SEKİZ milyon yedi yüz elli üç bin iki yüz yirmi altı.
Bu kadar seçmen sandığa gitmemiş güzel yurdumda.
Elli yedi milyon doksan üç bin dört yüz on seçmen var.
Kullanılan oy:
Kırk sekiz milyon üç yüz kırk bin yüz seksen dört.
Katılım oranı: Yüzde 84.67.
Sandığa gitmeyen, yaşadığı şehri yönetecek kadroların tercihinde oy hakkını kullanmayan, yurttaşlık görevini yerine getirmeyen, sekiz milyon yedi yüz elli üç bin iki yüz yirmi altı kişi.
Yüzdeye vurunca, “katılım beklenenin üstünde” diyorlar.
Sayıya bakınca.. Önemli bir kitlenin sandığa gitmediği görülüyor.
“Giderim gitmem benim bileceğim iş” diyemezsin, iyi bir yurttaşsan.
Sen oy vermeye tenezzül etmediğin için yaşanıyor belki de bunca olumsuzluk.
Balıkesir için bakalım.
Katılım oranı yüzde 86.68.
Dokuz yüz kırk iki bin sekiz yüz otuz seçmeni var Balıkesir’in.
Sekiz yüz on yedi bin iki yüz yirmi beş kişi oy kullanmış.
Yüz yirmi beş bin altı yüz beş kişi sandığa gitmemiş.
Büyük bir ilçemizin nüfusu kadar seçmen ortada yok.
31 Mart Pazar günü yapacak daha önemli işleri vardı herhalde.
Pazar günü evden hiç çıkmamak gibi…
Sandığa koşan insanları “koyun sürüsü” görmek gibi…
Ne bileyim, hafta sonu pikniği, çoluk çocuk yeşillik yerlere kaçmalar falan.
Yatalak hasta bile yurttaş sorumluluğuyla bir şekilde oyunu kullanıyorken..
Bu kadar insan sandığa gitmiyor.
Tabi bu işin maddi cezası var kuşkusuz.
Yirmi küsur lira!
İki paket cigara parası.
Yurttaşlık görevini yerine getirmemenin cezai karşılığı.
Oy vermek bir kültürdür, eğitim işidir.
Sandığa gitmeyenlere can acıtacak türden para cezası kesmek lazım.
Bir de, zorunlu eğitime tabi tutacaksın.. Meselâ iki ay süreyle yurttaşlık bilgisi dersleri vereceksin.
Üstüne bir de..
Bir sonraki seçimde zorunlu sandık görevi yükleyeceksin.
Zaten mecburen sandığa gidecek o zaman.
Nasıl fikir ama?..
