“KENDİSİNE muhalefet eden Belediye Başkanı da gördük” diye yazdıydık geçen gün.
Bu başlığın muhatabı, Gönen Belediye Başkanı İbrahim Palaz’dı.
Gönen’in Canbaz Mahallesi’ne yıllardır hizmet gitmediğini söylüyor, “mahalle aralarında ne bir parke taş ne asfalt var” diye sitem ediyordu.
Bu cümle duyulur da durmak olur mu?
“Dört buçuk senedir sen oturuyorsun o koltukta… Bu koca zaman diliminde hizmet gitmediyse Canbaz’a, kimin suçudur, kimin günahıdır faslında bir vaveyla savurduk Meydan’dan Gönen’e doğru!
***
ERTESİ gün Başkan İbrahim Palaz aramış; duymamışım.
Geri dönüş yaptım. Telefonda hoş beş ettik karşılıklı.
***
ÇOK şey söyledi de.. Bende ‘iz’ bırakacak şu cümleyi kurdu ilkin:
“Başka bir gazeteci görüp yazsaydı bunu, halimiz nice olurdu… İyi ki sen yazdın…”
Ne demek bu?
Şu demek:
“Senden zarar gelmez…”
Eh, yiyip içmişliğimiz, oturup kalkmışlığımız yoksa da kendisiyle, uzaktan tanıyor herhalde.
Belli ki, gazeteci milletinden çekmişliği var.
Nerdeee seviyeli eleştiri, nitelikli ikaz, sorumlu kalemşorluk?
Revaçta olan; işi şantaja, tehdide, ranta dayandıran çıkarcı gazetecilik!
Ama şu da var; meslek etiğine sıkı sıkıya bağlı, sorumlu gazetecilik anlayışıyla yoluna devam edenleri kimse sevmiyor!
Çünkü onları istedikleri gibi kullanamıyorlar.
Bunu, İbrahim Palaz için söylemiyorum.. Her yerde böyle durum.
***
BAŞKAN Palaz dedi ki:
“Bizim çocuklar abartmış biraz… Yani öyle bir ifade kullanmak yersiz olmuş.”
Bu cümleden şu tespiti yapıyoruz:
Kurumsal olarak belediyelerin, kişi olarak belediye başkanlarının sosyal medya hesaplarını başkaları yönetiyor!
Yani, sosyal medya işlerine bakan personel, ekip, grup veya birimleri var hepsinin.
Büyükşehir’de de böyle, ilçelerde de…
Başkanlar Facebook’a, Twitter’a, İnstagram’a, şuna buna bakmaya zaman bulamıyor zaten.
Ekip hazırlıyor görselleri, mesajları, videoları falan.. Başkan adına paylaşıyor.
Bazen böyle absürt durumlar peydahlanıyor tabi!
***
YANİ, “Başkan bey Cuma mesajı paylaşmış, hepimizin cumasını mübarekliyor sağolsun” diyorsunuz ya..
Başkanların haberi yok o işten!
Sosyal medyacılar, arşivden maneviyat fışkıran bir fotoğraf karesi bulup çıkarıyor, başkanların nur yüzü ve süslü cümleler eşliğinde bir Cuma mesajı sarkıtıveriyor.
Bunu en çok da Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz yapıyor.
Medya ve sosyal medya işlerini yürüten kalabalık bir kadrosu var nitekim.
O da bizim gibi sosyal medyada görüyor kendi paylaşımını.. “Ne güzel mesaj vermişim” diye mutlu oluyor.
Bazen de tam tersine, sinirleri zıplatacak paylaşımlar yapıyorlar; yaz günü kıştan kalma görüntüler kullanarak meselâ… Kim olsa kızar!
“Uleyn, fotoğrafçı kameracı taşıyoruz yanımızda, bilmem şu kadar sosyal medyacı çalıştırıyoruz, milyon tane resim çekiyorlar, yaz günü paltolu resmimizi paylaşıyorlar…”
***
ASIL konuya dönelim.
Canbaz mahallesinin parkesiz, asfaltsız hallerine dair Başkan’ın o paylaşımıyla ilgili yazıdan sonra, telefonda görüştük dedik ya..
Kırsal mahallelerin parke taş döşeme işleriyle ilgili ihale yapmışlar vakti zamanında; işe başlayacakken bakanlık iptal etmiş ihaleyi. Kırsalın parke işleri ortada kalmış.
O sebeple mağduriyet yaşıyormuş Canbaz ve öteki mahalleler.
Gecikmenin sebebi buymuş.
“Kırsalda yatırım hamlesi başlattık” diyor Başkan Palaz.
Canbazlılar da parke taşa basacak sonunda…
Hayırlısı olsun.
