Kimine göre gazeteciliğin duayeni! kimine göre tiraj kralı! kimine göre ise ‘asılsız’ haberlerin değişmez isminin ne olduğunu kamuoyu tartışadursun; yakaladığı popülarite ile sonsuzluk baharında köşesinde döktürmeye devam ediyor.
30 Kasım tarihli başyazısında CHP’yi eleştiriyor!(tabi ki CHP’nin çok eleştirilecek yanı var, o ayrı). Asılsız bir haberle çok güvendiği kaynağından aldığı haberle, haberi doğrulatmadan başta CHP kurumsal kimliğine ve muhataplarına vereceği zararı düşünmeden; art niyet yoksa! Yaşanan olaylardan sonra güya özür dilemek için yazı yazıyor!
Asılsız suçladığı Muharrem İnce’den özür dilemiş, Muharrem İnce olgunlukla karşılamış ‘Her şerde bir hayır vardır’ demiş! Bu şerde CHP içindeki gizli iktidar mücadelesinin ortaya çıkartılmasına belki hayırlı olurmuş!
Bu kadar büyük zarara yol açtığı halde CHP’den özür dilemek aklına gelmemiş, değer verdiği gazeteci arkadaşı ‘Kurum olarak CHP’den de özür dilemelisin!’ dediği için CHP’den özür diliyor ama yazısına başlık ettiği ‘Vatandaşın umudu’ umutsuzluk körüklercesine; CHP’de parti içi çekişmelere son verilmesini diliyormuş!
Sözde özür dilerken bile CHP’yi iç çekişmelerin olduğu parti olarak göstermeyi ihmal etmiyor.
Partilerde ve özellikle CHP’de bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da parti içi mücadelenin olması kadar doğal bir olay yoktur. CHP’de parti içi mücadele olmalıdır, olacaktır. Denilebilir ki şu anda parti içi mücadele kanalları kapalı, yeterince mücadeleye açık değil. Doğrudur. Bu tartışılır, tartışılıyor da.
Ancak hem olmayan bir senaryonun içine CHP’yi çekip sonrada özür diliyormuş gibi yaparak CHP içindeki çekişmeleri gündeme getirmek; oynanan oyunun bir parçası olsa gerek.
Hani kaynak Saray çalışanıydı, ismi açıklanırsa işinden olurdu! Saray çalışanı olmadığı (Saray’ın gizli çalışanı değilse), kendine ait İnternet Haber sitesi olan gazeteci olduğu ortaya çıktı. O gazeteci Talat Atilla’nın da hala kaynağını açıklamaması; oyun oynar gibi her gün twittler atması, ‘derimi yüzseler kaynağımı açıklamam’ diyip, aktif bir CHP milletvekili demeyi sürdürmesi…
Ve CHP’li tüm milletvekillerinin töhmet altında bırakılması!
Areda Survey Araştırma Şirketinin Türkiye gündemli 1100 kişinin katılımıyla 27/28 Kasım tarihli araştırmasına göre;
Bakın Saraya giden CHP’li tartışmasında en çok kim zarar görmüş. Beştepe’de görüşme iddiasının en çok kimi yıprattığı sorusuna katılımcıların yüzde 54,5’i Kemal Kılıçdaroğlu, yüzde 36,9’u Muharrem İnce’yi, yüzde 3’ü CHP’yi, yüzde 2,9’u AK Parti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ve yüzde 2,6’da diğerlerini yıprattığını belirtmiş.
İddiaları medyaya kimin servis ettiği sorusuna ise katılımcılar, yüzde 52,2 Kemal Kılıçdaroğlu, yüzde 41,2 CHP’yi karıştırmak isteyenler, yüzde 2,6 Muharrem İnce’ye yakın olanlar, yüzde 1 AK Parti, yüzde 0,2 Ekrem İmamoğlu ve yüzde 3 diğerleri cevabını vermiş.
Asılsız haberlerle kamuoyunda CHP’yi tartışılır hale getiren gazeteci birde CHP’den özür dileme adı altında CHP’yi tartıştırmaların odağı olarak göstermesi; Erdoğan’ın ‘Millet ittifakı’ dağıtılmalı projesine hizmet eden bir operasyonun parçasıdır.
Kendisi haber yapmak yerine aracı gazeteci kullanan Talat Atilla oyun oynamayı bırakmalı, CHP ve genel kamuoyuna karşı sorumlu gazeteciliğin gereği bir an önce asılsız haberi kendisine hangi CHP Milletvekili ilettiyse açıklamalıdır; şayet haber kaynağı ile herhangi bir ortaklığı yoksa!
