KİRLETENLERİN HEPSİNİ AÇIKLAYIN!

MARMARA Denizi’nin kirlendiği gerçeğiyle yüzleşmemiştik bunca zaman.

Ne zaman müsilaj gelip sahilleri sardı..

O zaman herkesin kafasına dank etti.

Oysa Marmara Denizi çoktan beri kirliydi.

Kanalizasyon denizine dönüştürüldüğü gerçeğinden hep kaçtık.

Sualtındaki canlı varlığın hızla tükendiği yönündeki haberlere aldırış etmedik.

Kirlilikten dolayı sahillerde kolibasili dedikleri mikrop çoğalırken, Erdek sahilinde güneşi batırmanın keyfini çıkardık.

Duyarlı kesimlerin çığlıklarını duymadık.

Derelerden denize boşalan sanayi atıklarını görmezden geldik.

Nasıl olsa akıntı vardı, deniz kendi kendini temizliyordu!

 

***

BİLİYORUM, son günlerde müsilaj olayına sardırdık biz de. Hani türlü mevzusu varken bu ülkenin, bu memleketin.. Tek bir müsilaja odaklanmanın alemi var mı?

Var elbet.

Deniz biterse, hayat biter çünkü.

 

***

GOOGLEEarth’e girin, Marmara Denizi’nin sahil kesimlerine odaklanın.

Büsbüyük fabrikalar, termik santraller, sanayi tesisleri falan göreceksiniz bol bol.

İnsanoğlunun denizden ortaklaşa yararlanabileceği en güzel noktalar sanayi yatırımlarına ayrılmış durumda.

..ve hâlâ yetmiyor, yeni sanayi alanları açmaya çabalıyor başımızdaki yönetenler.

En başta Bandırma Körfezi.

Kuzey Marmara’da artık sanayiden adım atacak yer kalmayınca..

Güney Marmara’yı gözlerine kestirdiler!

Bir bölü yüz binlik planları niye yaptılar sanıyorsunuz?

Bizim yerel yöneticilerin kafalarına göre “şurayı turizm alanı yapalım, burayı sanayi alanı yapalım” deme lüksü yok.. Onlar da yönetilendir zira.

Emir tepeden gelir. Plan program oralarda yapılır.

Bizimkiler uygulayıcıdır.

 

***

İŞTE efendim sanayi tesisleri kurulsa bile çevre konusunda hassas olunacak, arıtması marıtması yapılacak, fabrikaların çevreyi kirletmesine izin verilmeyecek falan.

Hikayedir.

Sanayi kuruluşu için en kaygılı, en sinir bozucu, en maliyetli iş arıtmadır.

Arıtmalar göstermelik çalışır. Denetim olacağı zaman düğmeye basılır.

Adam tepedekilerle iyi ilişkiler içindeyse bir de…

Buradaki çevre memuru istediği kadar idealist olsun, işinin gereği yapmaya çalışsın.

Bir telefon yeter!

Böyle böyle kirletmedik mi denizi?

Göz yuma yuma.. İltimas, torpil geçerek.. “Bizim çocuklar, ilişmeyin” diyerek…

 

***

SİZ hiç iktidarın bir milletvekilini, yaşanan türlü çeşitli çevre felaketine dair kelam ederken, yerinde tespit yaparken, yöre halkıyla bir araya gelip kirleticilere karşı savaş açarken gördünüz mü?

Hep muhalefettir bunları yapan.

Pankart açan, slogan atan, eylem yapan, direnen vatandaşlara ‘muhalif’ yaftası yapıştırılır.

Yani, kaygı duyanlar hep muhalefet cephesindedir.

İktidardakiler, madencilik faaliyetine bayrak açan köylünün yanında olmaz.

Orada, isyan eden vatandaşla aynı kareye girmek istemez.

Gider, maden şirketinin patronlarını, yönetenlerini ziyaret eder meselâ.

Hâl hatır sorar!

 

***

BİR zamanlar böyle bir adam vardı aslında.

Ergenekon mergenekon dediler, hayatını kararttılar.

İktidarın milletvekiliydi bizim burada.. Turhan Çömez’di adı.

Doktor Turhan…

İktidarın bakanlarına soru önergeleri falan verendi; Türk siyaset tarihinde ilk defa!

İktidarın adamı, kendi iktidarını sıkıntıya sokacak hamleler yapar mı?

Görülmüş şey mi?

“Babalar gibi satarız” sözüyle siyaset tarihinde çok derin izler bırakan eski Maliye Bakanlarından Kemal Unakıtan’a bayrak açmıştı meselâ.

Unakıtan’ların Bandırma’daki yumurta fabrikasının Manyas Gölü’nü fena halde kirlettiğinden dert yanıyordu. Yerinde tespitler yapıyor, basını ve kamuoyunu harekete geçiriyor, Bakan’la kavga ediyordu.

“Demokrasi dersi veriyor” diye düşünüp saygı duymak varken.. “İçimizdeki İrlandalı” dediler. Ergenekon dosyası kapanınca, Çömez hakkındaki iddialar da düştü.

Yakın zamanda köyüne gelip iki tur konvoy yaptı, hasret giderdi; herkes “dönüyor, siyasete yeniden giriyor” derken, yıllardır yaşadığı İngiltere’ye döndü. Belki de “artık buralarda hiçbir şey yapılmaz” diye düşündü.

 

***

GELELİM Marmara’yı kirletenlere.

Sadece sanayi kuruluşları, fabrikalar, madenler, termik santraller, şunlar bunlar değil elbet.

Belediyeler de kirletiyor.

Derin deşarj dedikleri yöntemle, ne kadar arıtıldığı bilinmeyen atıkları denize boşaltıyorlar meselâ.

Yeni sanayi alanları açıyorlar. Tarım ve hayvancılığa en uygun sahaları imara açarak rant sağlamanın derdine düşüyorlar. Meralara taş ocağı ruhsatı veriyorlar. Yani, denizin, derenin, toprağın, ormanın, dağın, bayırın tükenişinde belediyelerin de direkt veya dolaylı emeği(!) var.

Müsilajın öldürdüğü Marmara’yı kirlilikten arındırmak için üç yıllık hedef planlar ortaya konuyor. Bizim Büyükşehir Belediyemiz üç vidanjörle Erdek sahilinde iki gün müsilaj çektirip, “sahil pırıl pırıl oldu” açıklamaları falan yapıyor.

Mevzunun ciddiyetine vakıf olamadıklarından mıdır, yoksa eleştirenlere yanıt verme kaygısından mı, orasını bilmiyoruz.

Bu arada, çizmeleri çekip müsilaj denizine hortum salan vidanjör ekibinin azmine şapka çıkarıyoruz. Erdek sahilinde müsilajlacebelleşirkenki ciddiyet ve kararlılıkları karşılıksız kalmamalı. Vidanjörle o iş olmaz ama, “zoru başarırız, imkansız zaman alır” formundaki görev aşkları, saygıyı gerekli kılıyor.

 

***

BİR DEBAGFAŞ’ımız var bizim. Bandırma Körfezi’ni kirlettiğine dair tevatür yeni değil; eskiden beri süregelir.

Bir video paylaşmışlar; “atıklarını denize boşaltıyor” diye yazmışlar altına.

Hürriyet Gazetesi kocaman manşet yaptı.. “Kapatın gitsin” dedi!

Sonra Valilikten açıklama yapıldı, çeşitli tarihlerde yapılan denetimler sonucunda BAGFAŞ’a kesilen ceza miktarları kamuoyuna duyuruldu.

Ardından patron konuştu: “Bize denizi kirlettiğimiz gerekçesiyle hiç ceza kesilmedi…”

Valilik rakamlar verdi, miktar miktar açıkladı.

 

***

VALİLİKTEN beklenen şu olmalı:

Balıkesir sınırları içinde Marmara Denizi başta olmak üzere, çevreyi, doğayı, toprağı, suyu, havayı kirlettiği için, insana, canlıya zarar verdiği tesbit edildiği için bugüne kadar hangi fabrikalara, hangi sanayi kuruluşlarına, ne miktarda ceza kesildi, hangi yaptırımlar uygulandı, denetimleri sağlıklı yapılıyor mu, kirletmelerinin önüne geçildi mi?

Bu konuda daha kapsamlı, daha doyurucu, daha koruyucu bir açıklama şart.

Madem müsilajla, kirlilikle mücadele için bir seferberlik başlatıldı.

Bu soruların yanıtı da seferberliğin bir parçası olmalı.

 

Exit mobile version