DEDİKODU / MALUM KİŞİ
BEYAZ eşya, elektrikli aletler vesaire arızalarında ne yapıyoruz?
Servise gidiyoruz.
Servislik işler için önce randevu alıyorsunuz; eskisi gibi değil, kurumsal çalışıyorlar.
Kontrol ve onarım için size tarih ve saat veriyorlar.
Görevli arkadaşlar geliyor; olay yerinde yapılacak bir şey varsa halletmeye çalışıyor. Çoğunlukla alıp götürüyorlar.
Birkaç gün sonra kurumsal telefondan aranıyorsunuz:
“Cihazınızın arızası şu.. Maliyeti bu.. Astarı yüzünden pahalıya gelecek, yenisini verelim!”
Ya da cihazdaki arıza için yedek parça siparişi verildiği söyleniyor; uzun uzun bekliyorsunuz.
Sonra yine arıyorlar: “Yedek parçası bulunamıyor, size yeni bir cihaz önerelim…”
***
GEÇENDE bizim bulaşık makinesi bozuldu. Su almıyor.. Hortum giriş kısmındaki parça durduk yerde bozulmuş.
Servisi aradık, randevu aldık, arızanın kaynağını anlattık. Ekip geldi, baktı, inceledi.. Arızayı tespit etti; değişecek parça için sipariş vereceklerini söyledi.
Sipariş gelecek diye beklerken, “bu modelin yedek parçaları bulunamıyor; fiyatı da oldukça yüksek zaten.. Size yeni bir makine önerelim” karşılığını aldık.
Dört beş yıllık makine.. Arıza olabilir; parça değişebilir. Birkaç yıl daha kullanırız… Sistem sizi yenisini almaya zorluyor; bozulduysa at, git yenisini satın al!
Niye yenisini alıyoruz; onarımdan sonra kim bilir kaç yıl daha kullanırız.
***
KEDİLER televizyonu devirdi; görüntü gitti.. Servisi arıyoruz, “onarım verimli olmaz, çöpe atın, yenisini alın…”
Bulaşık makinesi bozuk; “parça yok, hem çok pahalı, yenisini verelim…”
Bazen satıcı ve servis politikasının dışında, kendi inisiyatifiyle işinizi gören arkadaşlar da çıkabiliyor karşınıza. Meselâ indüksiyon ocağın tuşları çalışmıyor.. Çalışmayınca ocak ısınmıyor.
Aradık servisi, gelip baktılar.
Normalde, “servise götüreceğiz, arızayı tespit edeceğiz, size geri dönüş yapacağız” derler.
“Abi” dedi arkadaş, “çocuk kilidine basmışsın…”
Artı eksi tuşlara aynı anda bastı birkaç saniye, alet çalıştı.
Evde elektrikli aletleri bızıklayacak türden çocuk yok ki, niye kilitleyelim?
Ayrıca çocuk kilidinin nasıl devreye girdiğini de bilmiyoruz. Kullanım talimatını okumamışız; düğmeye basıp işimizi görüyoruz en pratik yoldan. Hem zaten fazla elektronik şeylerle aramız pek iyi değil.
Neyse…
Servislerde işiniz genellikle yokuşa sürülüyor; ara sıra böyle pratik, sizi düşünen, çözüm odaklı arkadaşlar da çıkıyor sağ olsunlar.
***
GEÇEN sene bahçe için çim biçme makinesi aldık KOÇTAŞ’tan. Çok model vardı, fiyatı en uygun olanı seçtik. “Tavsiye ederiz, rahatça kullanabilirsiniz; bir arıza olunca hemen getirin, servis hizmetimiz var” dediler.
Makine garanti kapsamında.
Motorundan duman çıktı, yanık kokusu geldi; aldık götürdük KOÇTAŞ’a. Gözlüklü, güler yüzlü, işini iyi yapan görevli bir kadın personel karşıladı bizi. Kaydımızı aldı, izlenecek yolu anlattı, Balıkesir’de makinenin servisi olmadığını, İstanbul’a göndereceklerini söyledi. Gerekli işlemleri yaptı, “biz sizi arayıp haber vereceğiz” dedi.
Bir hafta sonra aradılar: “Makineniz onarıldı, gelip alabilirsiniz.”
Acele ediyoruz; zira çimler fena uzadı, biçilmesi lazım.
Gittik.. Yine aynı kadın görevli, güler yüzle karşıladı bizi.
Makineyi kargo kutusundan çıkardı.. Servisten gelen evraktaki notu okudu:
“Motor zorlanmış, onarımı makinenin kendi fiyatını bulur…”
Halletmeden geri yollamışlar yani.
Biz de seviniyoruz, alet onarıldı diye…
“Astarı yüzünden pahalıya geliyor, git yenisini al” diyor servis.
Fiyatına baktık, geçen yıl aldığımız rakamı ikiye katlamışlar… Gerçi enflasyon var memlekette, hiçbir şeyin fiyatı durduk yerde durmuyor. Bizim alım gücümüz aynı!
Garanti kapsamında değişmesi gereken parça için, “garanti kapsamı dışında” deniyor.
‘Kullanıcı hatası’ diye not düşüyorlar, olay bitiyor.
Bu garantiler ne için veriliyor?
Toplasan yirmi kere kullanmamışsızdır. Servis “zorlama var” diyor.
Onarılmadan geri aldık makineyi; Sanayi Sitesi’nde bir bobinajcıya bıraktık. Herhalde halleder!
***
GÖRÜLDÜĞÜ gibi sizi yenisini almaya zorluyorlar.
Eskiyi at, yenisini al.
Bu arada yenisi için indirim de uyguluyorlar; bindirdikten sonra indiriyorlar!
Daha çok al, daha fazla tüket… Kapitalizmin kuralı böyle.
Malum Kişi