büyük, iklim ve saha şartları öylesine zordu ki, çalışmaların ilk anlarında arzu edilen hıza ulaşamadık. Şartların önümüze çıkardığı engellere teslim olmadık. Yıkılan altyapıyı hızla kullanılabilir hale getirdik. Önceliğimizi arama kurtarmaya verdik. Asgari personel sayısıyla bile aynı anda 1750 binaya müdahale imkanı vardı. Yıkılan ve arama kurtarma yapılması gereken bina sayısı, toplam personel sayısı kadardı. Buna rağmen ekiplerimiz yıkıntılar altındaki son canlı insanımızı da sağ salim çıkarabilmek için çalıştı. Sonuçta bu çapta bir felakette dünyada örneği olmayan şekilde depremin 10. Gününde arama kurtarmanın çoğunu tamamladık. Her canlı insanımızla 85 milyon hep birlikte sevindik. Hayatını kaybeden her bir insanımızla yüreklerimiz dağlandı.

“3,3 MİLYON İNSAN TAHLİYE EDİLDİ”
Bugün depremin dördüncü haftasını geride bıraktık. Yaşadığımız afetin büyüklüğünü daha iyi görüyor, kayıpların acısını daha derinden hissediyoruz. Depremin yol açtığı geniş yıkım, geride kalan insanlarımızın hayatını zorlaştırdı. 11 ilimizde acil yıkılacak ağır hasarlı, kullanılamaz hale gelmiş bina sayısı 230 bin, buralardaki bağımsız bölüm sayısı 645 bini buluyor. Az hasarlı veya hasarsız olanlar da artçılar nedeniyle evlerine giremiyorlar. 3 milyon 320 bin insanımız deprem bölgesinden tahliye edildi. 800 bin insanımız şehirlerden ayrılarak köylerine sığındı. Bölgede kalan 1,5 milyon insan çadırlarda, 53 bin insan konteynerlerde, 120 bin insanımız kamu tesislerinde hayatını sürdürüyor. Ülke genelinde yurtlarımızda 160 bin, otellerde 130 bin depremzede misafir ediliyor. Bölgede kamu ve sivil yardım kuruluşları her gün 800 bin insana hizmet veriyor. Konteyner şehirlerin kurulumuna hız verdik. Konteyner kentleri elektrik, su, kanalizasyon, yol, sosyal tesisleriyle yeni bir yerleşim yeri anlayışıyla kuruyoruz. Bu biraz vakit alıyor. İki aya kadar 100 bin konteyner kurarak yarım milyon depremzedeyi bu alanlara taşımak.

“SEFERBER ETTİK”
Ülkemizdeki üretimi ve yurt dışından gelen hibeleri bu doğrultuda seferber ettik. Barınma sorunu yanında şehirlerimizin günlük hayatlarının ayrılmaz parçası olan ticari faaliyetlerin ayağa kaldırılmasına önem veriyoruz. Esnafımız hasarsız işyerlerini açmaya, fabrikalar üretime başladı. Yıkılan yerler için mobil çözümler geliştiriyoruz. 6 bin geçici ticarethaneyi hizmete verdik. 3 bin konteynerden oluşan çarşılar kuruyoruz. Bölgenin ayağa kaldırılmasında kritik öneme sahip tesisler, fabrikalar, işletmeler için gereken tüm destekleri sağlayacağız. Şehirlerimizi inşa ve ihya çalışmalarımızı yeni OSB’ler, sanayi siteleri, ticaret merkezleriyle birlikte planlıyoruz. KOSGEB’e olan borçların tümünü siliyoruz. Cazibe merkezleri destekleme programını tüm bölgedeki ilçelerde 6. Bölge desteğinden yararlanmalarını temin ediyoruz. Kalkınma Ajanslarının tüm kaynaklarını afet bölgesine aktararak devlet katkısını en üst seviyeye çıkarıyoruz. Bireysel ve KOBİ kredilerinin ödemelerinin ertelemelerinin yanında 250 milyar liralık kredi paketine 100 milyar daha ilave ettik. Ağır hasara uğrayan yerlerde hemen faaliyete geçmek isteyen esnaf ve sanatkara 250 bin liraya kadar 12 ay ödemesiz 60 ay vadeli, yarısını hazinenin ödeyeceği yüzde 7,5 faizli kredi veriyoruz. Kısa çalışma ödeneği, nakdi desteği devreye alıyoruz. Bölgeye sağlanan istihdamın ihtiyaç sahibi ailelere öncelik vererek 50 bin kişiye çıkarıyoruz. Çocukların eğitiminin aksamaması için gayret gösteriyoruz. Çadırlarda konteynerlerde kurulan eğitim yuvalarında evlatlarımızı yeniden okula hazırlıyor, hem de deprem tahribatını gideriyoruz. Okul binalarının durumuna göre ilk ve orta dereceli eğitim kurumlarını açmaya başladık. Depremzede vatandaşlara psiko sosyal destek vermek için 8 bin personel sahada görev yapıyor. Sağlık hizmetleri için ihtiyaç duyulan yerlerde kurulan mobil sağlık merkezlerinde eksiklik hizmet sunmaya gayret ediyoruz. Çiftçilerimiz için destek ödemelerinin peşin yapılmasından yem ve gübre desteğine kadar her türlü kolaylığı gösteriyoruz. Barınma taleplerini karşılarken diğer ihtiyaçlarını ihmal etmiyoruz. 1 milyon 61 binden fazla depremzedeye hane başına 10 bin lira acil yardım ödemesi yaptık. Evleri kullanılamaz hale gelen depremzedelere 10 bin lira taşınma yardımı verdik. Kiraya çıkan depremzedelere 3-5 bin lira arasında destek veriyoruz. Yakınları vefat edenlere 100’er bin lira ödüyoruz. Diğer şehirlere gidenlere valilikler, kaymakamlıklar, kurumlar, belediyeler sahip çıkıyor. Onların barınma, gıda ve giyimine kadar her şeyi dayanışma içinde karşılanıyor.

“YENİDEN İNŞA EDECEĞİZ”
Canımızı acıtan istisnai örneklere şahit olduk. Gösterdiğimiz kararlı duruşla bunları aştık. Devletin gücü ve milletin alicenaplığı öylesine büyük ki, bu kötü emsaller önemsiz teferruat olarak kaldı.4 haftanın sonunda arama kurtarma çalışmalarını tamamladık, barınma ve gıda sorunlarını çözdük, enkaz kaldırma çalışmalarına devam ediyoruz. Hızla enkazını kaldırmamız gereken 50 bin bina var. İnsanlarımızı yeni evlerine taşımak istiyoruz. Bunun için en önemli gündemimiz güven ve huzurla yaşayacakları yeni evlerine kavuşturmak. Önümüzdeki iki ay içinde 244 bin konutun 75 bin köy evinin inşasına başlamak. 405 bini konut, 83 bini köy evi olmak üzere toplamda 488 bin yeni hane yaparak vatandaşlarımıza teslim edeceğiz. Bu sayıya yaklaşım 40 bin binadaki 164 bin orta hasarlı yapılar da ekleniyor. Kamu binalarında da öncelik sırasına göre TOKİ eliyle yapacağız.

“YATAY MİMARİ”
Yeni yerleşim yerlerini yüksekliği 3 veya 4 katı geçmeyecek binalarda 3 oda bir salon olarak yerel mimariye uygun şekilde altyapısıyla, okuluyla, sağlık merkeziyle, cemisiyle, parkıyla başlı başına bir yaşam alanı olarak tasarlıyoruz. Hak sahiplerine konutlarını bir yıl içinde teslim etmeyi planlıyoruz. Şehirlerin yeniden ihyası sürecini hızla ve etkin şekilde yürütebilecek birikime sahibiz. Bugüne kadar 1 milyon 180 bin insanımızı ev sahibi yapan TOKİ, depremden alnının akıyla çıktı. TOKİ vasıtasıyla 500 bin konut, 1 milyon altyapılı arsa, 50 bin işyeri projesiyle milletin huzuruna çıktı. Şehirlerin yeniden ayağa kaldırılma sürecini de TOKİ vasıtasıyla yapıyoruz. Hayatını kaybeden vatandaşlarımızı geri getiremeyiz. Onun dışındaki tüm zararları, tüm kayıpları telafi etme kararlılığına sahibiz. Deprem bölgesindeki şehirlerimizde hayat tamamen normale dönmeden bize durmak haramdır. Hükümet olarak bugüne kadar ülkemizi depreme ve diğer afetlere hazırlamak için kapsamlı çalışmalar yaptık. Yangın, sel, kuraklık, heyelan gibi olaylarla, çevremizdeki siyasi ve sosyal krizlerin etkilerine karşı alacağımız tedbirleri, detaylıca planlıyoruz. Van, Elazığ, Malatya, İzmir depremlerinde, Antalya, Muğla yangınlarında, Kastamonu, Giresun, Bartın sel afetlerinde hükümetimiz çok ciddi bir sınav verdi. Yaklaşık 10 yıldır mücadele ettiğimiz kentsel dönüşüm projeleri afet hazırlık çalışmalarından biriydi. 6 Şubat’ta gördük ki felaketler hazırlıkları beklemiyor. Artık ne yapacaksak daha hızlı, daha kararlı yapacağız.

“KENTSEL DÖNÜŞÜME YENİ BİR ANLAYIŞ GETİRECEĞİZ”
Tek başına kentsel dönüşüm projelerinde yaşadığımız sıkıntılarla afetlerle mücadelede yeni bir anlayışı hayata geçirmemiz şart. Kentsel dönüşüm projelerinin bir an önce tamamlanması için adeta yalvardık. Bu konunun siyaset malzemesi olamayacak kadar hayati olduğunu söyledik. Türkiye’nin İkinci Dünya Savaşı sonrası yaşadığı köyden kente göç akını, şehirlerin çevresinde sağlıksız yapılaşmaya yol açmakla kalmamış merkezlerini de felç etmiştir. Kalitesiz yapı stoku en büyük baş ağrımız haline dönüştü. Tek çözüm şehirlerimizi mümkün olan yerlerde mahallinde, mümkün olmayan yerlerde çevredeki uygun alanlarda tekrar inşa ediyoruz. Biz sürekli 15 yıldır kentsel dönüşüm dedik. Başta ana muhalefet olmak üzere, yavru muhalefet kentsel dönüşüme karşıyız dediler. Bununla ilgili çeşitli mitingler yaptık, vatandaşı topladık. Şimdi de o vatandaş önümüzü kesiyor, bizim binamızı da yapın diyor. İstanbul başta olmak üzere 6,5 milyon yapının acilen dönüşmesi gerçeği karşımızda dururken siyasi hesaplar ve bireysel hırslarla süreç geciktiriliyor. Bunun vebali çok ağır. 6 Şubat acısını tekrar yaşamamak için eski yapıların kentsel dönüşüme girmesi gerekiyor. İzmir’in Karabağlar semti, süratle kentsel dönüşüm ve değişime ihtiyacı var. İzmir Belediyesi ana muhalefette, niye burayla ilgili bir çalışma yapmadınız? Karabağlar’ı değiştirin, bir adım atın. Orada yaşayanlar insan değil mi? Onlar için ideal konutlara kavuşma yaşam hakları yok mu? Oranın milletvekilisin, ana muhalefet olarak baştasın. Büyükşehir Başkanına söyle ne yapacaksa yapsın görelim. Yapamazsınız, sizin öyle bir derdiniz yok, öyle bir aşkınız yok, aynı şey Ankara için de geçerli. Ankara sizde, atın adımları. İstanbul’da, KİPTAŞ’ı ben kurdum, şimdi onlarda. Dertli olmak dertli, derdiniz yoksa hiçbir şey yapamazsınız.

“110 BİLİM İNSANIYLA BİR ARAYA GELDİK”
110 bilim insanımızla yaptığımız toplantıda tüm hususları enine boyuna değerlendirdik. Bu afetlere karşı nasıl tedbirler alacağız, tüm bilim adamlarıyla değerlendirdik. Yaptığımız bu görüşmelerin hepsini kayda aldık. Türkiye Ulusal Risk Kalkanı toplantısına katkı verdik. Bu toplantıda afetler konusunda tespit ve tekliflerde fikir birliği oluştu. Risklerin bütüncül anlayışla beraber değerlendirilerek hukuki altyapısı ve uygulama yöntemlerinin belirlenmesi gerekiyor. Bu tabloya bakarak Cumhurbaşkanlığı politika kurallarına risk ve afet konularıyla ilgili çalışmaları takip edecek yeni bir kurul ekleyeceğimizi açıkladık. Türkiye Ulusal Risk Kalkanı modeli toplantısındaki tüm tespitleri dikkate alarak yol haritamızı sürekli geliştireceğiz. Afet yasasından, afet yönetiminin özellikle kurumsal yapısının güçlendirilmesine kadar pek çok alanda yapılacak çalışmalar için şimdiden hazırlıklara başladık.

“TOPLUMU AFETLERE KARŞI DİRENÇLİ HALE GETİRİYORUZ”
Toplumu da afetlere karşı dirençli hale getiriyoruz. Tüm insanlarla ülkemizde topyekun anlayış birliği, uygulama bilinci, denetleme kararlılığı sağlamamızla mümkün. Yeni dönemde bunu başaracağız. Tarih bize bir ülkenin her şeyi yerle bir olsa bile medeniyet ve kültür bilincine sahip tek bir ocaktan milletin yeniden dirilebileceğini gösteriyor. Deprem bölgelerimizin yeniden inşası ve ihyasını planlarken maddi telafiyle birlikte ruhlarımızda açılan yaraların tedavisine önem veriyoruz. 1999 depremini yaşadığımızda kişi başına milli gelir 2 bin 800 dolardı. Şimdi 10 bin doları aştık. Bu neyle oldu, istikrar ve güvenle oldu. Azmettik. Bu yeter mi? Hayır. Bunu bir defa 15 – 20 bin dolara çıkarmamız gerekir. 20 yılda asırlık eksiklerini tamamladığımız sağlam bir alt yapıya bölgesel ve küresel düzeyde pek çok avantaja sahibiz. Depremin yol açtığı sıkıntıları kısa sürede aşmakla kalmayacak. Bu büyük felaketten çıkardığımız derslerle daha büyük bir atılımın vesilesi olacak. Şehirlerimizi yeniden kurarken sadece beton ve demir yığınlarından oluşan binalar değil, maziden atiye köprülerle onlara ruh ve anlam kazandıracağız. Tüm kamu binalarında sismik izolatörler olacak. Okullarda, hastanelerde yaygınlaştırmamız lazım.

“BİZ KÜLLERİNDEN DOĞAN BİR MİLLETİZ”
Biz küllerinden ayağa kalkan bir milletiz. Siyasi sosyal şartların getirdiği bir fetret dönemi yaşadık ama bu ara dönem geride kaldı. Depremde yıkılanla birlikte tüm şehirlerimizin medeniyet değerleriyle bir bütün olarak ayağa kaldırmak boynumuzun borcudur. Fay hatlarına, dere yataklarına, heyelan bölgelerine bina yapma dönemi artık bitti. Bu konuda sorumluluğunu yerine getirmeyenlerden hesap soracağız. Milyonların yüreğine ateş düşürmektense kimliğine bakmaksızın istismar peşinde olan muhterislerin canını yakmaktan asla kaçınmayacağız. Tarihi tekerrür ettirmemek için yaşadıklarımızdan acılarımızdan ibret alacağız. Şu gerçeği de unutmayalım, ülkemizin 6 Şubat’ta yaşadıkları, 11 şehrimizde yol açtığı yıkımın yanında insani ve ekonomik konularında 70 vilayette de etkisini hissettiren genel bir afete dönüştü. Asrın felaketi olarak tanımlanan bu afetlerin yaralarını sarması için güçlü bir yönetime, güçlü bir siyasi iradeye ihtiyacı var. Yıkım alanı dünyada eşi benzeri görülmemiş böyle bir felaketin üstesinden gelmek, vatandaşın bekasını güvence altına almak, şehirleri dirençli hale getirmek, tüm bunlar siyasi istikrarla olur.
Bizim tek gündemimiz deprem. Deprem yaralarını sarmak. Ülkemizi ve şehirlerimizi afetlere hazırlamak. Seçim süreci beraberinde getirdiği yıpratıcı siyasi gerilimler, gündemi kilitlemesi sebebiyle ister istemez bu çabaları gölgelememe riski taşıyor. İhtiyaç olan depremin yaralarını sarmak, kayıpları telafi etmeye odaklanmak gerekiyor. Bunun için gündem sapmasına yol açacak seçim sürecinin bir an önce geride bırakılması, seçim gerilimi ve tartışmalardan hızla çıkması şart. 14 Mayıs tarihinde seçimlerin yapılmasının bize bu imkanı vereceğine inanıyoruz. Seçimde gündemimiz yine deprem olacak. Ülkemizin bir bölümü yıkılmış, 10 milyon insan evinden olmuşken, siyasi çekilmelerle kavgalarla örülü bir kampanya yapmayı içimize sindiremeyiz. Depremin ilk gününden itibaren siyasi tartışmalara girmedik, sadece not ettik. Milleti devlete karşı tahrik edenleri de, yalan ve iftiraları da, rahat koltuklarında ahkam kesenleri de, mal derdine düşenleri de duyduğumuz her şeyi not ettik. Depremzedelerin yarasını sarıp yüzlerini güldürene kadar bu notları tutacağız. Bu felaketin izlerini silip yeniden normale döndükten sonra herkese hak ettiği cevabı vereceğiz, hak ettikleri muameleye tabi tutacağız. Enerji israfına dikkat dağınıklığına tahammül yok.

“10 MART’TA SEÇİM KARARINI ALIYORUZ”
10 Mart Cuma günü alacağımız seçim kararının ertesi gün resmi gazetede yayınlanmasıyla süreci başlatıyoruz. 11 Mart itibariyle seçim takvimiyle ilgili hususlar YSK’nın yetki alanına giriyor. Bu süreçte başka ile taşınan, başka illerdeki yurtlarda konaklayan, çocuğunun kaydını başka yere alan, seçmen kütüğünü yaşadığı yere nakleden, hangi sebeple olursa olsun ikametgahını değiştiren depremzedelerin kendilerine sağlanan hak ve imkanlardan mahrum kalmamaları için bir cumhurbaşkanlığı kararnamesi de yayınlıyoruz. Seçim sürecinin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.”

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
harika
Harika
0
_ok_do_ru
Çok Doğru
0
kat_l_yorum
Katılıyorum
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
_zg_n
Üzgün
KABİNE TOPLANTISI SONRASINDA CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’DAN AÇIKLAMALAR
Giriş Yap

Balıkesir Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!