Kazancı ve algıyı bırakın… Çözüm üretin!

KUBİLAY S. ÖZTÜRK

 

Son aylarda, Edremit Körfezi’ndeki vatandaşların en çok tepki gösterdikleri sorunların başında “çevre kirliliği” geliyor. Çünkü deniz, sahiller, dereler hem çok kötü kokuyor, hem de kirlilik had safhada. Gündüz denize girenler şikayetçi, özellikle de çocuklar hasta oluyorlar; gece ise pek çok bölgede berbat bir lağım kokusu nedeniyle pencere bile açamıyorlar vatandaşlar. Dolayısıyla, muhtemelen önümüzdeki aylarda da, yine en çok çevre kirliliği konuşulacak Körfez’de.

 

Hal böyleyken, Sağlık İl Müdürlüğü 4 Ağustos’ta “Balıkesir ili deniz suyu yüzme izleme noktaları analiz sonuçları” tablosunu yayımladı. Buna göre, Balıkesir’deki 98 adet izleme noktasından sadece Zeytinli Çayı mevkii ve Gömeç Derkent mevkii sonuçları “orta”, diğerlerinin hepsi “iyi” olarak açıklandı. Görevli kamu kurumu böyle diyor, yani bir tane “kötü” sonuç bile yok. Gerçi “orta” denilenleri ikisi de Körfez’de ama genel anlamda denizin durumu “iyi” olarak değerlendiriliyor. Fakat vatandaşlar bu sonuçlara değil de kendi gözlemlerine göre değerlendiriyorlar reel durumu.

 

 

BAKIN VATANDAŞLAR NELER SÖYLÜYOR!

 

Şimdi bir de noktasına dokunmadan sözü vatandaşlara bırakalım:

 

“Denizimizin kirlenmesini görmezden gelene, göz yumana lanet olsun”, “Çözüm çözüm çözüm çok acil çözüm bekliyoruz Körfez hiç bu kadar kötü olmamıştı”, “Salgın hastalıklar ve deniz girilemez duruma gelince iş işten geçmiş olacak. Körfezin katledilmesine seyirci kalmayalım.”, “Aslında şu durumda denize girilmemesi için yasak levhası konulmalı. Ama tahlillerde deniz suyu temiz çıkmış nasıl olmuşsa.”, “hükümetin desteğiyle büyük şehir yapsın insanları mağdur etmenin bir manası yok”, “Başkanlar sokakları sahilleri bir dolaşın Denize de girin.”, “Körfezin elzem olan iki sorunu var, biyolojik arıtma + imar”, “Evlerimizde gece kokudan duramıyoruz seçim yaklaşıyor bunun hesabını büyükşehir belediyesi sandıkta verecektir. Arıtma birinci önceliğimizdir. Artık kapı pencere açamıyoruz Altınkumu bitirdiler”, “Şu an yine saldılar denize Baski. Altınkum sahili bok kokuyor. Yazlıkçıların yoğun olduğu zamanlarda. bunların amacı halk değil doğa temiz kalsın değil”, “Canım Akçay denizini el birliğiyle bu hale getiren herkes bu durumdan sorumludur resmen artık her yer lagam ve bok kokuyor denizin üstü köpük köpük pislik içinde girilecek gibi değil hastaneler ishal ve kusma vakalariyla dolup taşıyor ama hiç bir yetkili bu konuyla ilgilenmiyor”, “Tabi bu kadar kalabalığı kaldıramıyor, daha doğalgaz bekliyorlar” , “Balıkesir Büyükşehir Belediyesi körfezi pis sulara terk etmiş.”, “Ben buralıyım akçayın sahillerini para için peşkeş cekenlere yuh olsun paraları alıpta hizmet vermiyenlere yuh olsun, akçayı bu hale getirenlere yuh olsun. Secime az kaldı.”, “Bütün sahiller Büyük şehire zimmetli gelirini alıyor ama ıcraat yok. Edremit belediyesi etkisiz eleman”, “ 10 senedir her yaz akçay a evimize geliyoruz her sene lağım kokusuyla uyuyoruz işi aştılar artık gündüz de salmaya başladılar “, “her sene buraya sevinçle geliyorum ama bıktık artık 10 senedir 1 arşın yol kat edemeyen belediyeyi ilçeyi bırakın kötülemeyi yerin dibine bile sokarlar”, “bizim belediye başkanları oturdukları koltuğun hakkına bile sahip çıkamıyorlar ve hakkını veremiyorlar yazıklar olsun hepsine “, “bende temiz ve saygın bir şekilde yaşamak istiyorum çok mu?”, “akcayda yaşamayan bilmez dalyanın kokusunu ben altınkumdayim yürüyüş parkuru var dalyanda ben kokudan hiç o tarafa gitmiyorum”, “Bok kokuyor ve artık çok can sıkmaya başladı. Hastaneler enfeksiyon hastalarıyla dolu.Siyasal ve bölgecilik tartışmalarından çıkıp ortak bir eylem yapılmalı.”, “alt yapı olmadan bu binalara izin veren zihniyeti artık istemiyoruz önce alt yapıni yap sonra, çok kalabalık nüfusu arttı diye koltuklarında oturup bu cennet yeri cehenneme çevirmeye hıc kimsenin hakkı yok böyle bir rezalete göz mü yumalım”, “İnanmak istersen gel pina deresine kokuyu görürsün”..

 

 

AYVALIK’TAN AYVACIK’A KADAR KİRLİLİĞE İSYAN!

 

Daha “ağır” sözler de var aktaramadığım ama durumun özeti bu yazılanlarda olduğu gibi. Elbette yeni değil bu sorun, yılların ihmali var. Fakat, Balıkesir “büyükşehir” olduktan sonra yapılması gereken stratejik bölgesel planın hazırlanmadığı ve rasyonel hiçbir adımın atılmadığı da ortada. “Benim zamanımda mı kirlendi, yıllarca onlar yönetti” diyerek kenara çekilebileceğini sanan Yücel Yılmaz ise şimdi zor durumda. Elindeki kaynakları büyük ölçüde Ankara’nın talimatları doğrultusunda yönlendirdi, kalanını da partisine seçmen desteğinin yoğunlaştığı yerlerde kullandı. 4,5 seneye ulaşan yönetim döneminde, Körfez’in altyapı eksiklerini gidermek için hiçbir somut adım atmadı ve çevre kirliliğini bu noktaya kadar sürükledi. Vatandaşlar da artık Ayvalık’tan Ayvacık’a kadar bu kirliliğe isyan noktasına geldiler.

 

 

BİR YANDA ALTYAPI SORUNLARI.. DİĞER YANDA SAHİL DÜZENLEMELERİ!

 

Yetersiz ve eksik kapasiteli arıtmalar, kirlilik taşıma kanalı haline getirilmiş olan dereler, kanalizasyon sistemi bile bulunmayan bölgeler, vidanjörle boşaltılıp taşınan foseptikler sorun yaratırken, Yücel Yılmaz sahil düzenlemesi, kavşak ve yol yapımıyla Körfez’i idare etti. Bunun yanıtını da Mayıs seçimlerinde aldı. Önümüzdeki yıl ise yerel seçimler var ve kamuoyu da kendisine çok tepkili. Acele bir şeyler yapmaya uğraşıyor şimdi. Mesela çok farklı bir konuda yapılan toplantıda bile çıkıp “Güre için arıtma tesisine yer bulduğu müjdesini” veriyor. Mesela Zeytinli için Edremit Belediyesi ile “yer verilmedi” tartışmalarına giriyor. Öyle ki videolar, youtube yayınları yapılıyor peş peşe algı yönetimi için. Fakat en fazla şikayet edilen yerlere birer havuç uzatarak bitmiyor ki bu konu. Körfez’in diğer ilçeleri ne olacak? Ayvalık, Gömeç, Burhaniye, hatta Havran’daki arıtma ve dere kirliliği sorunu çözülemezse, Körfez kurtulmayacak ki. Bunu herkes biliyor. Mesela bugün lodos var ve deniz kendisine atılanları geri göndermekle meşgul Körfez’in sonundaki kıyılarda. Şimdi o Zeytinli ve Güre yatırımları tamamlanmış bile olsaydı, Burhaniye, Pelitköy, Karaağaç, Gömeç’ten gelen kirlilikler, yine Altınkum, Akçay  ve Güre’ye yığılmayacak mıydı?

 

 

KÖRFEZ ÇALIŞTAYINDA HEPSİNİ ANLATTIK…

 

Yücel Yılmaz ve ekibinin bu gerçekleri bilmesi gerekiyordu. “Bilmiyorduk ama göreve talip olduk” diyemezler. Deseler bile, bu gerçekler ve Körfez’in bir bütün olarak ele alınması gerekliliği, 27 Temmuz 2020’de yapılan Körfez Çalıştayı’nda kendilerine anlatılmamış mıydı? Orada iktidar tarafının atanmış bazı yöneticileri ile milletvekilleri bulunmadılar ama seçilmiş yöneticilerin hepsi vardı, önemsemediler herhalde izah edilenleri. Muhalefet tarafının ise, Körfez’deki belediye başkanları ile milletvekilleri gelmediler o Çalıştay’a. Sebebi ise, bir gün önce Ankara’daki parti kongresinde çok yorulmuş olmalarıydı.! İşte bu “anlamayanlar ile dinlemeyenler” sayesinde günümüze kadar geldik. Bir taraf Körfez’i önemsemedi, diğer taraf ise Körfez’in hakkını layığıyla savunamadı ve şimdi bu kirlilikle baş başayız. Sıra geldi vatandaşların ses çıkartmasına. Onun da hakkını vereceklerdir mutlaka, başka ne yapabilirler ki? “Yetti artık” diyor hepsi.

 

 

GÜRE MÜJDESİ VE ZEYTİNLİ OYUNLARI…

 

Durum çekilmez hale gelmişken, Yücel Yılmaz’ın Körfez’de en önem verdiği konu ise sadece Dalyan arazilerinin satışıdır. Hazine’den şartlı ve süreli olarak Büyükşehir’e devredilen bu arazilerden 380 dönümü Dalyan’da ve bu kamu arazisini bir an önce ve en iyi bedelle satabilmek için sahil düzenlemesi, çeşitli derecelerde koruma kararları, sulak alan ilanı, imar değişikliği, yol yapımı, satış kararı, parselasyon çalışmaları yapıldı. Sıra geldi Zeytinli’deki mevcut  tesisin oradan uzaklaştırılmasına. Altınkum, Zeytinli, Akçay, Burhaniye için değil bu çabalar. Büyük paralar beklenen bir satış için bir “ballı lokma” hazırlanıyor sadece. Etrafındaki arazilerin rantı da ayrı hikaye. Bu arada Edremit Belediyesi’nin tarım arazisini bedavaya almak ve yerel seçim öncesi algı çalışması yapabilmek de işin cabası olacak haliyle. Nasıl plan ama? Şirket gibi yönetiyorlar Büyükşehir’i. Fakat Körfez’in kirlilik sorunu ve diğer ilçelerin hali ne olacak? Güre müjdesiyle ve Zeytinli oyunuyla bitmiyor ki bu işler?

 

 

Bu nedenlerle şimdi gerçeğe dönülmesi gerekiyor. Yapılaşmaya uygun olmayan arazilerin  satışı ve bu amaçla yapılan harcamaların sona erdirilmesi, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın devreye girmesi, Körfez için bütünlüklü bir  kurtarma planının hazırlanıp hayata geçirilmesi zorunlu. Vatandaşlar bu sefer susup oturmayacaklar. Çünkü artık bıçak kemiğe dayandı Körfez’de.

 

Exit mobile version