MAĞDURİYETSİZ SEÇİM OLMAZ

 

Herkesin ortak kanaatine göre ‘tarihi’ bir seçime gidiyoruz ve bu önemli seçim sürecinde ülke insanının dayanılmaz hale gelen sorunları, ülkenin ekonomi başta olmak üzere hayat pahalılığı, işsizlik hiçbir sorunu yeterince konuşulmuyor veya konuşulamıyor. Ya kapandığı söylenen ‘türban sorunu’ ya da 21 yıldır ülkeyi tek başına yöneten cumhurbaşkanı Erdoğan’ın adaylığını muhalefetin engellemek istediği, tüm yakıcı sorunların çözümünün konuşulmasının önüne geçiyor. Tabi birde dış güçlerin Erdoğan karşıtlığı unutulmamalı!

Ne olursa olsun devletin her organına tüm haşmetiyle sahip olunsa, ondan habersiz hiçbir iş ve işlem yapılmasa, kupon araziler satılmasa, 21 yıldır yönetiyor olsa da; her türlü mağdur! Herkes ona karşı!

Muhalefetin sözde mağdur etmemek adına geçmişte söylediği ‘adaylığı anayasaya aykırı bile olsa mağduriyet yaratmamak adına itiraz etmeyeceğiz’ açıklamalarından güç alarak 4,5 yıl sonra mı aklınıza geldi deniyor.

Nedir o herkesin bildiği üçüncü kez cumhurbaşkanlığı adaylık meselesi. Sayısız kez yazıldı söylendi Anayasa’nın 101 ve 116’ncı maddelerine göre bir kişi iki kezden fazla aday olamıyor, üçüncü kez adaylık istisnası dışında. Şu halde açıklanan 14 Mayıs seçim tarihine muhalefet onay vermeyeceğine, Erdoğan kendi yetkisiyle seçimleri yenileme kararı alacağına göre üçüncü kez adaylığın önü kapalı. Neymiş, itirazın yapılacağı YSK üyeleri Erdoğan tarafından atandığı için YSK’dan aksi yönde karar beklenmemeliymiş, eğer öyleyse eyvahlar olsun! Ülkenin anayasal kurumu anayasal kurum olmaktan, millet adına karar vermekten çıkmış olması kabullenilmiştir.

Neyse başka ne deniyor? Efendim 2007 referandumunda kabul edilen, 2018 referandumunda aynen korunan maddelere rağmen, 2018’de sistem değiştiğinden, kronometre sıfırlandığından öncekiler sayılmazmış. Adı, yemini, devletin başı tanımı değişmediği halde sırf yetkilerinin artırılmış olması öncekileri yok sayıyor, kronometre sıfırlanmış sayılıyorsa, ileride yapılacak değişikliklerle sonsuza kadar adaylığın önü açılabilir.

Muhalefet şimdiye kadar biz sizin adaylığınıza karşı değiliz, erken seçim teklifini getirin Meclis’e alınacak kararla aday olun iddiasını daha kuvvetli söylemeli, YSK’ya da anayasaya aykırı karar vermemesi yönünde ciddi uyarı yapmalı, kamuoyu oluşturulmalıydı.

Şimdi ne deniyor bakın şimdiye kadar itiraz etmediler, seçimler yaklaşınca Erdoğan karşısında kaybetmekten korktukları için karşı çıkıyorlar deniyor.

Oysa mesele bir kişinin adaylık meselesi değil, ülkenin anayasal bir devlet mi yoksa anayasalı bir devlet mi olduğu. Muhalefetin görevi mağduriyet yaratmama adına Anayasa ve anayasal kurumların yok sayılmasına göz yummak değil, karar vericileri anayasaya uymaya zorlamalıdırlar.

 

GELELİM DIŞGÜÇLERE!

Şimdiye kadar küresel güçlerle işbirliği içinde olan, küresel güçlerin övücü sözlerinden memnuniyet duyan, uluslararası dergi ve yayın organlarında lehlerine övücü yazılardan gururla söz edip kendileriyle birlikte olmasından memnun olan iktidar aleyhlerine çıkan en küçük bir yazı veya olayda küresel güçler bizi istemiyor vaveylası koparıyorlar.

Son günlerde en dikkat çekeni, The Economist dergisinin ‘’Turkeycould be on the of dictatorship’’ (Türkiye diktatörlüğün eşiğinde olabilir) başlıklı özel haberiydi. Ayrıca Bloomberg, Wall Street Journel ve Washington Post gibi uluslararası tanınırlığı olan büyük gazete ve medya kuruluşlarının da 2023 seçimlerine dair analizler yayınlaması iktidarı rahatsız etti. Oysa aynı yayın kuruluşlarının daha önce iktidar öven birçok yazısı iktidarı memnun etmişti.

İsveç’te faşist bir densizin Türk Büyükelçiliği önünde asla kabul edilemez davranışı vicdanlarda çok büyük yara açmış, ülkemiz ve bazı Müslüman ülkelerde çok büyük tepkilere yol açmıştır. Ve fakat buram buram provokasyon kokan bu davranışın amacı Türkiye’yi tahrik etmek midir, nedir.

Ve görünen o ki, içerde muhalefet, dışarıda dış güçler ele ele vermiş biri adaylığını engellemek isterken diğeri de seçilmesini önlemek istiyor öyle mi?

Yoksa her seçim öncesi bazı ülkelerde ortaya çıkan provokasyonlar yönetenlerin milliyetçilik söylemleri üzerinden seçmen konsolidasyonuna katkı sağlamaya dönük destekler mi!

‘’Bazen herkesi kandırabilirsiniz. Bazı insanları sürekli kandırabilirsiniz ama herkesi sürekli kandırmazsınız.’’ Abraham Lincoln

21 yıldır yönetiyor olsa, sonsuza kadarda yönetse hep mağdur, herkes ona karşı!

 

Exit mobile version