SULAK ALANI SATMAK YA DA DOĞAL YAŞAM PARKI YAPMAK – 2

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

KAMU MALINI SATMAK MI, DOĞAL YAŞAM PARKI YAPMAK MI?

Bugün ne yazık ki Dalyan için yakın geçmişte olup bitenleri değiştirme şansımız artık bulunmuyor. Fakat elbette bugünün varlıklarını, gelecek için koruyabiliriz. Tercihleri basitçe iki başlıkta toplamak mümkün:

1-) Akçay Sulak Alanı’nı “Mahalli Öneme Haiz Sulak Alan” olarak acilen tescil ve ilan ettirmek, 2-) Bu alanların insan eliyle bozulmasına, betonlaşmasına göz yummak. Bunu netleştirmek zorundayız, çünkü halihazır tablo çok karmaşık bir görünüm sergiliyor. Ya ilki seçilip korumacı bir politika izlenecek, ya da ikincisi seçiliyorsa acilen çok büyük altyapı yatırımları yapılacak. Yoksa “göç yolda düzülür” mantığıyla bu iş kotarılamaz, hem karada hem de denizde başımızdaki sorunlar daha da artar. Aslında 2019 yerel yönetim seçimleri bu konudaki tercihi belirlemek için son şanslardan birisiydi ve yukarıda ifade edilen hususlar çeşitli adayların önüne de konmuştu bir STK tarafından. Ne yazık ki, ikinci seçenek siyasetçilerin ilgisini daha çok çekti. Onlar konuya bütünlüklü bakıp, gelecek için ilk tercihten yana ağırlık koymak yerine, Dalyan’ı çeşitli bölümlerinden paraya tahvil etmeye odaklandılar. Fakat altyapı yatırımlarını da es geçtiler. Önce “şurasından bu kadar dönüm verilse” talepleri girdi gündeme. Sonra 2020’nin başında Balıkesir B. Belediyesi, Ankara’dan sunulan bir şablona uygun olarak ilin tamamında 2 bin dönüm kadar araziyi şartlı ve süreli olarak alıverdi. Şart “kentsel dönüşümde kullanmak amacıyla” bu arazileri satıp, parasını Çevre Bakanlığı nezdindeki bir hesaba koymaktı. Oradan alıp il genelinde harcanacaktı zamanı gelince. Süre ise üç yıldı. Dalyan’da Edremit Çayı’nın kuzey tarafında kalan kamu arazilerinden birisi de, bu kapsama girdi. Büyükşehir Belediye Meclisi de durumu itirazsız olarak onayladı. Fakat bir sene sonra bu işin imar değişikliği ile arazileri konut imali için satmak olduğu kamuoyuna yansıyınca, haliyle tepkiler oldu. “Neden beton için satılıyor?”, “zaten altyapı yetersizken yeni nüfus ilavesi de nereden çıktı?”, “bu araziler kamu malı, satmak yerine Doğal Yaşam Parkı yapılması düşünülemez mi?” soruları gündeme girdi. Seçmen tepkisi politilacıların da dikkatini çekti ve konu halen Belediye Meclisi’nde, İmar Komiyonu tarafından yapılacak “değerlendirme” bekleniyor.

 

ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ ALANINDA YAPILAN DOLGULAR NE OLACAK?

Edremit Çayı’nın güney tarafında ise bir başka kamu arazisinin “Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi” yapılması çalışmaları 2018’de başladı. Seralarda çiçek ve süs bitkileri yetiştirilecekti. Konu istihdam ve kentsel gelirin artması olduğu için, pek çok toplumsal kesim açısından çok önemliydi. Fakat yer seçiminin çeşitli sakıncaları da bulunuyordu. Derenin taşkın alanında olması nedeniyle ciddi bir dolgu yapılması DSİ’nin şartıydı. Arazi niteliğinin sulak alan veya vasfını yitirmiş sulak alan olması da bir diğer sorundu. Ancak bu konudaki karar sürecinde yerel yönetimler, kent konseyleri, siyasi partiler ve STK’ların hemen hepsi bir görüş bile beyan etmediler. Sadece bir STK bu araziye mevcut arıtma tesisinin taşınmasını ve çevresine imar verilmeyip ağaçlandırılmasını, derenin kuzey yakasında ise Doğa Parkı yapılmasını önerdi. Sonuçta bu ilgisizlik ortamında, zaten bir “devlet projesi” olarak sunulmakta olan OSB alanı, ulaşım ve personel ikameti konuları öne çıkartılarak belirlendi şimdiki yerinde. 2019’da arazilerin parası ödenip tapusu da alındı ve Büyükşehir Belediyesi ile anlaşılarak hemen arazi dolgusu başlatıldı. Fakat aklınıza gelebilecek her türlü atık, cüruf, moloz, çöp hatta balçık bile boşaltıldı bu sahaya. Vahşi bir dolguydu bu ve itirazlara da “inert atık bunlar” diyerek yanıt verildi Büyükşehir Belediyesi tarafından. İşin başında ETDİOSB projesi için hiç sesini çıkartmayıp, bu dolgu işlerinin ikinci yılında yani 2021’de birkaç çekimle “durumu fotoğrafla tespit ettik” diyen bir STK’nın açtığı dava ise 2022 başında sonuçlandı. Fakat dolgu işlemine Balıkesir B. Belediye Meclisi kararı ile son verildiği için de, İdare Mahkemesi sadece “davanın konusunun kalmadığını” söylemiş oldu. Şimdi muhtemelen, dolguların kaldırılması, arazinin eski haline getirilmesi davaları da açılacak, muhatap sorunu ortaya çıkacak, sonra arazinin niteliğinin tescili istenecek ve bu mahkemeler de epeyce bir müddet sürecek.

 

BATAK ARAZİLERE KENT(!) KURMAYA KALKIŞANLAR

Bununla bitmiyor ne yazık ki Dalyan’ın derdi. 2020’de OSB’ye komşu ve Burhaniye sınırındaki büyükçe bir  araziye, yüzlerce konutluk bir yazlık site kurulması konusu gündeme girdi. Şahıs arsalarından oluşan ve daha önce imarı da yapılmış olan bu batak arazilere “kent” kurmaya kalkışanların, haritaya bakıp da karar vermedikleri hususu ise, bir süre sonra medyada boy gösteren reklamlarla ortaya çıktı. Zira bir sanatçıyla bir siyasetçinin de rol aldığı bu reklam videosu, özellikle yurtdışında çalışan ve belli bir inançtaki insanları hedefliyor, bu “karlı yatırıma” çağrı yapılıyordu. Batak arazi üzerinde bu yeni betonlaştırma girişimi de haliyle çeşitli tepkilere neden oldu. Hatta Büyüşehir Belediye Meclisi’nin bir grup sözcüsü tarafından yapılan “karşı  video” da gösterime girip “sizin projeniz şöyle, bizimki böyle” denilmeye başlandı ve böylece Dalyan paylaşımının tarafları iyice netleşti. Edremit Belediyesi bu durumda inşaat izinleri için verilecek kararı Meclisi’ne havale etmeye kalkıp biraz oyalandı ama sonunda 2021’de şirkete istediğini verdi. İnşaatlar başladı, hatta şu sıra bazıları bitti bile. Şimdi bir taraftan da bu arazide DSİ’nin Bostancı’dan Dalyan’a doğru Ilıcaayağı Deresi ıslahı çalışmaları ilerliyor. Yani Dalyan kıyılarındaki mevcut balçık sorununu arttıracak olan bir akarsuyun daha o coğrafyaya bağlanması gündemde. Bu durumda denize girmek iyice hayal olacak o kıyılarda veya “sizin” denilen bu projede.  

 

SULAK ALAN OLDU, KARMAŞIK ALAN!

Durum tam da böyleyken, 22 Kasım 2021‘de yayımlanan bir Cumhurbaşkanı Kararı ile H. Türe Köprüsü’nden itibaren Kadıncık Deresi’ne kadar, Burhaniye yolu ile deniz arasında kalan arazilerin önemli bir bölümü ile derenin denize döküldüğü kısım “kesin korunacak hassas alan” ilan edildi. Konut işgalinin yoğunlaştığı bir coğrafyada, nazik bir dengede alındı bu karar. Zira bu sahillerde betonlaşma sürerken, bir de doğal alan gerektiği lüzumuna hak verilmesi söz konusuydu. Öyle ya, nereye sığınacak Dalyan’ın kuşları, hayvanları, böcekleri, sürüngenleri?

Derken 25 Kasım 2021‘de ise Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü, Edremit Çayı’nın güney ve kuzey tarafındaki arazilerin önemli bir kısmını “nitelikli doğal koruma alanı” olarak tescil ve ilan etti. Fakat OSB arazisini cetvelle ayrılmış gibi bunun dışında tuttu. Çayın kuzey tarafındaki kamu arazilerinin olduğu alan ise “sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı” ilan edildi. Balıkesir B.Belediyesi’nin imarını değiştirip satmaya hazırlandığı arazi de orada bulunuyor. Dalyan böylece tam anlamıyla karmaşık bir yapıya girmiş oldu aslında. Ne ararsanız var. Halbuki yukarıda söylendiği gibi, tercihler oldukça basitti. Fakat en başından bütünlüklü bakılmayıp, her kurum farklı açıdan değerlendirip birbiriyle koordinasyonu olmayan tasarruflara girişince, yerel yönetimler de aradan uzanıp iş kotarmaya niyetlenince, tam bir arapsaçı haline geldi Dalyan’ın arazileri. Sulak alan oldu karmaşık bir alan.

 

SULAK ALANA İNŞAAT RUHSATI VEREN ÇEVRECİLİK!..

Nitelikleri, mülkiyet yapıları ve tasarruf niyetleri birbirinden çok farklı pek çok alan yan yana gelmiş oldu. Hatta komşu Çıkrıkçı’nın tarım arazileri bile ranta yönelik talep artışları yaşamaya başladı. Edremit’in yerel yönetimi ise çevre duyarlılığı diyerek “imar değişikliği ve satış” işine karşı olduğunu söylemişti Dalyan’da ama hem kendi siyaset kulvarında OSB’de açılan davalara dolaylı olarak vesile olup, hem de sulak alanın diğer köşesinde  inşaat ruhsatları vererek “çevreciliğini” tartışılır hale getirdi. Halbuki Dalyan arazisi Burhaniye’de de devam ediyor ve orada halen “altyapı yoksa, inşaat izni de yok” deniliyor. Bir önemli husus daha var. Bütün bu imar girişimleri, deprem olgusu ve zeminin yapısı dikkate alınmadan yapılıyor. Dalyan’da denize dökülen derelerin bile kirletici kaynaklardan temelli kurtarılmaları yerine, sadece dip temizlikleri yapılıyor. Bu işler normal hizmet değil de bir “özveri” olarak propaganda konusu yapılıyor hatta. Fakat derelerin kirlilik sorunu kaynağından halledilmezse, temizliğin sürekli gerekeceği gerçeği ısrarla dile getirilmiyor. Bütün bunlar için çok büyük mali harcamalar da yapılıyor. Lakin ortada herkesin anlayacağı bütünlüklü bir müşterek plan bile yok. Bu nitelikli sulak alan hala “şuraya bugün bunu koyalım, yarın da şunu satalım” diyerek yönetilmeye çalışılıyor.

 

İYİ TÜCCARLIKLA ÖVÜNÜP KENTİ ŞİRKET GİBİ YÖNETMEK…

Bu yapılanların adı duyarsızlıktır ama doğaya ve kamu hakkına da saygısızlıktır aynı zamanda. Elbette bugün değilse yarın “sulak alanlara böyle mi değer verdiniz?” diye sorulacaktır. Seçmen sormasa, doğa sorar bunu. Her şey paraya, kazanca dönüştürülmek istenirse, sonuçta yaşanmaya değer bir coğrafya kalmayacağını hesap etmek o kadar zor mu? Elimizdeki zenginliği korumayı beceremeyip, başka alanlardaki zenginliğe göz dikmek, “iyi tüccarlıkla” övünerek kenti şirket gibi yönetmeye kalkmak doğru olabilir mi? Bundan sorumlu olanlar hem kurumlar ve hem de yerel yönetimler elbette. Fakat duyarsız veya çok geç uyanan sivil toplum örgütlerini, kent konseylerini, siyasi partileri ve nihayet sessiz kalan tüm vatandaşları da anmak lazım. Adeta hep birlikte, tüm dünyanın önemini vurguladığı bir doğal değer olan sulak alanları korumak yerine, nasıl paylaşılıp mahvedildiğini izlemekle yetiniyoruz. Kentle ilgili olarak alınan diğer kararlara karşı tutumumuz neyse, sulak alanlar konusundaki tavrımız da aynı. Peki, ne söyleyeceğiz bu durumda gelecek kuşaklara, torunlarımıza? “Sustuk ve izledik” mi diyeceğiz, yoksa “savunduk ve yönetime katılma hakkımızı kullanmak için elimizden geleni yaptık” mı? Çözüm burada odaklanıyor sanırım.

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
harika
Harika
0
_ok_do_ru
Çok Doğru
0
kat_l_yorum
Katılıyorum
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
_zg_n
Üzgün
SULAK ALANI SATMAK YA DA DOĞAL YAŞAM PARKI YAPMAK – 2
Giriş Yap

Balıkesir Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!