TEBRİK ZİYARETLERİYLE ZAMAN KAYBETMEMEK LAZIM

Ş. TARIK SÜRMELİOĞLU

SEÇİMDEN sonra ne yapılır?

Mazbatalar alınır, makama oturulur.

Sonra?

Beş altı ay kadar ziyaretçi kabulü, “hayırlı olsun” tebrikleri.

Gelen giden, gelen giden.

İçilsin çaylar kahveler, yensin çikolatalar, şekerlemeler, çerezler.

En mühimi de çerezdir. Makam odalarının vazgeçilmezi.

Kuru incirinden cevizine, bademinden fıstığına, fındığından üzümüne kadar..

Çerez kategorisine giren ne kadar şey varsa, hepsi tabakta gelir.

Son beş yılda çikolatacılar, şekerlemeciler ve bittabi çerezciler zengin oldu memlekette.

Ağırlama giderlerinin en büyük kalemini çerez oluşturuyordur eminim.

 

***

ÇEREZDEN açtık madem, devam edelim.

Başkanların, başkan yardımcılarının, müdürlerin, amirlerin odasındaysanız eğer..

Çayın yanında bir tabak çerez gelir.

Çay gibi değil ki bu; iki yudumda bitir, sonra “haydi bana müsaade…”

Ye ye bitmez.

Yarım saat, bir saat.

Hem zaman kaybı, hem verimlilik açısından sıkıntı.

Çerezci arkadaşlar kızacaktır, “ekmeğimizle oynuyorsun” diye.

Yok, ben kimsenin ekmeğiyle oynamıyorum; durum tesbiti yapıyorum.

 

***

BU çikolata çerez işinin en abartılı dönemi, Edip Uğur zamanındadır.

Koca koca tepsilerde karışık çerezleri, hâttâ özel kurutulmuş meyveleri bile görmüşlüğümüz var.

Müdürlerin amirlerin odalarında, sehpa üstlerinde, özel ambalajlı pahalı çikolataları, kuru kayısıları, elma kurularını, şifa niyetine gübürdetiyordu ahali.

 

***

ÇOK uzattık.

Gelelim sebebi mevzumuza.

Hani seçilenleri tebrik etmek, ziyaretine gidip kutlamak görevdir.

Sıra sıra, bölük bölük kalabalıklar makam kapısında ziyaret için bekleşir.

Meselâ Yücel Yılmaz mazbatasını alsın, Büyükşehir’deki makamına otursun..

İlk işi ziyaretçi kabulleri olacak.

O ziyaretçiler uzun süre bitmeyecek. Azalmayacak.

Hergün aynı yoğunlukta, geleni kucakla, gideni öp.. Çay, kahve, çerez.

En çok da çay kahve servisi yapan personele üzülürüm. Sabahın köründen akşamın ziftine; ayaklarına kara sular iner gariplerin.

Mülki idaresinden yerel yönetimlere, meslek odalarından esnaf odalarına, sivil toplum kuruluşlarından mahalle muhtarlarına, eş dost akrabadan yıllardır görmediğin lise arkadaşına kadar..

“Hayırlı olsun, Allah utandırmasın” faslında tebrik ziyaretleri.

Adamın beyni sulanır, yanar hâttâ.. Seçim çalışmaları boyunca elini sıkıp kucakladığı, öptüğü binlerce insandan sonra.. Bir de ziyaretçileri öp, kucakla, ağırla.

 

***

MAZBATAYI alıp makamına oturan ilçe belediye başkanları ziyaretçi kabullerine başladı meselâ.

Büyükşehir Başkanı henüz mazbatayı almadı; bir alsın, sonra Büyükşehir binasının statiğini bozacak türden bir kalabalık, bir sirkülasyon göreceksiniz.

Görmesek diyorum işte.

Yani, protokol icabı olması gereken ziyaretlerin dışında.

Hâttâ onlar da olmasın.

Ne olsun peki?

Ne bileyim işte, büyük bir salonda falan tebriklerin kabulü faslında bir kokteyl.

İçki yok, içki yok.. Kola, fanta, gazoz, meyve suyu.. Atıştırmalıklar, kurabiyeler, çerez tabakları.

Başkan bir konuşma yapsın genel manâda..

Sonra kokteyl masalarında öbekleşen davetlileri dolaşıp ayak üstü laflasın.

Bitsin gitsin.

 

***

NEDEN böyle istedik?

Tebrik ziyaretleri zaman kaybıdır çünkü.

İnsanı mesaisinden alıkoyar.

Belediye işlerine yoğunlaşacağın yerde, ziyaretçi milletinin laklağına yoğunlaşırsın.

 

***

ZAMAN geçiveriyor.

Balıkesir’in kaybedecek zamanı yok.

Tebrik ziyaretleri zaman kaybıdır.

Onca vaat, onca proje, onca sorun.

Bak daha daire başkanları, müdürler, amirler falan ayar edilecek.

Tam kadro ziyaret işlerine dalınca, hizmetlerde aksama yaşanır malum.

 

***

YÜCEL YILMAZ’a ve cümle belediye başkanına tavsiyem..

Tebrikat faslını bir seferde halledin, sonra işinize gücünüze bakın.

Exit mobile version