YENİ BİR EĞİTİM MODELİNE İHTİYAÇ VAR

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

European School of Economics kurucusu ve dünyanın bütün dillerine çevrilen Tanrılar Okulu kitabının yazarı Elio D’Anna  geçmiş günlerde benimle yazmakta olduğu yeni kitabından bazı notlar paylaştı ve  görüş alışverişinde bulunduk. 

 

D’anna’ya göre mevcut okul ve eğitim sistemi her çocuğun içinde doğuştan var olan özgünlük ve yaratıcılığı öldürüyor.  D’Anna’nın cümleleriyle sıradan geleneksel okullarda çocuklarımız yazmayı, okumayı, matematiği, tarihi, edebiyatı öğreniyor, coğrafyayı,  Thames nehrinin uzunluğunu keşfediyor, New York’un nüfusu hakkında bilgi sahibi oluyor. 

Rusya’da veya Ortadoğu’da ne kadar petrol ve gaz üretildiği ve işlendiğini öğreniyor. Fakat onların gerçekten öğrenmediği ve keşfetmediği şey, varlığın anlamı, her şeyin ve kendi varlıklarının asıl anlamı.  Onlara hayallerini ve isteklerini nasıl gerçekleştireceklerini, iç dünyalarını nasıl özgür ve uyum içinde tutabileceklerini, bedenlerini nasıl sağlıklı tutabilecekleri, yaşamlarını nasıl güvenli kılacaklarını öğretmiyoruz.

Ve daha fazlası, problemlerin nasıl üstesinden geleceklerini, krizleri atlatabileceklerini, savaşları kazanabileceklerini, sözlerini yerine getirebileceklerini, amaçlarına zorlanmaksızın ulaşabileceklerini öğretmiyoruz.  Bir çok çocuk bunları hiç öğrenmeden erişkin oluyor ve hayatları yanlış iş, yanlış meslek, yanlış ilişkiler arasında hayal kırıklığı ile neticeleniyor.

 

D’Anna’nın cümleleri üzerinde düşünüp geriye dönüp baktığımda okul hayatımın gri ve siyah beyaz anlardan ibaret olduğunu görüyorum. Başarılı bir öğrenci olmama rağmen mutluluk hele özgürlük benim için okul ile hiç bir araya gelmedi. Çevremdeki birkaç kişiye eğitim hayatları ile ilgili sorduğum sorulardan hep benzer yanıtları aldım. Düşünüyorum da hayatta varoluşsal sıçramalar yapmamı sağlaya becerilerin hiçbirini okulda edinmedim. Okul bizleri tektipleştirmeye ve sıradanlaştırmaya çalışıyordu. Sanırım tüm eğitim hayatımda farkında olmadan hem buna direnmeye çalıştığım hem de başarılı olmak için uğraştığımdan keyifli değildi.

 

Özgür ve masmavi gökler, boş arsalar, uzayıp giden sokaklar, rengarenk ansiklopediler, kitaplar ve yapılacak onca şey varken okul buruk bir esaret, çocukluğun erken dönemimde dayatılan bir zorunluluk olarak hatırladığım bir hırpalanıştı.  Ortaokulda çok başarılı olduğum tarih dersi esnasında okula geç kalma bahasına Balıkesir’ın tek sahafı Turgut Amca’dan aldığım İlk Canlılar adlı resimli ansiklopediyi dayanamayıp sıranın altında karıştırırken öğretmenden enseme yediğim tokadı hatırlarım. Okul benim için daha anlamlı ve keyifli şeylerle arama giren bir zorunlu ve tatsız bilgiler seremonisiydi.

 

İş hayatında yaptığım gözlemler bana şirketlerde bir araya tutmaya çalıştığımız   20’li yaşların ortasına kadar okuttuğumuz ama insana ve hayata dair hiçbir şey öğretmediğimiz mutsuz ve olgunlaşmamış yetişkinin birbirleriyle trajik ve müsrif boğuşmalarının, birbirlerini hırpalamalarının, insan doğasına dair derin cehaletlerinin, yıkıcı egolarının ve kazandıkları paralara ve oturdukları koltuklara rağmen derin mutsuzluklarının ve sağlıksızlıklarının hep bu eğitimin bir sonucu olduğunu düşündürüyor.  Değerli yazar D’Anna’nın yeni kitabını heyecanla bekliyorum.

 

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
harika
Harika
0
_ok_do_ru
Çok Doğru
0
kat_l_yorum
Katılıyorum
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
_zg_n
Üzgün
YENİ BİR EĞİTİM MODELİNE İHTİYAÇ VAR
Giriş Yap

Balıkesir Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!