İSMAİL ERTEN
Emekli Eğitimci
ANADOLU’NUN GÖZYAŞLARINI DİNDİRELİM!
Ünlü ressam ve müzeci (!) Osman Hamdi Bey 1842 yılında doğuyor. Babası Edhun Paşa’dır. Sadrazamlık, vezirlik. Elçilik görevlerinde bulunmuştur. Kökeni Rum’dur.
Osman Hamdi Bey 1860 yılında liseyi bitirir. Hukuk eğitimi için Paris’e gönderilir. Paris’te altı yıl kalıyor. Hukuk okumuyor. Resimle ilgileniyor. Baba parasıyla sorumsuzca yaşıyor.
Abdülaziz 1867’de Paris’i ziyaret ettiğinde Paris’te ne kadar Osmanlı varsa hepsi polis tarafından uzaklaştırılıyor. Osman Hamdi’ye dokunmuyorlar. Padişahı karşılayanlar arasında Osman Hamdi’de vardır. Güvenilir insan sayılıyor.
Osman Hamdi yurda döndükten sonra devlet görevlisi olarak Viyana’ya, Bulgaristan’a gönderilir.
Avrupa’da müzecilik 1700’lerde başlar. British Müzesi 1734, Luwr 1774 yılında açılmıştır. Osmanlı’da bu konuyu bilen, ilgilenen de yoktur. Osmanlı’da ilk kazı izni 1840 yılından sonra yabancılara verilmişti. Osman Hamdi Bey’in müzecilikle hiç ilgisi olmamasına rağmen1881 yılında müze müdürü olur. Ölünceye dek (1910) müze müdürü olarak kalır.
Osman Hamdi Bey’in üç önemli özelliği vardır; kumara, kadına, paraya düşkünlük. Namık Kemaller sürgüne gönderilirken Osman Hamdi Bey lüks içinde yaşıyor. Müze müdürlüğü maaşının yanında sekiz kurumdan daha maaş alıyor. Sürekli borç içinde yaşıyor. İki yalısı ve birçok yerde arsası, hissesi var. Müzenin üçüncü bölümünün inşaatını oğluna vermiş. Kardeşlerini, oğlunu müzede işe almıştır.
Osman Hamdi Bey’i biz büyük ressam olarak bilir, yere göğe koyamayız. Hele ‘Kaplumbağa Terbiyecisi’ resmini. Batı’da resim sanatı fotoğraf ressamlığının ötesine geçerek resme yazım girmiştir. Işığa göre çeşitli renkler girmiştir. Van Gogh’lar bu resim sanatının öncüleridir. Osman Hamdi Bey’in ressamlığı fotoğraf ressamlığıdır. Resimde hep eskiyi savunmuştur Osman Hamdi Bey.
Osman Hamdi Bey zamanında Duyunu Umumi İdaresi yönetiliyordu Osmanlı’yı. Duyunu Umumi İdaresi (Hollanda, İngiltere, Fransa, Almanya, Avusturya, İtalya, Osmanlı) yedi kişilik yönetim kurulundan oluşuyordu. İdare 9 bin memur çalıştırıyordu. Osmanlı borçlarının son taksiti 1954 yılında ödendi. Osmanlı’nın borçlarını Cumhuriyet ödedi. Osman Hamdi Bey’in Anadolu’dan kaçırılmasına izin verdiği eserlerin bedelini de bugün bizler ödüyoruz.
Osman Hamdi Bey’in kumara, kadına, paraya düşkünlüğünü bilen Almanlar, Fransızlar, İngilizler, Amerikalılar….kullanmışlardır. Osman Hamdi Bey’e çeşitli ülkeler nişanlar, unvanlar, çeşitli derneklere, kurumlara onur üyeliği vermişlerdir. Resimlerini yüksek fiyattan alarak ressamlığını övmüşler, ülkelerinde çeşitli dergilere yazılar yazdırmışlardır. Satın aldıkları resimleri bir kez sergileyip depoya kaldırmışlardır. Osman Hamdi Bey bu övgü ve rüşvetlere karşılık onlara kazı izni vermiş çıkardıkları eserlerin götürülmesine izin vermiştir. Verilen bu izinlerle bütün Anadolu soyulmuştur. Amerikalıların Asos’tan kaçırdığı eserler Boston Müzesinde, Almanların Bergama’dan kaçırdığı eserler Berlin’de, İngilizlerin kaçırdığı eserler British’de, Fransızların kaçırdığı eserler Luwr’da sergilenmektedir. Dünyanın pek çok yerinde eserlerimiz var Anadolu’ya getirilmeyi bekliyor.
Osman Hamdi Bey Alman Karl Human’la, İngiliz Charles Fellow ve diğerleriyle dostluk kurmuş, onlardan rüşvet almış, rüşvet karşılığında izin vermiştir.
Osmanlı’da “Eski Eserlerin Tüzüğü” 1869 yılında kabul edildi. Tüzüğün 32’nci maddesine göre yurt dışına eser götürmek kesinlikle yasaktı. Bu yasağa şöyle bir madde eklenmiştir. “Eserin birçok benzeri varsa, tarihi değeri yoksa izin alarak yurt dışına çıkarılabilir.” Buna dayanarak yasak her zaman delinmiştir. Tüzük 1884 yılında değiştirilmiş. Eskiden çıkarılan eserler mülk sahibine aitken yeni yönetmelikle çıkarılan eserler kamu malı sayılmıştır.
Osmanlı’nın kazılana ayıracak parası yoktur. Kazı yapanlar masraflarını kendileri karşılayacaktır. Osmanlı kazı yapanları denetleyecek memurlara da para vermemektedir. Bu memurların parasını da kazı yapanlar ödemektedir. Kurda kuzu teslim edilmiştir.
Osman Hamdi Bey bütün bu kazılara izin vermiştir. Yurt dışına götürülmesine “bizde benzerleri çok, çoğu işe yaramaz taş parçaları…” benzeri gerekçeler içeren raporlar yazarak göz yummuştur.
Osman Hamdi Bey bu işleri yaparken baskın yememek için babasının ve kendisinin gizli evraklarını Alman Theodor Wiegandi’nin evinde saklamıştır.
Osman Hamdi Bey’in oluruyla Berlin’e götürülen eserler onarılıp geri verilecekti. Eserler 1902’de götürüldü. Sekiz yıl sonra bile Osman Hamdi Bey eserleri geri istemedi.
Osman Hamdi Bey’in dostu Karl Human Sakçagözü örenyerindeki Gülü Bey’in evinin duvarına gömülü kabartmayı duvarı yıkarak 50 santimetre kalınlığındaki taşı arkadan tıraşlayarak 15 santimetre kalınlığa indiriyor. Diğer eserlerle birlikte kabartmalar İskenderun’a götürülüyor. Human, Nemrut ve Maraş’tan topladığı eserleri (32 sandık) 27 günlük süren yolculuk yaparak İskenderun’a götürdü. Kazılar 12 hafta sürdü.
Human arkeolog değil mühendistir. Troya’yı soyan Şiliman da arkeolog değildir. İskenderun’a götürülen eserler İstanbul’a getirilir. Önemsizler müzede bırakılır. Önemliler izinle (önemsiz denilerek) Berlin’e gönderilir. Human’ın mezarı Berlin’e kaçırdığı Bergama Sunağı’nın yanındadır. Human 1888 yılında Zincirli’yi 100 işçi çalıştırarak soyuyor. Islahiye kaymakamı engel olmaya çalışıyor. Osman Hamdi Bey eserlerin Human tarafından götürülmesi için yetkililere mektup yazıyor. Vali ve kaymakamlıklara emir veriyor. Birecik Kaymakamı emri dinlemeyip eserlerin kaçırılmasına engel olmaya çalışıyor. İngilizler kaymakamın başına silah dayıyor. Bodrum Kale komutanı İngiliz baskınından önce eserleri kayıklarda saklayarak kaçırılmasına engel oluyor.
Bütün bu bilgileri Anadolu sevdalısı Yaşar Yılmaz’ın yazdığı “Anadolu’nun Gözyaşları, Osman Hamdi Bey’in Öteki Yüzü” yapıtlarını okuyarak öğrenebilirsiniz. Ben bu kitapları okudum. Anadolu’yu daha çok sevdim. Anadolu’ya bir kez daha sevdalandım.
Okuyun, Anadolu’ya sevdalanın.