Tolga Tosun’un manşetlerle imtihanı!

SEÇİM sathı mailine girince rakiplerin bel altı vuruşları hızlanır.

Bel altı işleri çoğu kere karşı cephenin operasyonudur.. Bazen kendi içinden vurulursun.

Ama birader, “bunların hepsi manipülasyon, algı operasyonu, güç kırmak için yapılan işler, ahlaksızlık yapıyorlar, siyaset bu değil” türü vaveylalar savurup öfkelenmeden önce..

Sahaya tertemiz çıkmak lazım!

Bunun için, ardında laf söz ettirecek, milletin ağzına sakız olacak şeyler bırakmamak lazım!

 

***

BU işler böyledir hep; mevzubahis seçimse, kazanmak için her şey mübah görülür.

Öyle olmamasını arzu etsek de sonuç değişmez; bel altı vuruşlar illaki olur.

Şimdi sosyal medya var, sahte hesaplar var, troller var; bunlar üzerinden her türlü manipülasyonu, spekülasyonu, algı çalgı işlerini yapmak mümkün.

Hiç olmamış, yaşanmamış şeyi olmuş gibi yazar paylaşırsın; millet inanır.

Ya da büyütülecek mevzu değildir ama, allayıp pullayıp süslersin, yan yana gelmeyecek şeyleri aynı sepete koyup karıştırırsın.. Maksat, milletin kafası bulansın!

 

 

BÜTÜN aklını, zamanını, sermayesini bu uğurda harcayıp heba edenlerin, o aklı, zamanı, sermayeyi daha iyi işlerde kullanmalarını bekleriz ama.. Daha çoook bekleriz!

 

***

MEDYA da, bel altı vuruşlar konusunda hayli sabıkalıdır yani.

Beş sene boyunca güzel güzel yazar çizersin, yaptığını ettiğini, icraatını sanatını allar pullar satarsın.

Seçim sathı mailine girince..

Ağır tonajlı başlıklar altında ezik ezik ezersin adamı; üstünden silindir geçse bu kadar acımaz canları!

 

***

KARŞI cephenin bel altı vuruşlarında etik, ahlak, objektiflik, dürüstlük, ilke falan aranmaz.

Seçim zamanı her şey mübah dedik ya.

Bir şey daha dedik:

“Bazen kendi içinden vurulursun…”

Beraber yol yürüdüğün adamlar ve kadınlar, zamanı gelince rakibin olur.

Aynı çatı altında, aynı koltuğa, aynı mevkiye talip olanların güç savaşları başlar haliyle.

Ne yaparsın o zaman?

Yan yana gelince yüzüne gülersin, samimi davranırsın, sarılıp öpersin..

Arkasını dönünce..

Orası artık kişilerin ya da grupların operasyonel kabiliyetine kalmış.

 

***

ŞU günlerde Bandırma Belediye Başkanı Tolga Tosun’la ‘uyuşturucu’ konusunu yan yana getiren haberler yayımlanıyor meselâ.

Tolga Tosun’la başladılar, gerisi gelecek kuşkusuz.

Bu satırlar, Tosun’u koruyup kollama maksatlı değil, yanlış anlaşılmasın. Örnek veriyoruz.

Belediye’de şoför olarak çalışan bir şahsın uyuşturucuyla yakalanması haber midir; haberdir.

“Uyuşturucuyla yakalandı” diye yazarsın normal zamanda.

Belediye Başkanı’yla ilişkilendirmezsin.

Seçim takvimi işliyorsa, al sana bomba!

Başkan da bu yayınlar sonrasında basının karşısına çıkıp hem şüpheli şahısları savunma, hem kendisini işin içinden sıyırma çabasıyla tartışmaya açık cümleler kurarsa..

Yolla füzeleri, yıkılsın ortalık…

Artık bu yaftaları nasıl çıkarırsın boynundan, algıları, tepkileri nasıl temizlersin piyasadan, sana kalmış.

 

***

TOLGA TOSUN’un “kardeşim” deyip arka çıktığı vatandaşın adli sicilini çıkardılar ortaya.

Gazete soruyor: “Orası Belediye mi, mafya yazıhanesi mi?”

Uyuşturucu mevzularından girip, mafyatik işlere kadar devam eden bu yayınlar, ikinci dönem Belediye Başkan Adaylığı planları yapan Tolga Tosun için büyük sıkıntı şimdi.

“Tosunum” diyor gazete, “git, sende bir uyuşturucu testi yaptır” diye devam ediyor.

Şimdi bu bir çamur atma olabilir, karalama, gözden düşürme, suçlama, itham, itibarsızlaştırma falan.

Naif eleştirilerin hükümsüz kaldığı yeni medya çağında, hakaret, iftira, itibar suikastleri prim yapıyor.

Okuyucu veya takipçi dediğimiz kitlenin medya okur yazarlığı, büyük puntolu başlıklara bakıp, fotoğraf ve videolara odaklanmaktan ibaret.

İstediğin kadar haklı ol, kendini savun; çamur sıçradıysa paçalarına, iki elinle kumaşı çitileyip temizleyemezsin lekeyi. Bir de yağlı çamursa.. Zor çıkar.

 

***

SEN dilediğin kadar beş yılda yaptıklarını ettiklerini anlat millete.. Mahalle kahvelerini dolaş, vatandaşla konuş, çay içip icraatlarını anlat.. Bol bol broşür bastır, dağıt, şu kadar taş döşedik, bu kadar asfalt yaptık falan.

Hiç hükmü olmaz. İki manşette yerle yeksan!

O sebeple, hukukçu kimliğini de dikkate alarak, bu yayınlar karşısında daha sağlam, daha ikna edici savunmalar ortaya koymak lazım.

Ayrıca, kibirli ve üstenci yönetici hallerini bırakıp daha samimi, daha halk adamı rolleriyle formatlanmak lazım diyeceğim ama, bu saatten sonra zor artık.

 

***

BAKIYORUM da, partisinin kurmayları, vekilleri, il ve ilçe başkanları falan o manşetlerle baş başa bırakmış gibiler Tolga Tosun’u.

Bir kişi dahi ortaya çıkıp, “bu yapılanlar tamamen itibar suikastidir” türü çok klasik bir savunma cümlesi bile kurmuyor nedense.

Herhalde Tolga Tosun da ayırdındadır bu durumun.

Selam ederim.

Exit mobile version