MEYDAN
HER seçim döneminde gördük, yine görüyoruz.
Özellikle yerel seçim süreçlerinde, yerel yönetimin başındakiler ve onların parti teşkilatları, adayları, hiç acımadan, vicdan falan yapmadan, utanıp çekinmeden kamu kaynaklarını hoyratça kullanıyor.
Vatandaş görmüyor mu sanıyorsunuz, bilmiyor mu, duymuyor mu?
Belediye kesesinden seçim kazancı için sorumsuz ve sınırsızca harcama yapıyorlar.
Üstüne bir de “biz sana iş verdik, aş verdik, sen de bizim için koşacaksın” faslında, zorunlu olarak seçim kampanyalarında kalabalık unsuru yapıyorlar belediye çalışanlarını.
Ya da liyakatle değil, eş, dost, partili, akraba avantajıyla bir daireye müdür, amir yapılan kişilerin, seçim kampanyalarında en önde yürümeleri falan…
Bir seçim etkinliği olacaksa, kalabalık görüntü vermek adına, cümlesini alanlara taşımak da var personelin…
***
YÜKSEK Seçim Kurulu’nun her seçim öncesinde açıkladığı ‘seçim yasakları’ listesi uzun uzadıya gider ama..
Bu yasaklar iktidardakini bağlamaz pek.. Muhalefetin derdi olur!
Kurallar, yasalar, yönetmelikler, yasaklar muhalefete işler; iktidara söz geçmez.
Herhangi bir kamu emekçisini, muhalefet partilerin adaylarıyla, hem de mesai harici bir saatte sahada görseler meselâ.. Maazallah adam işinden olur, aşından olur, hiç olmadı maaş cezası, uyarı, sürgün!
Ama herhangi bir Büyükşehir Daire Başkanı, altındaki amiri, memuru yanına katıp, partinin ve adayın seçim çalışmasında promosyon dağıtabilir vatandaşa! Bunu gören olmaz…
***
YA DA belediyelere ait araç gereç, alet edevat, partinin ve adayın emrine amade haldedir.
Belediye otobüsleri, minibüsleri falan seçim için özel giydirilir.
Belediyelerdeki bürokratlar, memurlar, işçiler, sözleşmeliler falan, adayların seçim koordinasyon merkezlerinde oradan oraya koşuşturur.
***
BİTER Mİ kaynak; bitmez.
Seçim çalışmalarında vatandaşa dağıtılacak eşantiyonlar, özel baskılı hediyelikler, kolonyası, sabunu, zeytinyağı, ajandası, kalemi, şarj aletleri, şusu busu cepten değil, kamu kaynağından temin edilir.
Bu harcamalar, “ağırlama giderleri” faslında değerlendirilir.
Yani, halkın parasıyla seçim kampanyası yürütülür hep.
***
YEREL seçim dönemlerinde belediye binaları, mevcut kadronun ‘seçim karargahı’na dönüşür.
Adam kulis yapacak, seçim stratejilerini konuşacak, yarınki propaganda çalışmasının programı yapılacak; özel görüşmeler, görevlendirmeler, meclis pazarlıkları falan…
Kamunun elektrikleri sabahlara kadar açıktır! Işıklar yanık, ikramlar gani…
Hani, azıcık vicdanlı, hak hukuk adalet bilen, kul hakkını düşünen vatandaş, belediyenin otoparkına bedavadan araç park etmeye bile çekinir…
***
ÖNÜMÜZ Ramazan.. Millet oruç tutacak.
Seyreyleyin zengin iftar sofralarını artık. Kamuya ait salonlarda, kamunun paracıklarıyla, binlerce kişilik özel iftar programları düzenlenecek, göreceksiniz. Bununla yetinmeyip sahur yemekleri bile tertipleyecekler.
Kapı kapı dolaşıp Ramazanlık hurma paketleri de dağıtırlar mı bilemem.. Ama, yine kamu kaynaklarıyla hazırlanacak tarhana, bulgur, pirinç, şeker, çay, margarin, salça vesaireden oluşan özel ramazan kolilerinin gece gündüz demeden, her yerde dağıtıldığını göreceksiniz.
Seçim rüşvetini kapıya kadar getiren belediye personeli, “başkanımızın selamı var” diyecek…
***
SONRA sana bana “Hazreti Ömer Adaleti” masalları anlatırlar…
Eh, bir de tasarruf tedbirleri vardır uygulamada.. Kağıt üstünde tedbir.
Kamu kaynaklarının sınırsız ve sorumsuzca sarf edilmesini yasaklayan yönetmelikler falan…
Kim takar!
